İnsanların zorluklara cevap verme şekillerindeki farklılığı neyin oluşturduğunu düşünelim. Niçin birçok kimse tüm tersliklere rağmen neşeli bir hayat sürerken, diğerleri uyumsuz, sinirli ve sürekli bir çöküntü içinde hayatlarını sürdürüyorlar? Sahip olanlarla olmayanlar arasındaki fark nedir? Yapabilenlerle yapamayanlar arasındaki fark nedir? Neden bazıları akla hayale gelmeyecek güçlükleri yenerek başarılı bir hayat sürdürürken, her türlü ayrıcalığa sahip olan bazıları hayatlarını çekilmez hâle getiriyorlar? Niçin bazıları tecrübelerini kendi lehlerine kullanırken diğerleri hiçbir deneyimde başarıya giden yolu bulamıyorlar.
İşte bütün fark; özünde kendimizle olan iletişimimiz ve eylemlerimizden kaynaklanmaktadır.
Elimizden gelen her türlü çabayı göstermemize rağmen, işler hâlâ ters gidiyorsa ne yaparız? Başarılı olan insanların sıkıntıları, başarısız olanlarınkinden daha az değildir. Derdi tasası kalmamış insanlar sadece ve sadece mezarlıklarda bulunanlardır. Başa gelenler, başarıyla başarısızlığın değişik görünümleri değildir. Farkı yapan; bizim onları algılama şeklimiz ve onlara karşı gösterdiğimiz tepkilerdir.
Herhangi bir şeyi yapabilme yeteneğimiz, doğrudan doğruya sinir sistemimizi yönlendirme yeteneğimize bağlıdır. Göz kamaştırıcı sonuçları üretenler, bunu sinir sistemleriyle belirli iletişimler kurarak gerçekleştirmektedir. Bu nedenle dünyada herhangi bir kimsenin başardığı herhangi bir işi, sinir sisteminizi aynı şekilde çalıştırarak herkes başarabilir.
Modelleme; kişilerin belirli bir sonucu üretmek için tam ve kesin olarak neler yaptığının açığa çıkarılmasıdır. Dünyada başkaları için mümkün olan her şey, sizin için de mümkündür. Konu sizin diğer kişilerle aynı sonucu üretip üretememeniz değildir. Konu strateji meselesidir. Kişiler bu sonuçları nasıl üretmektedir? Birisi kelimeleri mükemmel telaffuz ediyorsa, onu modellemenin bir yolu vardır. 4-5 dakika içinde siz de onun gibi olabilirsiniz.
Kısaca diğer insanların sinir sistemlerini nasıl yönettiklerini modelleyin. Bunu yaparken kendinizi değiştirmeye ve düzenlemeye çalışırken, sizi destekleyecek yeterli istek ve inanca sahipseniz, eninde sonunda bir kimsenin yapabileceği her şeyi modelleyebilirsiniz.
Başarılı olanlarla başarısız olanlar arasındaki fark; hayat deneyimleriyle, sahip oldukları kaynaklara bakış açılarından gelmektedir.
Nurettin Bozan-Eskişehir
Vakti hazanım
Ağlamaktır el an benim kârım,
Seher vakti çoktur ahu zarım.
Ne hayâ kaldı ah ne de arım,
Gurbet elde dilde çoktur harım.
Bana selam vermez nazlı yârim.
Fermanım için kurmuş can darım,
Niyeti akıtmaktır al kanım,
Feda olsun sana şirin canım.
Bilinmez adım şanım hem sanım,
Mahzun çiçeğim firarda arım.
Boştur kovanım petekle balım,
Yavan tuzsuzdur nedense aşım.
Kısıktır sesim cılız nefesim
Iraktır dostlarım pür bîkesim
Öyle bir halım yoktur eserim,
Orhan’dır adım vakti hazanım.
Orhan Yavuz Ejder-Akhisar/Manisa
SAĞLIK OLSUN
Kas Romatizması (Fibromiyalji): Hastalık genç kadınlarda daha sık görülmekle birlikte herhangi bir yaşta ve erkeklerde de görülebilir. Fibromiyaljinin sebebi tam olarak bilinmemektedir. Ancak soğuk hava, fiziksel ve duygusal stresli durumlar, kişilik yapısı şikâyetlerin artmasına sebep olabilir. Fibromiyalji kalıcı kas-iskelet sistemi bozukluğuna sebep olan bir hastalık değildir. Fakat hayat kalitesini ciddi şekilde bozan bir hastalıktır. Hastalık sistemik hastalıklarla karışabilir veya bu hastalıkların seyrinde ikincil olarak görülebilir. Bu yüzden hastalıkla ilgili şikâyetleri olan bireylerin mutlaka hekime başvurması gerekir. Hastalığın teşhisinin konulması ve tedavinin düzenlenmesinde uluslararası kabul görmüş kriterler mevcuttur. Teşhis konulurken hastanın klinik bulguları, kan tetkikleri ve radyolojik bulguları göz önünde bulundurulur. Fibromiyaljide kan ve laboratuvar tetkikleri genellikle normaldir. Bu yüzden iyi bir klinik değerlendirme çok önemlidir. [www.turkiyehastanesi.com]

