Seçimi istemeyen kimmiş?

Sesli Dinle
A -
A +
ABD kulislerinde epeydir Türkiye’deki 2023 seçimlerinin yapılmayacağı konuşuluyordu…
 
Biz bunu “Yaptırmayacağız” şeklinde yorumlamıştık, -ki haksız da çıkmadık.İçerideki borazanları da hatırlarsanız 2022 sonbaharında “Yunanistan'a savaş açıp, seçim yaptırmayacak” propagandasına girişmişti.
***
Oysa gerçekte olan neydi?
 
Küresel güçler, hemen dibimizde üsler kurarak ülkemizi çevreliyor, Atina’ya savaş uçakları ve yeni silahlar veriyor, sınırımızın dibindeki üslerde yığınağı artırarak savaş düzeni aldıklarını apaçık gösteriyordu.
 
Rusya’ya karşı Ukrayna nasıl koçbaşı olarak kullanılmışsa, Türkiye’ye karşı aynı senaryonun parçası olarak Yunanistan kurgulanmıştı.
 
Savaş sebebi olacak şekilde adalara silah yığması için cesaretlendirdikleri Yunanistan’a sürekli kışkırtma eylemleri yaptırdılar, Yunan Başbakanı’nın ABD Kongresi’ndeki tahrik dolu konuşmasını ayakta alkışladılar.
 
Beklediler ki Türkiye de Rusya’nın yaptığını yapıp savaşa girişsin…
 
Ama umdukları olmadı!
 
Oyunu gören Türkiye, sınırlarımıza bir tecavüze yeltenene dek sabırlı davranacağını gösterirken, Rusya-Ukrayna savaşını bitirmek için sergilediği liderlikle uluslararası kamuoyunun takdirini topladı.
 
Doludizgin seçime hazırlanıyorduk ki, 6 Şubat’ta iki büyük felaketle yıkıldık.
***
Elbette her şey Cenab-ı Hakk’ın takdiri ama sebepler âleminde yaşıyoruz.
 
Küresel güçlerin elinde bulundurduğu teknoloji, patlamaya hazır bir fayı harekete geçirecek seviyeye gelmiş midir, açıkçası bende cevabı yok.
 
Ortaya atılan birçok komplo teorisine uzak dururken, öbür taraftan Fransız deprem bilimci Xavier Le Pichon gibi bazı yabancı uzmanların “Mümkün” demesi ise kafamızda soru işaretleri oluşturuyor.
 
2023 için uluslararası medyada “Dünyanın en önemli seçimi” denildiğini de düşününce… Ne bileyim! İnsan emin olamıyor.
***
Bazı şeylerin cevabını bilemesek de, şu kadarını gördük ki, birkaç ay önce Yunanistan’la savaşa girerek seçimi yapmayacağımızı düşünenler, bu defa da depremi bahane ederek seçimin erteleneceğini öne sürüyordu.
 
Hatta böyle bir karar alınması durumunda Türkiye’de iç karışıklık çıkarmayı planladıklarını da öngörmek mümkün.
 
Deprem üzerinden ürettikleri yalan ve kara propaganda ile Hatay merkezli olarak denemeler yaptılar zaten…
 
Çok şükür vatandaşımızın sağduyusu, devletimizin hızlı müdahalesi ile istedikleri yine olmadı!
 
1999 Marmara depreminden 10 kat daha büyük bir felaketle birçok şehrimiz çok ağır hasar aldığı, hatta bazı şehirlerimiz tamamen yıkıldığı hâlde, güçlü yönetimin ülkemiz, devletimiz ve milletimiz için ne kadar kıymetli olduğu bir kere daha anlaşıldı.
 
