"Yetişin komşular! diye bağırarak çocuğumu kaptığım gibi sokağa çıktım... İtfaiyeye haber verilmişti."
Denizde sahile vuran Suriyeli çocuk... Ah nasıl ağladım onu öyle izlerken... Yavrum, Zeliş'im geldi gözlerimin önüne... Kim bilir nasıl bir çaresizlikti o çocuğun ailesinin hâli? O anne ister miydi çocuğunu kucağından bırakmayı? Kim bilir hangi dalgaya kapılmıştı tekneleri? Kim bilir hangi tuzlu su boğmuştu önce anneyi? Aldı kollarından bebeciğini...
Boy boy yayınlandığında o resimler herkes ağladı belki... Ama ben, küçük Zeliş'imin on senedir kapanmayan acısıyla iki defa ağladım...
Benim çocuğum da birkaç yaş büyüktü o bebekten... O çocuk suda boğuldu, benim Zeliş'im dumanda... Evimizde ansızın çıkan bir yangındaki dumanda...
Nerede miydim ben? Bakkala bebeğime süt almaya gitmiştim... birkaç dakika içinde nasıl da çıktı ardımdan o yangın? Nasıl da ortalık duman oldu; nasıl da bebeğimin üstüne kara bulutlar gibi çöktü anlayamadım...
Ah bir tanem... Eve yöneldiğimde pencereden yükselen dumanları görünce başımın döndüğünü hissettim. İnanamadım yaşadıklarıma. Dilim dişim kilitlendi... Saniyeler süren şoktan sonra çığlık çığlığa evden içeri girdim. Biricik yavrum yerde hareketsiz yatıyordu... Evin içinde göz gözü görmüyordu. Elektrik kontağından çıkmıştı. Az sonra da ev yanmaya başlamıştı...
"Yetişin komşular" diye bağırarak çocuğumu kaptığım gibi sokağa çıktım... Bir taraftan itfaiyeye bir taraftan ambulansa haber verilmişti. Ah saniyeler yıl gibi geçiyordu... Acı siren sesleri arasında kucağımda hareketsiz yatan yavrumu doktorlara teslim etmek için beklerken bir o yana bir bu yana meliyordum.
Ambulans gelmiş doktorlar inmiş yavrumu alıp ambulansa koymuşlardı. Artık yavrum emin ellerdeydi. Hemen oksijen takarlardı. Kurtarırlardı onu... Ama bunlar benim dilek ve temennilerimdi... Allah'ım ne oldu o anda bilemiyorum... Ambulansın anahtarı içeride, şoför dışarıda iken kapı otomatikman kilitlenmişti. Yavrum ambulansın içinde biz hepimiz dışarıda kalmıştık... Başbakanımızın otomobilde mahsur kaldığı gibi... Bağırış çığırış arasında epey bir uğraş verildi. Ama her dakika her saniye aleyhimize işliyordu...
Birkaç dakika uğraşıldı ama sonuç alınamayınca şoförün kapısının camı kırılarak kapı içeriden açıldı. Doktorlar yol boyu uğraştılar... Hastanede de uğraştılar ama Zeliş'im bir daha nefes almadı... Sayılı dediğimiz nefesi tükenmişti melek yavrumun... Rabbim sizlerin çoluğunu çocuğunu bağışlasın... Rabbim kimseye acı yaşatmasın...
S. D.-Yozgat