Vatan sevgisi ve iman

A -
A +
İmanın bir gereği olarak vatan sevgisine detaylı göz attığımızda yurt, sadece bir toprak parçası değil; dinin, adaletin, ahlakın ve insanın hür yaşayabileceği bir alan olarak görülür. “Vatan sevgisi imandandır” hadis-i şerifi Müslümanlarda düşüncenin temelini oluşturmuştur. Çünkü iman iyiliği, adaleti, kardeşliği ve barışı yaşama arzusudur ki bu da en güzel biçimde vatanda yaşanır ve korunur.
 
Türk-İslam medeniyetinde vatan sevgisi ile iman birbirinden hiç ayrılmamıştır. Tarihin her döneminde vatan savunması, sadece bir toprak mücadelesi değil “imanı koruma” savaşı olarak görülmüştür. “Şehitlik” kavramı da bu birleşmenin en yüce sembolüdür. Vatan sevgisi, imanla birleşince destanlar yazılır ki Türk tarihi bunun sayısız örnekleriyle doludur. Çanakkale’de savaşan askerler, vatanlarını korumayı imanlarının bir gereği olarak görmüşlerdir. Bu durum, imanla vatan sevgisinin birleştiği en güçlü örneklerden biridir.
 
Selahaddin Eyyubi, Kudüs’ü işgalden kurtarmak için verdiği mücadeleyi yalnızca bir toprak savaşı olarak değil, İslam’ın onurunu, müminlerin imanını koruma görevi olarak görmüştür.
 
Onun mücadelesinde iman ve vatan sevgisi iç içe geçmiş, kutsal toprakları korumak bir iman görevi hâline gelmiştir.
 
Sultan Alparslan, Malazgirt Zaferi'ni yalnızca Anadolu'nun yurt yapılması olarak değil, aynı zamanda İslâm sancağını da en ilerilere taşımak açısından da mühim saymıştır. “Ya muzaffer olur, gayeme ulaşırım; ya şehit olurum” inancı Malazgirt Ovası’ndaki muharebede Türklere zaferi getiren faktördür. Bu, adına “iman” dediğimiz duygudur. Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu halkı camilerde yapılan dualarla, hutbelerde söylenen sözlerle dinî inançlarından güç alarak vatan savunmasına katılmıştır.
 
Tüm bu örneklerden hareketle “vatan elden giderse, ezanlar susar” anlayışı, imanın vatan sevgisine nasıl dönüştüğünün somut bir ifadesidir.
     Uğur Utkan
 
 
 
ŞİİR
 
     Yapay zekâ
 
Yeni nesil geldi mi?
Geçmişe direndi mi?
Yaptıklarımıza bilendi mi?
Tek derdimiz yapay zekâ.
 
Her gün bir çocuk öldü mü?
Zalim olanlara güç söktü mü?
Müslümanlar öze döndü mü?
Tek derdimiz yapay zekâ.
 
Dünyada fakir bitti mi?
Zenginin parası yetti mi?
Su için canlar gitti mi?
Tek derdimiz yapay zekâ.
 
Ormanlar yandı mı?
Kuşların yuvası kaldı mı?
Gökyüzü nefessiz kaldı mı?
Tek derdimiz yapay zekâ.
 
O olmasa ne yapardık?
Bir bilene sorardık.
Sanki hepimiz kandırıldık,
Tek derdimiz yapay zekâ.
          "Gurbetten Sılaya…"
 
 
 

ESKİMEZ KELİMELER

 
 
Tasallut: Rahat vermeyecek, bıktıracak, sıkıntı verecek şekilde üstüne düşme, sataşma, musallat olma.
Himaye: 1. Koruyuculuk 2. Kayırma, elinden tutma.
Keza: Aynı biçimde; kezalik.
Pervasız: 1. Çekinmez, sakınmaz, korkusuz (kimse); biperva. 2. Çekinmeden, sakınmadan, korkmadan.
Zaaf: 1. Düşkünlük. 2. İrade zayıflığı.
Zafiyet: 1. Zayıflık 2. Bitkinlik.
Maşerî: Topluluğa ait olan, toplumu ilgilendiren. Toplumsal.
Maşerî vicdan: Topluluğun vicdanı.
Defaatle: Defalarca.
Def’aten: Bir defada, birden.
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.