Onbeş günde onbeş yasa çıkacakmış! Şimdiye kadar aklınız neredeydi? Bizi tarafsız bir gözle inceleyenler herhalde "Ağustos böceği" zanneder. Nesiller boyu yattık. Ne acar yöneticiler, ne müthiş siyasiler, ne babalar, ne analar gördük!.. Görmesine gördük de, vadedilen tünelin ucunu bir türlü göremedik. Bu gidişle görebileceğimizi de zannetmiyoruz!.. Avrupa Birliği'ne müracaatımız demirperde ülkelerinden sonra değil. Biz Avrupa Topluluğu'na müracaat ettiğimizde Doğu Avrupa'daki ülke ve milletler kan kusuyordu... Adamlar 1990'lı yıllarda hürriyetlerine kavuştu. Biz hâlâ özgürlük mavalları ile kendimizi avutmakla meşgulüz. Önce samimi olalım. Marşlar ve sloganlarla "peynir gemisi" yürümüyor... Boyacı küpü mü, meclis mi belli değil! Onbeş günde çıkarılacak kanunların da ömrü onbeş saniyeyi geçmez. Koalisyon hükümeti yön duygusunu kaybetmiştir. Fırtınalı havada türbülansa yakalanmış tayyare gibi yalpa yapıyoruz. Ek bütçeden sözeden hükümetin hâlâ belli bir ekonomi programı yok! Bir enflasyondur gidiyor. Bu enflasyon sivrisinek gibidir. Siz bataklıkları kurutmadan, çöpleri arıtıp ilaçlamadan sinek mücadelesini yapamazsınız. Dün de söyledik, bugün de söylüyoruz... Yarın söyleyeceklerimiz de aynı olacaktır! "Görüş birliği"nde olmak için önce "görüş"lere ihtiyaç vardır. "Fikir birliği"nde olabilmek için de "fikir"lere ihtiyaç vardır. Fikirsiz ve görüşsüz bir kalabalığın birliğinden ne umulabilir ki!.. Muhtemelen Nisan ayı sonlarına doğru hazırlanabilecek olan ekonomik programın daha şimdiden desteklenmesini istemek "doğmamış çocuğa don biçmek"le eşdeğerdir. Muhalefeti ve geniş kitleleri yok sayarak destek aramak ve yasa çıkarmak; demokratik yapı ve teamüle ters düşer. Türkiye sıkıntıdadır. Bu sıkıntının sebebi de sokaktaki sade vatandaş değildir. Sabrı, çalışkanlığı, itaati, vatandaşlığı en üst düzeyde olan milletimize reva görülen bu durumu hiç, ama hiç haketmedik! Sebep olanların kimler olduğu ortadadır. "Suyu getiren ve testiyi doldurup götüren"i ayırt etmediğimiz müddetçe; huzur, refah ve kalkınma olmaz, olamaz! Gelin artık yüzünüzü 'halk'a ve 'Hakk'a dönünüz! Yoksa sonumuz kötü olacaktır!..