Maden faciasında karanlık altı dakika!

Sesli Dinle
A -
A +

Bartın’daki elim hadise duyulur duyulmaz hemen ekranlardan ve sosyal medyadan propagandaya başlayan örgüt yandaşlarına ve bu propagandadan siyasi rant devşirmeye çalışan muhalif tiplere demiştik ki, “Bırakın da acımızı yaşayalım. Önce yaralılarımızı kurtaralım, cenazelerimizi defnedelim, ailelere destek olalım; sonra bunların hepsini konuşuruz.”

 

Şimdi oraya geldik.

 

Öncelikle, henüz madendeki yangın bile söndürülememiş, olay mahallinde hiçbir inceleme yapılamamışken ortaya atılan iddiaların, birilerinin “suç bastırma” çabası olabileceğini pek çok olayda tecrübe ettik.

 

Özellikle de terör saldırılarında…

 

Orman yangınları mesela…

 

Ekipler havadan ve karadan canla başla alevlerin önünü almaya çabalarken hemen hükûmete saldırıya geçenlerin, PKK terör örgütü “faili benim” açıklaması yapınca nasıl suspus olduklarına defaatle şahit olduk.

 

Onlar yalanı, yüzsüzlüğü sıradan hâle getirdikleri için bundan vazgeçmiyor ama bizim somut bilgiye dayanmayan şüphelerimizi dile getirirken kırk düşünüp, bir söylememiz icap ediyor.

 

41 madencimizin şehit olduğu faciada da durum böyle.

 

Hele ki devletlerin birbirlerine operasyon çektiği, denizin yüzlerce metre altındaki boru hatlarına sabotajların düzenlendiği, Rusya lideri Putin “Türkiye’yi doğalgaz merkezi yapacağız” dedikten hemen sonra Türk Akım’a da sabotaj düzenleneceği açıklamaları ortalıkta dolaşırken…

 

             ***

 

Bartın’daki elim hadise ihmalden kaynaklı bir kaza da olabilirdi yahut birilerinin organizasyonu da!

 

Hele ki FETÖ gibi sinsi bir örgütün kökünün bir türlü kazınamadığı, buna mukabil birilerinin 2023 seçimleri için umut verdiği bir ülkede!

 

Artık her şeye şüpheli yaklaşmayı, “Acaba” demeyi öğrenmiş olmamız gerekirken, karanlık yüzleri defalarca tecrübe edilen örgütler ve bu örgütler üzerinden beslenen amipler “Siz de her şeyi FETÖ’ye, dış güçlere bağlıyorsunuz” propagandası yaptığı için pek çok kişi şüphe duysa bile medyada linç edilmekten korkuyor ve şüphesini dillendirmeye çekiniyor.

 

Lakin devletin yetkili organları her olayı, bütün ihtimalleri göz önüne alarak titizlikle inceliyor ve şüpheleri tamamen ortadan kaldıracak şekilde kamuoyuna açıklıyor.

 

Problem, gerçekler açıklandığında hadise soğumuş oluyor, acıdan siyasi rant devşirirken ağzını doldura doldura konuşanlar ise özür dilemek yerine başka yerlerden saldırıya geçerek gündemi değiştirmeye çabalıyor…

 

6 savcının görevlendirildiği Bartın’da da neler olup bittiğini; yerin 350 metre altındaki korkunç grizu patlamasına da bir ihmal mi sebep oldu, yoksa arkasında başka eller mi vardı, çok geçmeden anlayacağımızı umut ediyorum.

 

Çünkü iktidar ne böyle bir hadisenin olmasını ister ne de bunun karanlıkta kalmasını.

 

Hele ki son teknoloji ile donatılmış, her şeyin saniye saniye takip ve kayıt altına alındığı bu madende böyle bir facia nasıl yaşandı, er geç anlayacağız.

 

             ***

 

Nitekim ilk bilgileri Enerji Bakanı Fatih Dönmez TBMM’de paylaştı.

 

2017 ve 2019 Sayıştay raporlarının dikkate alınmadığı iddialarına “Raporlardaki uyarı ve tavsiyelerin gereği yapıldı, bütün risklere karşı tedbirler bu hadiseden çok önce alındı” dedi.

 

Olay günü sensörlerin çalıştığını, madenin içinde sabit şekilde ve ayrıca ekiplerin her birinde gaz dedektörleri olduğunu, bu ekipmanın gaz miktarı belli seviyeye gelince ışıklı ve sesli sinyal verdiğini anlattı.

 

Maden ocağındaki gaz oranlarının ve telsiz konuşmalarının uçaklarda olduğu gibi 24 saat izlenip kayıt altına alındığını söyledi.

 

Metan gazı 1,5 oranına çıktığında elektriklerin otomatikman kesildiğini, yüzde 2’ye çıktığında kırmızı alarm ve işçilerin hızla tahliye edileceği acil durum prosedürünün devreye girdiğini belirtti.

 

Peki, Bartın’daki faciada bunlar yapılmadı mı?

 

Bütün sırrı çözecek karakutu Emniyet’te inceleniyor, ancak Dönmez, bazı ön bilgileri verdi milletvekillerine… Şunları söyledi;

 

“Saat 18.05’te metan gazı oranı yüzde 1,5 seviyesine çıkmış.

 

Emniyet amaçlı elektrik kesilmiş.

 

Saat 18.09’da, yani 4 dakika sonra yüzde 1,69 olarak ölçülmüş.

 

Ondan sonra kayıt yok!

 

Patlama anındaki metan seviyesi, merkezî gaz izleme sisteminde ölçüldü.

 

Şimdi teknik birimler ve bilirkişiler bu oranları tek tek değerlendirecek.

 

Sorumluları ortaya çıkarılacak, kimseyi gizlemeyeceğiz.”

 

             ***

 

Dün de Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında benzer bilgileri verdi.

 

Açıklamalar gösteriyor ki, patlama olması için gaz seviyesinin 5’in üzerine çıkması lazım.

 

Patlama 18.15’te gerçekleşti.

 

Gaz oranı o karanlık altı dakikada aniden 5,0’in üzerine çıktı ve işçiler tahliyeye fırsat mı bulamadı, yoksa bilmediğimiz başka şeyler, ihmaller mi oldu, anlayacağız.

 

Rapor çıkana kadar söylenecek her şey iddiadan öteye gitmez.

 

Karakutuda olanlar dökülsün, sorumluların hesabı en ağır şekilde sorulsun.

 

Şayet endişelerimizde haklı çıkar ve birileri yine yorganın altına gizlenir, yahut asıl sorumluları aklamaya çalışırsa, o zaman söyleyeceğimizi biliyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.