Avrupa Notları

A -
A +

* Frankfurt Üç ayı bulacak bir tatil dönemine girmeye başlayan Avrupa'da işler yavaşlıyor. Tatil, Avrupa'nın ayrılmaz bir parçası... Tatilsiz Avrupa, köpeksiz Avrupalı'ya rastlamadık dersek yalan olmaz! Bizim Avrupa ile ilgimiz sadece topluluğa üyelik talebimizle sınırlı değildir. Asıl ilgi beş milyonu aşan Türk nüfusun varlığı ile başlıyor. Bu yıl 'kırk'ı dolacak olan Avrupa serüveninde, gelinen nokta azımsanmayacak önemdedir. Çok değil daha yirmi-yirmibeş yıl önce Avrupa'ya gelenler "selam verecek baş, seccade serecek bir taş" bulamazken; bugün hemen her yerleşim biriminde derneklerimiz ve camilerimiz kucak açmış durumda... Resmi kurumlarımızdan çok, özel ve ticari kuruluşlarımız var. İnsanlarımız bulundukları ülkelerde her yönden dikkate alınmak zorundalar. Kısacası sarf-ı nazar edilemez bir konuma gelinmiştir... Geldiğimiz nokta ile gelinebilecek nokta tartışmaları yapılırsa, herhalde eksiklerimiz vardır ve olacaktır. Ancak bardağın 'boş' olan kısmını değil, 'dolu' olan kısmını görmemiz gerekir. Hafta sonunda yapılan 'Türk Federasyonu Büyük Kurultayı', geldiğimiz noktayı gösteren en açık delil gibiydi. Oberhausen'de düzenlenen kurultayda söz alan Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'yi can kulağı ile dinleyen binlerce vatandaşımız, yarınların umut müjdesini vermişlerdir. Avrupa Türklüğü; insan gücü, sermaye ve birlik beraberliği ile dostlara 'gurur', düşmanlara da 'endişe' veriyor. Birçok çifte standart ve haksız uygulamaların temelinde Müslüman Türk'ün gelişmesinden duyulan 'endişe' vardır. 'İt ürür kervan yürür' derler ya; Avrupa Türklüğü'nün istikbal yürüyüşü de buna benziyor... Biz dönüşü olmayan yola girdik bile!.. Der Spiegel'in kapağı Kutlu Doğum Haftası olarak bilinen Şanlı Peygamberimizin dünyayı teşrifini kutladığımız bu müstesna zamanda; 'Der Spiegel'in zamanlaması mükemmeldir. Avrupa'yı Avrupa yapan, bu araştırmalar ve hassasiyettir. Kendi öz medyamızda görmediğimiz bu ilgi ve hassasiyeti bütün Batı kaynak ve kuruluşlarında görmek mümkündür. Gizli bir 'endişe'nin de dışa vurulduğu yazı serisinde İslâmiyet'in hızla ve kararlı bir şekilde yayılması konu edilmektedir. Artık camilere sığmayan sadece doğuştan olan Müslümanlar değil, bu en son ve mükemmel dini seçen yabancılardır. Bu mübarek günlerde dost düşman herkesin takdir ettiği İslâmiyet'i 'kurtuluş' olarak görenler çoğalıyor. Bu bizim değil, Batı'nın kendi tesbitidir. Hayırlı kandiller ve haftalar dileği ile...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.