Cancağızım

A -
A +

“Can” canı arar, insan insanı. Lakin her buluşma vuslat değildir. Her tebessüm dostluk, her sohbet sadakat değildir. İnsan, binlerce kişiyle karşılaşır da yalnızca birkaçına “canımın içi” diyebilir. İşte o birkaç kişiden biri varsa hayatında, bir cancağızın olmuştur. Ne büyük nimettir!

 

Zira dost, sadece derdini bilen değil; derdini, sen sormadan anlayandır. Sükûtuna tercüman olan; gözyaşını bir dua gibi dinleyendir. Herkes söz ister, o ise hâline razıdır. Ve işte, böyle bir dost Allah’ın yeryüzüne serptiği bir rahmet esintisidir. “Seni kendim için değil, kendin için seviyorum.” Zordur bu cümle. Zira sevgi, çoğu zaman sahiplenmekle karışır. İnsan sever ama aynı zamanda hükmetmek ister. “Benim için şöyle ol”, “beni kırma”, “beni düşün” der. Oysa cancağız olmak, karşısındakini “kendin ol” diye sevmektir. O ne isterse onu diler, onun adına ondan öte hiçbir şey istemez.

 

Bu sevgi, "ben" merkezli değil “sen” merkezlidir. Benim sevdiğim biri olduğun için değil; sevilecek biri olduğun için sevilirsin. Bu, sadece insanı değil, sevgiyi de arındırır. O vakit sevgi bir bağ değil, bir duadır artık. Cancağızını sevmek, kendi içinden feragat etmektir. Onun sevdiklerini de sevmek, sevmediklerine karşı nefsini onun hatırına susturabilmektir.

 

Cancağız olmak cancağızın her hâlini sevmektir. Çünkü cancağızı sevmek, sadece onunla olmak değil onun olmayı istemektir. Cancağızım… Bu kelime, iki dost arasında kurulan bir sır köprüsüdür. Bir dostluk dilidir. Bir kalbî akittir. Bu sözü birine söylediysen, artık sen de onunla sınanırsın. Onun için bir dua, bir dayanak, bir gaye olman gerekir. Onun sevinciyle sevinecek, yüküyle eğileceksin. O düşerse senin yüreğin burkulacak.

 

Bu yüzden cancağızım seni sadece sevmedim. Sana tâbi oldum. Seninle oldum. Sende oldum. Ve bil ki, herkesin bir dostu olur ama her gönül “cancağızım” demez.

 

İşte o yüzden bu söz; az kişiye nasip işte o yüzden bu söz; çok kişiye hasrettir.

 

     Selman Devecioğlu

 

 

ŞİİR

 

     Ben Gazze

 

 

Ben Gazze,

 

Kimsesiz, çaresiz

 

Çevremde ateşten bir duvar

 

Üstümde kapkara bulutlar

 

Kimim kimsem kalmamış âlemde

 

Dilim dönmez anlatmaya hâlimi

 

Kaybolur boşlukta feryatlarım

 

Bir tek yakıcı gözyaşlarım

 

Ve sımsıcak kanım var

 

Durmadan akar.

 

 

 

Ben Gazze,

 

Susuz, umutsuz

 

Küçücük kızların yalnızca

 

Ölürken güldüğü diyar

 

Ey yâr

 

Sen tut minik ellerimden

 

Çıkar beni bu cehennemden

 

Senden başka kimim var?

 

 

 

Ben Gazze,

 

Yeryüzünde sönmeyen cehennem

 

Kuduz insanların hırıltıları

 

Her yanım demir ve beton yığınları

 

Çocuklarım yalınayak

 

Yemek kuyruklarında parçalanır bedenim

 

Bir ilahi mırıldanırım

 

Molozların içinde Allah’ımı sayıklarım

 

Siz rahatsız olmayın diye

 

Her gece sessizce ölürüm.

 

Enkazların altında

 

Toplu hâlde gömülürüm

 

 

 

Ben Gazze,

 

Bütün yollarım kapalı

 

Her yanımı alevler sarmış

 

Aşılmaz duvarları yıkan iniltilerim

 

Ateşten çemberleri yaramadı

 

Kırıldı kolum kanadım

 

Ben mazlum,

 

Ben kimsesiz,

 

Ben sahipsiz

 

Ben çaresiz

 

 

 

Biz Gazze,

 

Duymadı sesimizi hiçbir yaratık,

 

Üçer beşer tükenmedik diye

 

Topluca ölmeye karar verdik

 

Sizin dünyanıza ait değilmişiz, anladık.

 

 

 

          İdris İspiroğlu

 

 

 

Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.