Terörle verilen mesaj

Sesli Dinle
A -
A +

Türkiye’nin “Tek millet, iki devlet” şiarıyla destek verdiği Azerbaycan, tam da Karabağ’da işgal altında kalan son topraklarını Ermeni çetelerinden, teröristlerden temizlemişken…

 

Ermeni terör örgütü PKK’nın da hamisi Batılı ülkelerin ve İran’ın desteğine rağmen, adım adım Zengezur Koridoru'nun açılması yoluna girilmişken…

 

Cumhurbaşkanımız, BM kürsüsünden ‘2. Dünya Savaşı sonrası kurduğunuz düzenin sonu geldi’ mesajını dünyaya haykırmışken…

 

AİHM’nin, casus örgüt FETÖ’yü umutlandıran kararının üzerinden daha birkaç gün geçmeden, Gezi darbe girişiminin organizatörü Osman Kavala’ya verilen müebbet hapis Yargıtay’da hükme bağlanmışken…

 

Ankara’da, Emniyet Genel Müdürlüğümüzü hedef alan, kahraman polislerimizin dikkatiyle atlatılan terör saldırısının zamanlaması elbette tesadüf değildir!

 

     ***

 

Suriye’de Batılı ülkelerin eğittiği PKK/YPG’li teröristlerin izlediği Gaziantep-Kilis, Adana, Kayseri, Niğde, Nevşehir, Kırşehir, Ankara güzergâhını nasıl ve kimlerin desteğiyle aştıklarını istihbaratımız çok sıkı araştırıyor.

 

Tıpkı saldırıyı düzenleyen Ermeni terör örgütü PKK/YPG gibi, bu hattı geçmelerinde yine gizli Ermeni terör örgütlerinden destek aldıkları muhakkak.

 

“Gizli” diyorum, çünkü bunlar hiçbir zaman açıkça “Biz Ermeni çeteleriyiz” demiyorlar, sözüm ona solcu, başka isimlerin altına saklanıyorlar.

 

Alçak saldırıya dönelim…

 

Dikkat çekmemek için -yanlarına verilen kadınlarla ve istihbarat-lojistik desteği sağlayan başkaca terör örgütlerinin desteğiyle- sürekli araç değiştirerek, kırsal yollardan Kayseri’nin Develi ilçesinin dağlık köylerine ulaşan teröristler, burada 24 yaşındaki veteriner Mikail Bozlağan’ı katletti ve gasbettikleri aracıyla Ankara’daki hain saldırıyı gerçekleştirdi.

 

Yüzlerce kilometrelik o güzergâhta, teröristlerin Develi’den araç gasbederek, üstelik bu aracı hiç değiştirmeyerek Ankara’ya kadar gidip Emniyet Genel Müdürlüğü’nü hedef alması, ilk günden beri tartışma konusu.

 

“Buraya kadar ulaşan, aynı şekilde Ankara’ya daha yakın bir noktada araç çalarak, saldırıyı o araçla gerçekleştirebilirdi. O noktaya kadar dikkat çekecek hiçbir şey yapmayan, sonrasında da ana hedeflerine ulaşana dek hiçbir saldırı düzenlemeyen teröristler, neden Develi’de cinayet işledi?” sorusunda haklılık payı vardır.

 

Develi cinayet için hususi mi seçildi?

 

Olabilir.

 

Şayet amaçları bu ise ona da ulaştılar, çünkü ilk günden, alçak saldırının ilk saatlerinden itibaren Develi konuşulmakta.

 

“Mesajları ne olabilir?” diye araştırırken, karşıma Nezir Ötegen’in makaleleri çıktı.

 

     ***

 

Araştırmacı-yazar Ötegen, bir makalesinde, Avrupa Birliği’nin mali desteğiyle 2018’de Hrant Dink Vakfı tarafından yayınlanan “Ermeni Kültür Varlıklarıyla Develi Raporu”na ve Ermeni tezleriyle ülkemize atılan iftiralara dikkat çekmiş.

