Kardeşimsin benim

A -
A +

Sırtını dönmediğinde başlar kardeşlik bazen, doğduğun evde başlamaz. Aynı anneden olsan da kalbin aynı yerden atmazsa kardeş olsan da kardeş değilsindir. Yani kardeşini kardeş olarak yanında hissetmezsin. Çünkü kardeşlik, aynı kanı taşımaktan çok daha öte bir duygudur... Aynı yükü taşımaya gönüllü olmaktır, kardeşlik.

 

Kardeşlik, selamı ezberden vermemekle başlar. Gerçekten “nasılsın?” diye sorduğunda cevabını umursamakla… Sustuğunda ne anlatmak istediğini anlayabilmekle... Kalabalıklar içinde yüzünü değil, hâlini tanıyabilmektir kardeşlik. Herkesin gözünü kaçırdığı anda, senin göz göze gelmen “buradayım” demendir.

 

Kardeşlik, yanlışta bırakmamak ama yanlışı yüzüne vururken kalbini parçalamamaktır. Kardeşinin arkasından konuşmamak değil sadece; onun hakkında konuşulurken orada kalmayı reddetmektir. Kardeşlik “o burada olsaydı, ne düşünürdü?” diyecek kadar onun adına da hassas olabilmektir. Onu o olmadığı zamanda da savunabilmektir yani...

 

Kardeşlik, sessizce omuz vermektir. Söze dökülmeyen acılara çevirmenlik yapmaktır, yapabilmektir. En çok da unutulmak istemediği yerde hatırlamaktır. Herkesin kendi derdine gömüldüğü bir dünyada, “kardeşim” dediği kimsenin derdiyle dertlenmeyi göze almaktır.

 

Kardeşlik, hesapsızlıktır. Ne verdiğini ne aldığını not etmemektir. Onun iyiliğini “karşılıksız” bir değer bilmek, bir adım geri durmamayı erdem saymaktır. Kardeşlikte terazinin kefesi yoktur; kalp vardır. Kalp ne kadar yer açarsa, o kadar kardeşlik vardır.

 

Bazen yanına oturmaktır sadece. Sessizce... Konuşmadan, hiçbir çözüm üretmeden… Sadece yanında durarak “yalnız değilsin” demektir diliyle söyleyemese de beden diliyle...

 

     Selman Devecioğlu

 

 

ŞİİR

 

     Resulullah

 

 

Nur'u demli gönle nakş eyledi Resulün aşkı,

 

Muhabbet aynasına baktıkça yandı nefsin zârı

 

Hakikat onun aşkı yoktur başka hiçbir faslı,

 

Ağlayan gönle, nehir aksa iki göze yetişmez...

 

 

 

Ben bir damlanı gönlüme alsam sonsuz nurundan

 

Layık değilim elbet akıyor günahlar kirli ruhumdan,

 

Ömür tespihimi bir nefsim çekti bir şeytan

 

Son nefesim kaldı boğazımda, ya Resûlullah...

 

 

 

Cemal'ini can gözüyle kalpten gördü Eshabın

 

Seni görmeyen rüyamız yansın ya Resûlullah.

 

Sensiz çilemiz, çilesizdir, dertsizdir cansızdır,

 

Gönül taş olmuş, toprak olur gelirse Lütfullah.

 

 

 

Dizlerime ne oldu da kalkmaz, gönlüm mü engel,

 

Ebedîyi görmez aklım çevrelemiş nefs-i pergel

 

Ey Selim ömre menzil biçildi bulutta son damlan

 

Gaybı kaybetmekten yağsın, yetiş ya Resûlullah

 

 

 

     Yavuz Selim Bulut

 

 

SAĞLIK OLSUN

 

Kronik yorgunluk sendromu nedir?

 

 

Sebebi bilinmeyen bir yorgunluk, uyku bozukluğu, baş ağrısı, ağız kuruluğu, bitmek bilmeyen gribal enfeksiyon, nezle vb. gibi şikâyetlerle seyreden bir rahatsızlıktır. Bu tip rahatsızlıklarda aslında birbirini etkileyen üç dört rahatsızlık iç içe geçmiş durumdadır. Bu kimseler havadan, nemden, stresten, üzüntüden, psikolojik durumlardan, hiç akla gelmeyen bel boyun problemlerinden, bağırsaklarda oluşan şişkinlik, gaz, kronik kabızlık vb. gibi birçok faktörden etkilenir. Keza Fibromiyalji sendromunda da boyun omurgasında düzleşme, kireçlenme, sıcak-soğuk alerjisi, stres birikimi, sırt ağrıları, sabah yorgunluğu gibi rahatsızlıklar vardır. Dolayısıyla bu kişiler dinlenmek için erken yatsalar bile sabaha dinç kalkamazlar. Bir süre kendilerini iyi hissetseler bile genelde yorgundurlar. Bu hâl bir süre sonra kronikleşir. Müzmin hastalık olur. Kronik yorgunluk, aslında birçok faktörün bir araya gelerek oluşturduğu kompleks bir durumdur... Bilgi için doktorunuza danışınız.

 

 

 

Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.