Terör saldırısında samimi olan…

Sesli Dinle
A -
A +

Terörü meşrulaştırmayı, toplumun, özellikle de gençlerin zihninde hafife indirgemeyi hedefleyenlere…

 

“Amaan! Yine mi PKK, FETÖ…” dedirtmeyi amaçlayanlara yıllardır sıkça dikkat çekiyoruz.

 

7 Haziran 2015 seçimlerinden belirsizlik çıkınca PKK ve HDP’nin nasıl azgınlaştığını…

 

Bugünkü CHP yönetiminin ve aynı masada buluştuğu ittifak ortaklarının o gün HDP ile birlikte koalisyon kurmaya nasıl iştahlı davrandıklarını hatırlatıyor…

 

1 Kasım 2015’te ülkeyi yeniden sandığa götürerek o oyunu bozan, istikrarı ve güveni tekrar sağlayan Erdoğan-Bahçeli liderliğinin, bugün de ülkemiz için hayati önemini anlatıyoruz.

 

Biz bir taraftan bu uyarıyı bıktırırcasına tekrarlarken, öbür taraftan muhalif lider ve sözcülerinin, inadına “Suriye sınırımızda IŞİD olacağına YPG olsun. Bunlar daha seküler” diye aklamaya çalıştıklarına…

 

“YPG bizim için terör örgütü değil, topraklarını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” cümlesini kuracak kadar izandan çıktıklarına şahit olduk.

 

Nitekim bu propaganda 2019 seçimlerinde tuttu, kaç tane büyükşehir belediyesini Kandil’in ve Pensilvanya’nın açık desteği ile kazandılar.

 

Oysa, refleksleri güçlü bir toplumda bunun tam aksi olması gerekirdi, bizde bu örgüt mensupları ile birlikte kutlamalar yapıldı!

 

Aynı minvalde 2023 seçimlerine hazırlık yapıyorlardı ki, pazar günü Taksim’de YPG’nin yolladığı bir terörist bombalı katliam yapınca bunlar yeniden “terör karşıtı” oluverdi!

 

Hatta “YPG terör örgütü değil” cümlesi hafızamıza kazınan Genel Başkan, önceki gün grup konuşmasında “En ülkücü benim, en milliyetçi benim” deyivermiş!

 

Oh ne âlâ memleket!

 

              ***

 

Hükûmet yarın Kobani’ye operasyon için düğmeye bassın, öncekilerde olduğu gibi, ilk bunların itiraz edeceklerinden şüpheniz olmasın, -ki, altyapısını da hazırlamaya başladılar zaten- günlerdir Taksim saldırısından PKK/YPG’yi aklamaya çalışıyorlar.

 

Üstelik de Kandil’deki terör örgütü elebaşları benzer eylemleri yapacaklarını açıkça örgüt kanallarında söylemişken, bunlar şimdi de “kontrollü terör” imalarıyla dikkatleri dağıtmaya, yandaşlarını aldatmaya çabalıyor.

 

Bu taktiğe artık alıştık, 15 Temmuz’da bile FETÖ’yü aklamak için bizzat Genel Başkanlar görev üstlendi, “kontrollü darbe” yalanıyla zaten Cumhurbaşkanı olan Erdoğan’ın, darbeyle Cumhurbaşkanı olmaya çalıştığına(!) yalansever şizofrenlerini ikna yoluna gitti.

 

Kısmen muvaffak oldular da!

 

              ***

 

Yakın zamanda olanları hatırlayın…

 

Mersin’deki karakol baskını, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kimyasal iftirası…

 

Hemen hemen her terör eyleminde örgütlerin siyasi sözcülüğünü yapanlar, Taksim’deki terörü kınarken ne kadar samimi olabilir!

 

HDP’nin desteği olmadan hiçbir yere varamayacağını bilen, HDP’nin de taviz almadan destek vermeyeceği ortada olan altılı masanın, Cumhur İttifakı gibi minnetsiz ve kararlı biçimde terörle mücadele etme ihtimali var mıdır?

 

“Başka seçenekleri mi var ki?” diyenlere cevabımız şudur;

 

HDP ve FETÖ’ye tavır alıp, Cumhur İttifakı'na katılmak istemişler de geri mi çevrilmişler?

 

Elbette ki öyle bir şey yok, çünkü herkes kendi gönül rızasıyla, ideolojisiyle, hırslarıyla, kinleriyle, planlarıyla o masada.

 

Yahut aldığı talimatla…

 

Orasını bilemem!

 

Bildiğim bir şey var ki, Kandil’e, Pensilvanya’ya seçim sevinci yaşatan ve yaşatmaya çalışanın Taksim’de sahte dudak büzmesi bizim için hiçbir şey ifade etmez, etmeyecek.

 

Dolayısıyla bu zorunlu birlikteliğin sadece seçim kazanmak, koltuk kapmak maksatlı olduğunu düşünenler yanılır.

 

İnanmayan, bir geçmişe gitsin, Abdülhamid Han’ı tahttan devirip koskoca imparatorluğumuzu paramparça eden Jön Türklere, İttihatçılara baksın…

 

Bir de bugün o masada oturanların Jön Türklerle söylem birliğine…

 

Bu yapıları en iyi bilen PKK elebaşı Öcalan, İmralı tutanaklarında Türkiye’de üç koldan paralel devlet çalışması bulunduğunu, her üçünün de Anadolu çıkışlı olduğunu, bunların sözde bir hükûmet ve sözde parlamentolarının kurulduğunu, bunları Yahudi, Ermeni ve Rum lobilerinin idare ettiğini anlatıyordu.

 

Paralel yapılardan biri ortaya çıktı, diğer ikisini ne hikmetse tutanakların yayınlandığı 28 Şubat 2013’ten bu yana kimse sorgulamadı!

 

              ***

 

İçinizi kararttıysam, olumlu şeyler anlatarak bitireyim;

 

Taksim’deki kalleş saldırının hemen öncesinde Özbekistan’da Türk Devletleri Teşkilatı toplandı, KKTC’ye tanınmanın yolu açıldı.

 

Türk devletleri, bir asır sonra yeniden dirilişin müjdesini verdi, âdeta Batı’ya meydan okudu.

 

Açıklanan strateji planında ekonomik ve siyasi alanda Türk birliği kurulması var…

 

Türk yatırım fonu tesis edilmesi var…

 

Türk devletlerinin askerî ve siyasi açıdan tek ülke hâline getirilmesi var…

 

Üyeler arasında ticaretin artırılması, yeni gümrük koridorlarının açılması, ulaşımın kolaylaştırılması gibi, daha neler var, neler.

 

Bu bildiri birilerini fena kudurtmuş olmalı ki, Taksim’deki hain saldırı gerçekleşti.

 

Şahsen İstiklal’de de, istikbalde de tarafım belli.
Sizinki neresi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.