 

1800’lü yılların sonlarında, Birinci Dünya Savaşı öncesi, Develi bölgesinde Ermeniler ile Müslüman halkı birbirine düşman etmek için Ermeni Hınçak ve Taşnak çetelerinin faaliyetlerini tarihî kaynaklara dayandırarak anlatan Ötegen’in makalelerindeki şu bölümler özellikle dikkatimi çekti;

  • “Develi’de Türkler ve Ermeniler 700 yıl beraberce yaşamışlardır. Birlikte huzur içinde yaşamaları bazı kesimleri rahatsız etmiş ve iki milleti birbirine düşürme çabası içerisine girmişlerdir.

  • Develi Ermeni isyanları, ilk dönem Ermeni isyanları içinde yer alır. Bunun sebebi, Develi kazasının merkezi olan Everek’in Hınçak Komitesi tarafından önemli bir merkez olarak belirlenmesidir.

  • 1878 Osmanlı-Rus savaşında, Rusların teşvikleriyle kurulan Ermeni cemiyetleri Develi’yi üs olarak seçmişler, 1. Cihan Savaşı’nın yaklaştığı görülünce Ermeni komitelerinin askerî eğitim ve gerekli silahların temini hususunda gerekli çabayı göstermiş, hatta savaşta kullanılacak bombaları Develi’de imal etmişlerdir.

  • Bomba olayından sonra ilişkiler kopmuş, Ermeni Hınçak ve Taşnak cemiyetleri Develi’de gizli şubeler açıp Ermenileri kandırarak cemiyetlere kaydetmişlerdir.

  • Mondros Mütarekesi esnasında Develi’de bulunan yaklaşık 5 bin Ermeni’nin Develi’de kalmalarına izin verilmiş, diğerlerinin ise Beyrut’a gönderilmeleri sağlanmıştır. Develi’den göç eden Ermeni ve Rumların can ve mal emniyeti Develi Müdafa-i Hukuk Cemiyeti tarafından koruma altına alınmıştır.

  • Ermeni komşular Develi’den ayrılırken, Develi halkı büyüklüğünü gösterip şehir dışına kadar  gidenleri yolcu etmiştir...”

     ***

 

Ermenilerin ‘Everek’ dediği Develi ilçemizde bir asır önce yaşanan pek çok hadiseyi tarihî kayıtlarıyla anlatan Ötegen’in dikkat çektiği noktalardan biri de EKİM 1896 olayları. Bu tarih özellikle dikkatimi çekti. Ötegen, akademik bir çalışmadan alıntılayarak hadiseyi şöyle anlatıyor makalesinde;

  • EKİM 1896 olayları, komitecilerinden Yazmacı Ohannes ve yanındaki üç arkadaşının Müslüman kıyafeti giyip camiye girmeleri ve daha sonra her biri bir köşeden “Ermeniler Cami bastı ve İslam kalmadı” diye feryat etmeleriyle başladı. Bu sırada Ermeni evlerinin damından sokaklarda koşuşan kalabalığın üzerine taşlar atıldı. Taşların isabet ettiği Şerife adında bir kadın vefat etti, bir çocuk yaralandı. Çarşıda ise Tevekküloğlu Ahmed ile Kel Artinoğlu Karabet kavga ederek kama ile birbirlerini yaraladı. Olayların büyümesi sonucunda Müslümanlardan 2 kişi öldü, 4 kişi yaralandı, Ermenilerden ise 27 kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Ayrıca birbirine bitişik durumda bulunan 24 ev yandı.

Hınçak Komitesi tarafından tertiplenen YAFTA olayları ile başlayıp, felakete giden hadiselerin yaşandığı Develi’nin ismi, 1 EKİM 2023 sabahı Ankara’da Ermeni terör örgütü PKK/YPG’nin saldırısı ile yeniden gündeme gelince, bir asır evveline gidip, “Acaba bize bir mesaj mı vermek istiyorlar?” demek elzem oldu.

 

Elbette tamamen tesadüf de olabilir.

 

Ne olur ne olmaz, biz yine de aklımızın bir köşesinde bu ihtimali de bulunduralım ve amaç bu ise şunu da hatırlatalım; Türkiye 1800’lü yılların sonundaki Türkiye değil, Develi de o günkü Develi değil.

 

Bunu da aklınızın bir köşesine yazın.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Neslihan 6 Ekim 2023 04:36

Rabbim yardımcınız olsun