Altın mı, aşk mı?

Herkesin bir fiyatı var mıdır? Yoksa bazıları 'numunedir satılmaz' levhasıyla mı yaşarlar? Boyutunuz ne olursa olsun doğru söyleyin; hayalinizde ağırlığınızca altınla tartılmak, yok mudur? Peki, aşkın ağırlığı ne kadar altın? Kendimize değer biçerken vereceklerimize göre mi yoksa karşı taraftan alacağımıza göre mi fiyatımızı belirliyoruz! Güzel bir kadın, beğenmediği sevmediği bir erkekle evlenmek için uzun bir liste hazırlarsa buna dürüstlük demek doğru olur mu? Zeynep, yukarıda envanterini çıkardığımız tüm ihtimallerin içinden bağırıyor: "Onu sevmedim, istediklerimi yaptığı için beraber oldum. Evlendim!.." Ünal, sakin görüntüsünde arsız sarmaşık gibi kavgayı tırmandırıyor: "Altınlar aldım, evi üzerine yaptım, sattın. Sonra da beni attın. Paramı ver, para mı!.." İki yıl önce evlenmişti, Ünal ile Zeynep.. Güzel bir kız, komik suratlı aşık bir erkek düşünün işte; Zeynep ile Ünal... Zeynep, güzelliğinin bedelini liste olarak hazırlamış... 10 adet bilezik, bir daire, taksitlendirilmiş eşyalar ve imza ile sabitlenmiş bir evlilik. Ünal, Zeynep'in güzelliğini, kadınlığını satın aldığı için gözleri parlıyor.. Zeynep ise yanında cebi para dolu bir adam olduğu için baharda açmış hercai menekşe gibi. Gece, gündüz renk değiştiriyor.. Ünal, güzel karısına aldığı evinde geçirdiği kışın son kış olduğunu bilmiyor. Zeynep'in daireyi sattığını evi terk ettiği gün öğreniyor. Zeynep ayrılmak istiyor. Ünal ısrarlı: "Sattığın evin parası, bilezikler ve... " Zeynep, duymuyor bile... "Evlilik şartımı yerine getirdim, evlendim. Şimdi de boşanıyorum, onlar benim hakkım!" Bile bile lades diyor Ünal'a.. Kızıyor musunuz? Ben kızdım. Zeynep kazanacağı oyunun kurallarını baştan koymuş... Aşk yok, altın var. Ünal, altının aşkı doğuracağına inanıyor. Ama nafile... Giden parasına üzülüyor, Zeynep'i kaybettiğine değil. İkisi de birbirlerine ağır sıklet boksörleri gibi vuruyorlar; kural yok. Dalak, böbrek hele kalp.. Hepsi yara aldı... Evlilik, üzerinden kamyon geçmiş gibi darmadağın. Susturmak zor. Bağırıyorlar, bize ne oldu böyle, altının sarısı, aşkın pembesini ne çabuk bozdu. Onlar ayrılacaklar!.. "Çocuk sende, süt buzdolabında" ayrımı geçerli değil. Çamaşır makinesi, ütü paylaşılacak.. 365 günlük ömrü olan bu kelebek evlilikte. Doğruları söyleyen "altıncı Zeynep" mi suçlu? Para ile satın aldığı kadının, mihenk taşında altın olmadığını görünce ağlayan Ünal mı? Seçimi içinizden yapın, kimse duymasın!..