Hop! Orada durun bakalım…

Sesli Dinle
A -
A +

Hazmedemediler, hazmedemiyorlar, hazmetmeyecekler…

 

Dertleri ne ülke, ne ekonomi, ne toplumun refah ve huzuru ne de terör gibi ayağımıza takılan prangalardan bu ülke evlatlarının kurtulması!

 

İstedikleri tek şey var; vesayeti yeniden güçlü kılmak, hatta bu defa öncesinden çok daha ağır biçimde millete bela etmek, zulmü bu topraklara tekrar hâkim kılmak!

 

14 ve 28 Mayıs seçimlerinde avucunu yalayan “köleleştirilmiş” zihniyet, “Bizi kurtarırsa yine Erdoğan kurtarır” diyen vatandaşa arsızca saldırmaya devam etmekte.

 

Oysa çok iyi biliyorlardı ki, Erdoğan ve Cumhur İttifakı kaybetse, geçmişte milletin çanına ot tıkayan FETÖ yeniden devlette hâkimiyet kuracaktı.

 

Ülkemizde gücü bitme noktasına gelen PKK terör örgütü yeniden hayat bulacaktı, hatta 40 yıldır çatışarak elde edemediği ‘özerkliğe’ kavuşacaktı.

 

Söz verdikleri şekilde Türk askeri sınır ötesinden çekilince, ABD ve İsrail öncülüğünde sınırımızın güneyinde kurulmak istenen terör devleti vücut bulacaktı.

 

Bunun Kuzey Irak’tan Libya’ya, Karabağ’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kadar çok menfi etkileri olacaktı.

 

Akdeniz’de, Ege’de avucumuzu yalayacaktık…

 

Savunma sanayimiz çökecek, her şey NATO’nun, ABD’nin istediği biçimde şekillenecekti, zaten bunun sözlerinin açıkça verildiğini duyuyorduk.

 

Ekonomimiz de yeniden IMF’nin kapısına düşecekti, hiç kimseye sürpriz olmayacaktı. Hatta IMF ile anlaşmanın ne kadar değerli olduğu masallarını dinliyor olacaktık şu an!

 

Bunca şeyi bile bile gidip CIA’in, Mossad’ın, BND’nin aparatlarına siyasi destek verenler, hiç utanmadan, sıkılmadan millete parmak sallamaya devam ediyor.

 

Morfinlenmiş zihinler, kimi zaman ekranlarda, kimi zaman metroda ya da otobüste milletin sinir uçlarına dokunarak, halkı tahrik etmek istiyor.

 

Bahaneleri de bütün dünyada olduğu gibi, ülkemizde de cereyan eden ekonomik buhran.

 

     ***

 

Oysa dünyanın en güçlü ekonomilerine sahip ülkelerde halkın durumu bizden farklı değil.

 

Kanada, ABD gibi pek çok ülkeden insanlar ağlayarak feryat ettikleri videoları sosyal medyadan paylaşıyor.

 

Biz, dayanışması güçlü bir milletiz…

 

Devletimizin, sistemimizin ne kadar güçlendiğini de özellikle pandemi sürecinde gördük.

 

Allah’a şükürler olsun ki, 90’larda, 2001’de yaşadığımız ekonomik krizlerle bugünkü durumumuz mukayese bile edilemez.

 

AK Parti öncesi ekonomik kriz demek, ekmeğe bile muhtaç olmuş milyonlar demekti.

 

Biz oralardan geçip bugünlere geldiğimiz için, bugün refah seviyemiz düştüğü için canımız sıkılsa bile, henüz o noktada değiliz.

 

Ayrıca, düşsek bile biz bize yeten bir milletiz.

 

Bu krizde bizi dünyadan ayıran bir büyük yıkım yaşadık üstelik, hemen seçim öncesinde.

 

200 milyar doları bulacağı söylenen iki büyük deprem felaketi ve kimi neredeyse yüzde 80 yıkılan 11 şehirden bahsediyoruz.

 

Zaten pandemi ve savaşla ağır darbe alan, üstüne bir de ‘ülkenin bağımsızlığını kaybetme’ riski sebebiyle seçim ekonomisi uygulamak zorunda kalan bir ülke, Erdoğan gibi tecrübeli bir isim yerine bir başkasının yönetiminde olsa ne hâle gelirdi, bunu düşünmek lazım önce.

 

Ya 2012’den bu tarafa olanlar…

 

MİT Müsteşarı ve onun üzerinden Başbakan’ı ameliyattayken tutuklama girişimi…

 

Peşine Gezi sokak darbesi, ardına yargı darbe girişimi, özerklik ilanıyla ülkemizi fiilen bölme kalkışması, peşine 15 Temmuz işgal girişimi…

 

Bunların hepsinin üzerine bir de terörle mücadelenin maliyetini koyun bakalım, kaç trilyon dolarlık faturaya mal olmuş ülkeye!

