Rakamların dili...

İki yıl süren ninniler döneminden sonra gözümüz açıldı. Enflasyon masalları bitip; gerçeklerle yüz yüze gelince bir çoğumuz şoka girdi... Nasıl girmeyelim ki! Çok küçük ve çok mutlu bir azınlık bir gecede servetine servet katarken; ülke geneli %40 fakirleşti. Dövize dizgin vurarak ekonomiyi düzelttiğini zannedenler şimdi süt dökmüş kedi gibi. Keşke onlar aslan olsalardı da, ülkemiz bu durumlara düşmeseydi. Hele manipule edilmiş verilerle enflasyonu tuş ettiğini zannedenler şimdi nerede? Değerli bilim adamı, iyi yönetici ve vasat bir siyasetçi olan Prof. Toskay'ın açıklamaları kulaklarda çınlıyor!.. "Enflasyon bize vız gelir" mealindeki sözlerine inanmadık desek yalan olur. Şimdi "takke düşüp, kel görününce"; çok kimse sus pus olup köşesine çekildi. "Biz bu işi biliriz" diyenler, bilmediklerini görmüş oldular. Zaten bu yüzden de Derviş'i ithal etmek zorunda kaldılar. Ekonomi evrensel bir faaliyettir. İnsan için ve insanla vardır. Ancak bu varlık bölgesel kafalarla, kıt beyinlerle ve ideolojik yaklaşımlarla sürüp gidemez. Nitekim deniz bitti! Mart ve Nisan ayı enflasyon oranlarının %10-13'lerde seyrettiği gözleniyor. Bu oranlar bize hiper enflasyon âlarmı veriyor. Bakalım kim haklı çıkacak? Hiçbir tedbir getiremeyen dörtlü koalisyonun can simidi haline gelen "tasarruf tedbirleri"de para etmeyecek. Sadece Meclis başkanları ve Meclis'e memur olarak atananlara bakılsa gerçek anlaşılacaktır. Tasarruftan maksat en ücra köydeki sağlık ocağının vasıtası, kaymakam beyin benzin parası ve savcılıkların bilirkişi ödenekleri ile sınırlı kalmaksa bu iş olur! Meclis koltuklarını yenileyerek malı götürenler paşalar gibi yaşar. Bankaları boşaltanlar tosunlar gibi dolaşır. Olan yine sabit ve dargelirli garibanlara olur. Biz zihniyet değişikliğine gitmedikçe; daha çoook krizler ve (afedersiniz) kerizler görürüz!..