Mutlu evliliğin sırrı

A -
A +
Tarihten bugüne herkes bu sorunun cevabını arıyor. Yer çekimi bulundu, suyun kaldırma kuvveti bulundu. Atomun çekirdeğine ulaşıldı ama bu konunun tanımlamasını kimseler yapamadı. Tanım yapanlar yok mu? Kimler geldi kimler geçti. Nice özdeyişler nice tecrübeli isimler mutlu evliliğin sırrını anlattı, açıkladı. Nice uzun sene yaşamış mutlu çiftlere sordular. Her biri kendilerine göre mutlu evliliği tanımladı... Nice ünlü psikologlar, psikiyatrlar nice adına "yaşam koçu" dedikleri profesyoneller saatlerce anlattılar. Bu konuda insanlara yol gösterdiler yön gösterdiler, para kazandılar...
 
Ne enteresandır ki hiçbirinin anlattığı bir diğer evliliğe uyum sağlamıyordu... Eğer uyum sağlasaydı herkes o evliliğin kurallarına göre hayatını planlardı, konumlandırırdı mutluluk hoop diye gelirdi... Ama hayır... Birbirini severek evlenen nice çiftler bir süre sonra bir bakıyorsunuz birbirinden nefret eder hâle geliyorlar... Birilerinin araya girmesiyle evlenenlerde de sevgi ve mutluluk aşısı tutmayınca tutmuyor... Görücü usulü evlendikleri hâlde bir türlü mutlu olamayanlar da saymakla bitmez... Kendi aralarında "mantık evliliği" yapanları duyuyoruz ama aynı şekilde mantıklı mantıklı biz evlilikte mutluluğu yakalayamadık diyerek yollarını ayıranlar saymakla bitmez...
 
Daha ötesi de var... İnsanlara evlilik konusunda akıl veren, evlilik programları yapan, evlilik üzerine yazan çizen nice insanı bir araştırıyorsunuz ki kendi evliliklerinde de sorun yaşamışlar, eşlerinden ayrılmışlar veya ayrılma kararı alınmış veya yeni ayrılıyorlar... Bunların yaşlısı var, genci var, yenisi var eskisi var... Ses çıkarmayıp talihine razı gelenler var. Dayanamayıp işi kavgaya dövüşe götürenler ve hatta Allah korusun nefretini cinayete kadar vardıranlar var...
 
Bu konuda varsa bir çözüm önerisi olan söylesin... Yoksa da birbirimize dua edelim. Rabbim her birimize evlilikte mutluluğu yakalamayı nasip etsin, mutlu olanlardan eylesin...
     Gülşah Bade Nazlıoğlu
 
 
ŞİİR
 
          KILAVUZ
 
Aşka giden yola bir can fedadır.
Yollara çıkanlar garip gedadır
Sorsan söyler sana ne hoş sevdadır
İnan ki gerisi hep cana cefadır.
 
Bir büyüğü bilmek huzurun adıdır
Dünyanın kıymeti, ziyneti, şanıdır
Ukbada şefaatin kutlu hanıdır
Ehibbaya malike saadet tacıdır
 
Dili mutmain eden zikr-i Huda’dır,
Gayrısı o beyte ne de kem ağyardır.
Rehbersiz çıkılmaz o yollar ıraktır.
Kıldan ince kılıçtan keskin ol Sırat’tır.
 
Dünya yoluna kılavuzsuz gidilmez
Dağlar nehirler dar geçitler bilinmez
Delilsiz o tehlikeler hiç sezilmez
Bilgesiz akabeler zordur geçilmez
 
Ebedî âlemde hiç kimseler ölmez
Öyle bir gidiştir ki geri dönülmez
Kâmil pir öndeyse hüzün görülmez
Haktır bu muamma zordur çözülmez
 
     Orhan Yavuz Ejder/Akhisar-Manisa
 
 
 TARİHTEN BİR YAPRAK
 
SULTANAHMET CAMİİ: Osmanlı Devleti’nin ihtişamını, kudretini ve o devirdeki inceliğini, zarafetini ve tezyinatını ifade eden, Türkiye’nin 6 minareli tek câmiidir. Sultan I. Ahmed Hânın emriyle Başmimar Sedefkâr Mehmed Ağa tarafından yapılmıştır. 4 Ocak 1609'da bizzat Sultan Ahmed Hân temel atma merasimine iştirak etmiş ve ilk kazmayı vurarak inşaata başlanmıştır. Bu kazma, bugün Topkapı Sarayı Müzesi’ndedir.
9 Haziran 1617 tarihinde ibadete açılan bu abide; Osmanlı mimarisinin bir şâheseridir. 4 minare arasındaki kubbesinin çapı 33.60 metredir ve Ayasofya’nın kubbesinden 2,60 m daha geniştir. Kubbenin yerden tepesine kadar olan yüksekliği 43 metredir. 260 pencere sayesinde ferah bir havaya bürünmüştür. Mavi ve yeşil renkteki 21 043 parça beyaz çiniler, bu eşi az bulunan mabede ayrı bir güzellik verir. Avrupalılar, bu sanat şâheserine “Mavi Câmi” ismini verirler. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 yıl süren restorasyon çalışmaları tamamlanan Sultanahmet Camii'ni törenle ibadete açtı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.