 

     ***

 

Kendi ülkesinin ekonomisini batırma pahasına darbe ve işgal dâhil her türlü ihanete destek verenler, kendi devletine MİT Tırı operasyonu çekenler, Dışişleri’nden ses kaydı sızdırma ihanetine imza atanlar, bugün utanmadan birlik olmuş, ekonomi üzerinden halkı kışkırtmaya çalışıyor.

 

Biz bunların ipi dışarıda hainler olduklarını söylediğimizde dalga geçen bir güruh ise ne ilginçtir ki adaylarının ipliği seçim sonrası pazara çıkınca, “İyi ki seçilmemiş” diyor!

 

Kafası karışıklar hem “İyi ki seçilmemiş” diyor, hem de “Bakın bizi seçmediniz, şimdi zamlardan şikâyet etmeyin” yüzsüzlüğüyle üste çıkmaya çabalıyor.

 

Türkiye kadar haini, kafası karışığı bol memleket var mıdır, bilmem… Lakin şu gerçek ki, bunlarla işimiz zor.

 

Dün “Ekonomiyi bozalım, AKP’den kurtulalım” yaygarası yapanlar, yeni ekonomi yönetiminin başarılı olacağını görünce Hazine ve Maliye Bakanı’nın istifaya kalkıştığı şeklinde bir yalanla yine ekonomimize operasyon çekmeye çalıştı. İyileşme arttıkça bu spekülasyonların dozunu artıracakları besbelli. Hoş, zaten hep yapıyorlardı; zira ekonominin cumhuriyet tarihinin zirvesine çıktığı 2013 yılından bu yana izledikleri taktik hep aynı.

 

     ***

 

Bunların Türkiye’nin hayrı için çalışmadıklarını, Allah korusun ellerine fırsat geçse nereye hizmet edeceklerini artık ezberledik. Sosyal medyada da dolaşan bir video var, belki denk gelmişsinizdir.

 

Siyasi analist ve yazar S.L. Kanthan, ABD’de George Galloway adlı bir kişinin kendi YouTube kanalında yaptığı bir MOATS programında çarpıcı şeyler anlatmış.

 

Sunucunun, “Türkiye’de seçimleri CIA kaybetti. Bu özet yeterli oldu mu?” sorusuna verdiği cevap, ABD Başkanı Biden’ın bile itiraf ettiği, bizim yıllardır anlatmaya çalıştığımız, milletimizin de gördüğü tablonun özeti gibi.

 

Şöyle diyor yabancı gazeteci;

 

“Bu seçimin en büyük kaybedeni muhalefet adayı Sayın Kılıçdaroğlu değil, ABD ve CIA oldu.

 

Sizin de belirttiğiniz gibi ABD uzun süredir Erdoğan’ın adaylığına engel olmaya çalışıyordu.

 

2016’da CIA bir darbe teşebbüsünde bulundu.

 

Son yedi yıldır ABD zaten Türkiye’ye her türlü yaptırım ve tehdit  yoluyla zorbalık yapıyor ve Türkiye’nin dış politikası üzerinde baskı oluşturuyor.

 

Ancak bu seçim sırasında gerçekten büyük bir hata yaptı ve yüzsüzce manipüle etmeye çalıştı.

 

Batı medyasına bakarsanız rakibi Kılıçdaroğlu’nu göklere çıkardı.

 

CIA’in Ulusal Demokrasi Vakfı gibi paravan örgütleri vardı. Bu örgütler rakip aday ile buluştu ve onun için çok sayıda sosyal medya kampanyası başlattı.

 

ABD son iki yıldır Türkiye’ye karşı âdeta bir ekonomik savaş başlattı.

 

Aslında Wall Street, Türkiye’nin para birimi olan liraya saldırmaya başladı ve TL son iki yılda yüzde 50’den fazla değer kaybetti.

 

Bu da enflasyonun çok artmasına ve Türk halkının büyük sıkıntılar çekmesine sebep oldu. Ama halk istikrar arayışında olduğu için Erdoğan’ın yanında durdu. Ve sanırım halk duruma ilişkin büyük resmi de gördü.

 

Önümüzdeki beş yılda Türkiye’nin dış politikasında büyük bir değişim göreceğimizi düşünüyorum.”

 

     ***

 

Bakın, elin gazetecisinin, siyasi analistinin yaptığı yorum bu.

 

Türkiye’de kaç gazeteci, ekranlarda izlediğiniz kaç analist “mahalle baskısını göze alarak” bu yorumu yapabiliyor!

 

İşte temel meselelerimizden biri de bu.

 

Çünkü çoğu dışarıdan fonlanıyor!

 

Yüzlerce sebebi bir kenara bırakıp, orada oynadığı rolü gözlerden kaçırıp, birileri size sadece zamları söylüyorsa ona şunu deyin;

 

Hop! Orada dur. Önce sen kimsin ve bu ülke için ne yaptın, onu anlat bakalım!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
ssda 8 Eylül 2023 08:08

akp ile aabad olmaktansa ,batı ile batmaya razıdırlar

ssda25 Ağustos 2023 08:03

kafirin gönlü kafirden yana ,kafirler yanacak cehennemde yan yana