Akşener büyükşehirleri istiyor

Sesli Dinle
A -
A +
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener “Acaba ittifak mı değiştirecek?” gibi büyük beklentiler oluşturan ve Büyük Taarruz’un yıl dönümüne denk getirilen Afyonkarahisar konuşmasını yaptı.
 
Netice, beklediğimiz gibi oldu.
 
Martta masayı devirince ittifak tabanı tarafından âdeta linç edilen ve bu baskılar neticesinde altı gün sonra yeniden tıpış tıpış masaya dönüp, bütün karizması çizilen Akşener, zoraki desteklediği Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybetmesi sonrası, bunu avantaja çevirip yeniden güç toplamayı hedeflediğini gösteren cümlelerle süsledi konuşmasını.
 
Şayet Kemal Bey kazansa bugün siyasi açıdan çok daha fazla köşeye sıkışmış hissedecekti kendini…
 
“Bak gördün mü? Hani kazanamazdı!” denilecekti… Öyle olmadı.
Haklı çıkınca şimdi “Ben demiştim” rahatlığıyla rahat rahat ittifak ortaklarına yüklenebiliyor Akşener.
 
Nitekim Afyonkarahisar çıkışında da öyle yaptı ve konuşmasının başında, adaylıktan vazgeçirmek için masayı bile devirdiği, buna rağmen geri adım atmayan ve mayıs seçimlerinde kendilerine büyük hezimet yaşatan ittifak ortağı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na isim vermeden ağır eleştiriler yolladı…
 
Şu mesajların gittiği yer gayet açıktı;

> Elitlerin, sözde kanaat önderlerinin güdümünde milletin olmadığı bir yerden üretilen siyasetin başarılı olamayacağını söyledik. Tepki gösterdik, uyardık, memleketimizin gerçeklerinden bihaber oturdukları yerden ahkam kesenlere karşı irade koyduk.

 

> Sadece iktidar mensuplarıyla değil, biz bu seçimin kaybedilmesi için çalışanlarla da mücadele ettik.

 

> Ne yazık ki nefsinin esiri olanlarla uğraştık. ‘Önce ben’ diyenlerle uğraştık.

 

> Ne yazık ki koltuğundan başka bir şey düşünmeyenlerle uğraştık. Ne yazık ki olmadı, olamadı, olduramadık. 2023 yenilgisine maalesef engel olamadık.

***
Bunlar siyasi çıkışlardı ama, bir de itiraf vardı satır arasında.
 
Şu cümleye özellikle dikkat çekmek isterim;
 
“Gizli gündemleri olan, … marjinal ve bölücü yapılarla yakınlaşan hiç kimse ile herhangi bir yerde, herhangi bir beldede iş birliği, yan yana geliş yapmayacağız”.
 
Bu cümle de doğrudan Kemal Bey’e.
***
Meral Hanım, ‘gizli iş birliği’, ‘marjinal ve bölücü örgütlerle yakınlaşma’ ile mesajı yerine yollarken, “Artık olmayacağız” diyerek geçmişte içine düştükleri durumu da özetliyordu bir nevi.
 
Bu ağır yüklenmelerin ardından asıl hamleyi, 2024 Mart yerel seçimlerine ittifak olarak değil, her partinin ayrı adayla gitmesi çağrısıyla yaptı Akşener.
 
Üstelik çağrısını sadece Millet İttifakı’na değil, Cumhur İttifakı’na da yapması ise ironikti.
 
Çünkü, partisinin içinde olmadığı bir ittifaka “ayrı ayrı girelim” demenin ilk bakışta mantıkla izah edilir bir yanı bulunmuyordu.
 
Belli ki Sayın Akşener, MHP lideri Bahçeli’nin, “Çağırdık, dönmediniz yuvaya, yerel iktidarda komşu olalım ülke hayrına” çağrısına böyle bir mesajla cevap vermeyi, üstü kapalı olarak “Ne siz AK Parti ile ne de biz CHP ile ittifak yapalım. En iyisi ayrı ayrı seçime gidelim” diyordu.
Aslında bu bir anlamda, -HDP destekli- bir ittifakta yer alma açmazından kurtulma çabasının da yansımasıydı.
 
Peki bu mümkün olur mu?
 
Elbette olmayacağını Meral Akşener de gayet iyi biliyor.
 
HDP (Şimdiki adıyla Yeşil Sol) desteği olmadan CHP ya da İyi Partili bir adayın İstanbul ve Ankara’yı kazanması mümkün mü?
 
Çok ama çok zor.
 
Ancak Meral Akşener bu restle asıl ortağı CHP’ye şu mesajı yolluyor;

> Ankara, İstanbul, Antalya, Balıkesir, Bursa gibi büyükşehirlerin aday isimlerinde ve bu belediyeleri paylaşma konusunda benimle uzlaşmak zorundasın. Artık benim sırtımdan büyükşehirleri kazanmana göz yummayacağım, ben de parsamı isterim. En azından HDP desteğinin şart olmadığı yerlerde.

Yani, Kemal Bey nasıl ki Ali Babacan’ın Deva’sı, Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek’i gibi yüzde 1 oya bile sahip olup olmadıkları tartışmalı partilere 10’ar, 15’er milletvekili vermiş ise “Şimdi de benimle büyükşehirleri paylaşacaksın. Yoksa destek vermem, ayrı aday çıkarırım” demeye getiriyor.
 
Meral Hanım’ın, önümüzdeki günlerde CHP Genel Merkezi ile ters düştüğü için ‘CHP’den aday gösterilmeyebileceği’ iddia edilen Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra “Bizim adayımız olsun” dediği Mansur Yavaş konusunda Kemal Bey ile karşı karşıya geleceğini şimdiden öngörmek mümkün.
***
Akşener’in, “Her parti ayrı aday çıkaralım” derken bunun içine sadece kendi ortaklarını değil, Cumhur İttifakı’nı da katarak konuşması, kapıyı tamamen kapatmayıp, pazarlığa açık bırakma taktiği güttüğü görülüyor.
 
Yarın “Hani ayrı aday çıkaracaktınız?” denilirse, “Cumhur İttifakı ayrı girmedi ki…” deyip, işin içinden sıyrılacak!
 
Politika ve politikacıların Bizans oyunları, bir tuhaf iş…
 
6 Şubat’ta Türkiye, 11 ilimizi vuran 7,7 ve 7,6’lık deprem felaketlerinin acısı içinde kıvranırken, bunlar 3 Mart’ta Ankara’da masa devirip, sonra masaya dönmeyi konuşuyordu.
 
Cumhur İttifakı ise hiçbir zaman böyle bir zillete düşmedi, karşılığını da milletten gördü.
 
Dün Sayın Akşener, Büyük Taarruz’un başladığı Afyonkarahisar’da bu siyasi hesapları ortaya dökerken, Cumhur İttifakı Malazgirt’ten Türkiye Yüzyılı çıkışı yapıyordu.
 
Her şey seçim kazanmak değil.
 
Meral Hanım’a şunu sormak lazım;
 
“2019’da büyükşehirleri kazandınız da ne yaptınız?
2023’te, şimdi ‘İyi ki kazanmamış’ dediğiniz Cumhurbaşkanı adayınız seçimi kazansaydı ne yapacaktı, ülke ne hâle gelecekti?
2024 yerel seçimlerini kazansanız memlekete hayırlı ne iş yapacaksınız?”
 
Oysa asıl konuşulması gereken bu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.