Söz bitti!

Sesli Dinle
A -
A +

Gazze…

 

Hayata ve insanlığa dair her ne varsa…

 

Hepsinin tükendiği yer.

 

Sergilenen vahşet bir yana, artık dünyanın ne ‘insanlık namına’ söyleyecek sözü, ne de konuşacak yüzü kaldı.

 

Ya Müslüman görünüp katillerle iş birliği yapanlar…

 

Farklı dinlerden Filistinli masumlar için ses veren vicdanlı kalabalıklardan utanırlar mı acaba!

 

     ***

 

Barbarları durdurmak, Gazze’den yükselen çığlığı duyurmak için kendi adımıza çok çabaladık ama nafile…

 

Ne feryatlar dindi, ne de vahşi İsrail’in sivillerin üzerine yağdırdığı bombalar...

 

Ve bizde de söz bitti!

 

Gazze hızla tükenirken, bir şey yapmalıydık… Daha etkili bir şey!

 

‘Söz’den de öte…

 

     ***

 

Madem Gazze karanlığa gömülmüştü…

 

Madem artık söylenenlerin, büyük puntolarla yazılanların kıymeti yoktu.

 

Hiçbir şey demeden de karanlıktaki çığlığı haykırmalıydık dünyaya!

 

Dünkü Türkiye gazetesinin kapağını manşet atmadan sunduk okuyucumuza.

 

Han Yunus’ta vurulan bir binanın enkazından çıkarılan minicik yavrunun fotoğrafı…

 

Ve altında kısacık bir notla;

 

“Gazze’deki sivil katliamı bir ayını doldurdu.

 

Dünya soykırımı izlerken, Gazze’de ölüm artık sadece sayılardan ibaret...

 

Sayılabilenlerin en az 4 bin 237’si çocuk.

 

BM’ye göre her 10 dakikada bir çocuk öldürülüyor, bir millet topluca yok ediliyor.

 

Söz bitti… Artık atılan manşetlerin hiçbir anlamı kalmadı.

 

Madem dünya karanlığa gömüldü, bugün biz de karanlığa gömüldük.

 

Vahşetin gölgesinde sergilenen ikiyüzlülüğü, hiçbir işe yaramayan kınamaları, beyanatları, gösterileri okumak için sayfayı çevirin.”

 

     ***

 

Sayfayı çevirenler, o fotoğrafın öyküsü ile beraber, her gün hazırladığımız kapak haberlerini, içeriye taşınmış sayfada okudu.

 

Daha çarpıcı, daha vurucu bir yayınla sesimizi daha geniş kitlelere ulaştırmaktı maksadımız…

 

Dün gün boyu aldığımız dönüşlerden çıkan sonuç, amacın epey hasıl olduğuydu.

 

Yalnız ‘söylemezsem olmaz’ diyeceğim bir noktaya da dikkat çekmek isterim.

 

Dün sabah televizyon bültenlerinde gazeteler okunurken, Türkiye gazetesine geldiğinde ilginç biçimde bazı sunucular duraksadı…

 

Belli ki editörler de hangi sayfayı ekrana taşıyacağında kararsız kalmıştı.

 

Bu manşet, bir nevi yayıncılık imtihanına dönüştü.

 

Söz bitti!

 

Kimi sadece kapağı, kimi hiç uğraşmadan(!) onun devamı niteliğinde içeriye taşıdığımız klasik birinci sayfayı ekrana taşıdı.

 

Bazı bültenlerde, fotoğraftaki çocuğun ceset zannedilip gösterilmemeye çalışılması ise ne kadar hazırlıksız yayınlar yapıldığını ortaya çıkardı.

 

İç sayfaya bakma zahmetinde bulunsalar, yaralı olarak enkazdan çıkarıldığını okuyacaklardı.

 

Her gün sabah haberlerinde gazetelerin birinci sayfalarını yayınlamaya alışkın TV’lerin bu bocalaması bizi fena şaşırttı.

 

Oysa, olması gereken, her ikisini de birbiri ardına ekrana taşımaktı ki, ne demek istediğimiz hakkıyla anlaşılsın…

 

Tespit edebildiğimiz kadarıyla bunu tek yapan, TGRT Haber’de ‘Bilinmeyenler’ programının sunucusu Yasemin Bozkurt oldu.

 

Teşekkürler Yasemin Hanım, iyi ki varsınız.

 

Manşetsiz kapağımızı hak ettiği duyguyu da yükleyerek yansıtabilen spiker ise Habertürk’te Ela Rumeysa Cebeci’ydi.

 

O kısacık metni, hakkını vere vere, gözyaşlarını da katarak okudu genç spiker.

 

Öteki yayınlara gelince…

 

Ne diyeyim…

 

Söz bitti!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.