Bir ilişki kurmak için ne yaptıysanız, bir ilişkiyi sürdürebilmek için de aynısını yapmaya devam edin... Gerçeklerle yüzyüze gelince yalanın renklerine sığınmak doğru mu? Gerçek, üzerinde durulacak tek güvenli zemin midir? Eğer öyleyse yalan üzerine kurulan evlilik mutlu olmaz mı? Ben son soruyu "evet" diye cevaplamak istiyorum. Ve itiraf ediyorum. Bir yalana ortak oldum. Hem de bir erkeğin gözlerinin içine baka baka... Sevil, Ege'nin küçük şehirlerinden birinde doğmuş. 13 yaşında 18 gibi göstermesinin bedelini ödemiş. 13 yaşında küçük bir kadın olmuş. Aile baskısı, çevre namus derken "işte bu adam kocan" demişler. Yaşı küçük bedeni küçük Sevil kayıt dışı bir beraberliğe mahkum 2 yıl geçirmiş. Doğal ritminin dışına çıkan hayatın ilk dersi ona şanslı bir fotoğraf karesi sunmuyor. Bedenine sahip olan erkek, onun sevdiği erkeğe bir türlü dönüşemiyor. Belki bu bahar "sevgi" gelir belki bu yaz "uyum" olur düşüncesi ile 2 yıl geçiyor. 15 yaşında kayıt dışı evliliğinden kurtuluyor. Bu kez dul olmanın dayanılmaz hafifliği başlıyor. Kadın kalbine çiçek istiyor. 16 yaşında yeniden bir erkeğin kollarına karısı olarak giriyor. Bu kez de nikah yok yaşı küçük kayıt dışı beraberlik aile tarafından da onaylanıyor. 16 yaşında çocuksuz 2 erkeğin mutlu olmayan karısıdır Sevil... İşte bundan sonraki anlatacaklarım sizin de bu yalana ortak olmanızı sağlıyor. Ben sustum siz de susacaksınız mutluluk her zaman gerçekler üzerine kurulmaz! Sevil, kayıtız, imzasız, nikahsız 2. eşinden de 2 yıl sonra ayrılıyor. Baba evine gözü önde yüzü mahçup dönüyor. "Bu kızda birşey var, bu kaçıncı!" diyenlere içinden bağırıyor. "Sevmedim düşlerimi tatlandıracak kalbimi ısıtacak erkek değildi onlar." Kalbini ısıtacak erkeğin 3 gün sonra karşısına çıkacağını aklının ucundan bile geçirmiyor. Bileziğini bozarak aldığı cep telefonuna gelen bir mesaja macera olsun diye cevap veriyor. İçi havadan daha hafifliyor. Birbirini telefon ekranının küçük kadrajına düşen yazılarla tanıyorlar... Sözler, seslere dönüşüyor. 3. günün sonunda Sevil dayanamıyor "gel yüzünü göreyim" diyor. Adam İstanbul'dan bir solukta sesini tanıdığı Sevil'in yanına geliyor. İşte mutluluk yalanı başlıyor. 2 satır sonra şaşıracaksınız. Sakın yazının sonuna göz atmayın! Sevil, tanışmalarının 10. dakikasında aşık olduğunu anlıyor. "Kaçalım evlenelim" diyor. Adam da razı kaçıp evleniyorlar. İşte benim ortaklığım başladı... Peki Sevil daha önce iki kez kayıt dışı evlendin onları 3. kocana neden söylemedin? Sevil gülüyor "Kayıt dışı dediniz ya oturduğum şehirden taşındık. Bizi kimsenin tanımadığı bir yerde yaşıyoruz. Evlendik 3 aylık hamileyim söylemeye cesaret edemedim. İlk kez kalbim ısındı. Gerçek kimin işine yarayacak kimi mutlu edecek!.." Garanti ediyorum siz de birşeyi merak ettiniz. Sevil bunları neden ve kimlere anlattı. Cevap veriyorum: Sevil bunları, programa katılmadan önce bana anlattı. "Siz gerçeği bilin, bana lütfen daha öncesini sormayın. Ben mutluyum: Temeli pembe, beyaz, siyah yalanlarla dolu bir evlilik nasıl yürür? Bilemem... Sevil anlattı rahatladı. Ben de kocasının gözlerindeki mutluluğu görünce bu yalana ortak oldum sizi de ortak ettim. Şimdi de ben rahatladım!..