Üstelik bir yandan ağır kış şartlarına rağmen enkazlara ve felaketin vurduğu 13 milyon insanımıza yetişmeye çalışırken, diğer yandan sınırlarımızda durumu fırsat bilen örgütlerin terör saldırıları ve sızma eylemleri…
 
Bu da yetmezmiş gibi, bir de terörün, provokatörlerin ve ajanların 5. kol faaliyeti aparatı hâline dönüşen sosyal medyada halkı kışkırtmaya, korkutmaya yönelik her gün ortaya atılan yüzlerce yalanla mücadele ederken.
***
İlk gün AFAD’da çalışmaları takip eden, ikinci günden itibaren bizzat sahaya inen ve kendi uçağını bile depremzedelere yardıma tahsis eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, felaketi istismar ederek amacına ulaşmaya çalışanları da hüsrana uğrattı.Halkın içinde hem yaraları sarmaya, moral vermeye uğraştı, hem de kolay kolay hiçbir devletin altından kalkamayacağı çok büyük bir afet üzerinden kirli hesaplara girişenlere meydan okudu.
 
“Bir yıl içinde bütün şehirlerimizi yeniden yapacağız” sözü, devletimizi aciz göstermeye kalkışanlara en net cevap oldu. Depremzedelere yapılacak yardımları açıklaması, devletin şefkatini, gücünü ortaya koydu.
 
Dünyada, bu işin uzmanlarını bile şaşkına uğratan böylesine büyük bir felaketi yaşamamıza ve on binlerce can kaybımıza rağmen, normal hayata dönüşün hızlı olacağını söylemesi, topluma ülkemizin dimdik ayakta olduğu moralini verdi.Birileri seçimleri ertelemesini beklerken, Cumhurbaşkanı’nın bu yönde bir açıklama yapmaması, hatta belirlenen tarihte yapılması için kararlılığını koruduğunun ortaya çıkması eminim ki birilerinin hesabını fena bozdu.
***
Biz burada bu mücadeleyi verirken, birileri de Kiev’de savaşı büyütmek, hatta yeni bir dünya savaşına dönüştürecek kışkırtmaları yapıyordu.
 
Tamamen acımıza ve yaralarımızı sarmaya odaklandığımız için gözümüzden kaçmış olabilir, bu risk hayli arttı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunca şeyin içerisinde yine taraflarla görüşerek, barışa liderlik etme görevini yürüttü.Ancak gidişat hoş değil…
 
Nitekim İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace yine savaşın kapıda olduğu uyarısını yaparak, “Her şeye hazırlıklı olmalıyız” demiş.
 
Biz asrın felaketi ile uğraşırken, birileri de asrın savaşına hazırlanıyor.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir de bunun önünü almak için mücadele ediyor.
 
Ve elbette, başta savunma sanayiimiz olmak üzere, en kötü senaryoya hazırlıklar da olanca hızıyla devam ediyor.
***
Önce Yunanistan’ı, sonra depremi öne sürerek seçimleri Erdoğan’ın yapmayacağını öne süren muhalefeti unutmayın!
 
Bunca riske, bunca komploya, bu denli büyük bir felakete rağmen Türkiye Cumhuriyeti hükûmeti seçimi zamanında yapmakta kararlılığını koruyorsa, seçimi kimin istemediği artık daha net anlaşılmıştır.
 
Elbette, Erdoğan’dan kurtulmak için sandığa gitmeyi risk olarak görenler de artık iyice açığa çıkmıştır.
 
Endişem o ki, “dünyanın en önemli seçimi” dedikleri 2023 seçimlerini yaptırmamak için pek çok deneme yapabilirler.
 
Çünkü biliyorlar ki, Erdoğan yine seçildiğinde, bu onların hem bölgemiz, hem de ülkemiz üzerinde kurdukları tahakkümün sonu olacak.
 
Türkiye Akdeniz’deki zenginlikten payını alacak, onların savunmasına hiçbir şekilde ihtiyacı kalmayacak, aksine enerji gibi birçok alanda kendileri Türkiye’ye muhtaç olacak ve sınırımızda kurmayı hayal ettikleri taşeron devletler gibi, yüzyıllık bütün planları suya düşecek.
 
Yani, sandık Erdoğan’ın değil, onların kâbusu… Ve elbette içimizdeki maşalarının.Görünen o ki, bu sene çetin geçecek…Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.