29 Mayıs günü İstanbul’un fetih yıl dönümü kutlandı. Hayırlı olsun. Dünyanın 2 kıta üzerinde toprağı olan, şiirlerde bir taşına bir Acem mülkünün feda edildiği bir metropoldür İstanbul. Ama ondan önce Sevgili Peygamberimizin fethini müjdelediği şehirdir... Bazı kaynaklarda İstanbul ismi, Müslüman’ı bol anlamındaki “İslam bol” kelimesinden geldiğini bile söylerler.
Osmanlı Devleti’nin son günlerine kadar mektup zarflarının üzerinde ve eserlerinde İslambol kelimesi kullanılmıştır.
Bu güzel dünya şehri İstanbul, Sultan şehir, Dersaadet, Dârüssaâde, Âsitâne, Aziz İstanbul gibi başka nam ve unvanlarla da anılmıştır. 1453 senesine kadar birçok defa çeşitli devletler tarafından kuşatılan İstanbul’un fethi, Müslümanlar arasında İslamiyet’le birlikte ortaya çıkan mukaddes bir ideal olmuştur. Peygamber Efendimizin “İstanbul muhakkak fethedilecektir, bu fethi yapacak hükümdar ne güzel hükümdar ve onun askerleri ne güzel askerlerdir” hadis-i şerifi, bütün Müslüman hükümdar ve kumandanları bu şehri fethetmeye yöneltmiştir. İslam orduları dalga dalga bu şehre fetih için akmışlardır.
İstanbul'un fethine teşebbüs edenler arasında Sevgili Peygamberimizin mihmandarı Ebû Eyyûb-el Ensârî de bulunmuş, seksen yaşında olmasına rağmen Peygamber Efendimizin bu müjdesine kavuşmak istemiş, İstanbul önlerine kadar geldiğinde hastalanmış, ömrü vefa etmezse kabrini ordunun fetih için varabileceği en uç noktaya yapmalarını vasiyet etmiştir.
Hastalanıp yatağa düşmesine rağmen harbin seyrini takip etmiş, öldüğünde hemen oraya değil, ordunun varabileceği en uç noktaya defnedilmesini vasiyet etmiştir. Bu mukaddes fetih 21 yaşındaki genç hükümdar Fatih Sultan Mehmet Han’a nasip olmuştur. 53 gün süren muhasaradan sonra karadan da gemiler yürüterek, toplar kullanarak ve mükemmel askerî manevralar ile İstanbul’u fethetmeye muvaffak olmuştur. Bu fetihle ecdadımız çağ kapatıp çağ açmıştır. İstanbul’u bize dünya durduğu müddetçe kadim vatan toprağı olmak üzere armağan etmiştir. Mekânı cennet olsun...
Aslan Torun
Sensiz geçen gecelerin serinliğinde
Yıldızlara bakıp, bakıp seni arıyorken,
Aklım, fikrim rüya ve düşlerimdeyken
Sen yoksun ya yanımda üşüyorum.
Gözlerim her daim seni görmeli
Ellerin hep benim ellerimde sanki,
Gönlüm sensiz sessiz sevgilim
Sen yoksun ya yanımda üşüyorum.
Sevmek nasıl seninle yaşadım,
Sevilmeyi, sevgiyi senden öğrendim.
Huzurum, mutluluğum sen oldun,
Sen yoksun ya yanımda üşüyorum.
Abdülkadir Yılmaz
YENİDÜNYA: Yenidünya yani Malta eriği, hücresel hasarı önleyen ve hastalıklara karşı koruma sağlayabilen, göz sağlığını koruyan, bağışıklık fonksiyonunu destekleyen karotenoid antioksidanlar ve A vitamini açısından zengindir. Enerji üretimi ve kan hücresi oluşumunda rol alan folat ve B6 vitamini içerir. Potasyum ve magnezyum içeriği kan basıncını düzenlemeye yardım ederek kalp sağlığını desteklemesini sağlar. Trigliserid, kan şekeri ve insülin seviyelerini düşürerek metabolik sağlığı iyileştirebilir. Kabızlığın önlenmesine yardım eder. C vitamini sayesinde enfeksiyona karşı direnç kazandırır. Antioksidan etkisiyle serbest radikallere karşı korur. Göz sağlığını destekleyebilir. Kan basıncını düzenlemeye yardım eder.
Kan şekeri ve insülin seviyelerini düşürür. İçerisindeki lif sayesinde kilo vermeye yardımcıdır.
Sindirim sistemine etki ederek kabızlığa iyi gelir. Yorgunluk ve güçsüzlüğe karşı tüketilebilir.
Kemik gelişimini destekler. [Kaynak: https://www.memorial.com.tr]
Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...