Sürünün en önemli özelliği her yana birlikte hareket etmeleridir. Eğer çobanın yayılmak üzere bıraktığı sürü bir şekilde yerinden ayrılmaya yönelirse çobanın eline ayağından bağlı olan koyun da hareket edecek böylece çobanı uyandırmış olacaktır. Çoban sürünün ne tarafa gittiğini veya hareket ettiğini anında, geç kalmadan öğrenmiş olacaktır. Bu şekilde ip bağlamayan ve uyuyup kalan uyandığında ise sürünün nerede olduğunu bilmeyen sürüsünü kaybeden çobanlar çok olmuştur.
Bağcık, örme ipten parmak kalındığında yapılan hayli sağlam bir özel iptir. Öyle değme güç kullanılsa koparılamaz. Bu ip çobanın kolunu sıkmayacak şekilde ayarlıdır. Çoban eğer sağ yanına yatacaksa ipi sol koluna takması gerekir. İpteki koyuna bağlanan kısım da ayarlıdır. Koyunun boynuna bağlanır ama koyunun boğazını sıkmayacak şekilde ayarlanır. Zaten bağcık ip bağlanacak koyun da bu konuya ayarlıdır. Çobana alışkın koyundan seçilir. Hatta çoban uyuyunca o da gelir çobanın yanına uzanır...
Neticede çobanlar hiçbir koyunun sürüden ayrılmasını istemezler. Bu başarıyı gösterenlere de tecrübeli çoban denir.
Bu açıklamadan sonra bu atasözünün hayatımıza nasıl yön verdiğine bakalım.
Atasözündeki “sürü” kelimesi neyi anlatmaktadır? “Sürüden ayrılan” tamlamasıyla kim veya kimler anlatılmaktadır? “Kurt” kelimesi kimi ve neyi anlatmaktadır?
Bu anlamda bir atasözümüz vardır. “Teşbihte hata olmaz” derler. Yani benzetme yaparken hata yapılmadan benzetme yapılmalıdır anlamındadır. Burada yapılan teşbih, sürü kelimesi ile toplumun çoğunluğunun kastedilmesidir.
Ama burada amaç, insanları koyun yerine koymak değildir. Bu atasözünden insanları koyun olarak değerlendiriyor diye yorumda bulunanlar ya gerçekten cahil kimselerdir ya da kötü niyetlilerdir. Mecazdan anlamayan kimselerdir.
Uğur Türkmen
ŞİİR
Telefon
Mutluluğa saldırdı,
Telefon denen cihaz,
Huzura başkaldırdı,
Telefon denen cihaz.
Pek çoğaldı talibi,
Kesemizin sahibi,
Sömürüyor garibi,
Telefon denen cihaz.
Hanemize yerleşti,
İnternetle birleşti,
Günden güne devleşti,
Telefon denen cihaz.
Komşuluğu yok etti,
Sohbet onunla bitti,
Hasret onunla gitti,
Telefon denen cihaz.
Nöbetçi der, gülüyor,
Faturayla dövüyor,
Yuvaları bölüyor,
Telefon denen cihaz.
Nöbetçi Şair (Şahin Ertürk)
Din büyüklerimiz buyurdular ki: "Cenâb-ı Hak bu dünyada kendi rızası için yapılan her ibadeti ve ameli kabul eder. İnsanlara gösteriş için, insanlara yaranmak için yapılanları kabul etmez. Bunun için her türlü ibadetlerimizin, her türlü işlerimizin, her türlü davranışlarımızın hâlis olması lazımdır. İmâm-ı Rabbani hazretleri buyuruyorlar ki: Ahirette, Allah için yapılan ibadetler haricindekilerin hepsi icraatın dışında kalacak, hiçbiri kabul edilmeyecek. Onun için az fakat dürüst olanı, yani rıza-i ilahi için olanı yapmak lazımdır. En mühim olan şey Allah rızasıdır...
Gülistan'da bir hikâye var; Ahmet’e çalışıp da Mehmet’ten para beklemeyin, diyor. Kime çalıştıysanız, gidin ondan ücretinizi alın, diyor. Yaptıklarımızı, insanlar görsün de ne güzel yaptı desinler diye değil, Allahü teâlâ beğensin diye yapmalıyız."
Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...