Zenginlik mi istiyorsunuz?

A -
A +

“İngiltere’de hayat şöyle, Amerika’da böyle… Biz niye onlar gibi zengin bir hayat yaşamıyoruz?” diyenlere kulak asmayın…

 

Koskoca cihan devletimizi parçalayıp, önce İngiliz’e, ardından ABD’ye sömürge yapanlar, utanmadan bir de ‘efendi’ belirledikleri ile aynı hayatı niye yaşamadıklarını sorguluyor!

 

Ben patronumla aynı refahı niye yaşamıyorsam sen de o sebeple yaşamıyorsun, ne var bunda anlamayacak?

 

Bakın, 18 Mart Çanakkale Zaferimizin 109. yıl dönümünü geride bıraktık.

 

İçimizdeki Batı kuklaları var ya…

 

Bunların dedeleri, 300 bin şehit verip, dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirttikten iki yıl sonra sinsice bütün yolları açtı, İngiliz bırakın Çanakkale’yi geçmeyi, İstanbul’u bile işgal etti.

 

Sonra da bunlar kahraman edalarıyla ortalıkta dolaştı; bugün olmuş hâlen yüzleri kızarmıyor.

 

Diyeceğim o ki, bir imparatorluğun üç kıtaya yayılan onca toprağıyla birlikte bütün zenginliklerinin elinden alınmasına ve Batı’ya peşkeş çekilmesine aracılık et, sonra da “Ben niye çok zengin değilim?” diye sorgula…

 

Oh ne âlâ!

 

     ***

 

Şundan 11 sene evveline gidin…

 

Bunlar, ekonomimiz Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en iyi rakamlarındayken, Batı başkentlerinden aldıkları bir emirle Gezi olaylarını başlatıp, ekmeğimize kan doğrayanlardır…

 

Bunlar, o dönem alışveriş yapmayın ki, ekonomi dursun diyenlerdir…

 

Bunlar, döviz alın ki TL değer kaybetsin, ekonomi bozulsun, bu hükûmet gitsin diyenlerdir.

 

Batı köpekliği ruhlarına işlemiş bir güruhun, sermayesini milletin en zor yıllarında ülke kaynaklarını hortumlayarak (hortumlatılarak) oluşturmuş para babalarının derdinin sadece hükümet olmadığını, asıl gayelerinin ‘milletin eline geçen yetkileri’ geri almak olduğunu gayet iyi biliyoruz.

 

Mason localarının avucunun içindeki bu cenah, yıllardır deviremedikleri ‘Erdoğan’lı AK Parti iktidarı ve Cumhur İttifakına karşı bazı isimleri ‘Tanrının lütfu’ olarak görüyor ve istikbali o kişide arıyor olabilir.

 

Önemli olan milletin bu aldatmacaya kapılmaması…

 

İşte, beş sene önce ‘Her şey çok güzel olacak’ rüzgârıyla gerçekten kendi hayatı için iyi şeyler olacağına inananların, bugün düştüğü duruma bakın…

 

Para sayan onlar değil, kandıranlar… Üst üste istifledikleri balya balya paraları izliyorlar günlerdir.

 

-Ki bu değil devede kulak, tüy bile sayılmaz. Delege başına milyonlar dağıtıp kurultay kazanacak kadar kaynak nereden, nasıl sağlandı zannediyorsunuz?

 

     ***

 

Lafı uzatmayayım, milletçe ekonomik gidişattan endişeliyiz, üzüntülüyüz, daha fazlasını istiyoruz, bu normal.

 

Ama şunu da aklımızın ve vicdanımızın bir kenarında tutalım;

 

Pandemide 1,5 yıl hepimiz evimize kapandık, fabrikalar dâhil olmak üzere, hepimize devlet baktı, bizi ayakta ve hayatta tuttu, tedavimizi ücretsiz karşıladı…

 

İşler açılınca, Çin örneğindeki gibi üretimi ve ihracatı artırarak, ülkemize dışarıdan faiz geliri için gelecek sıcak parayı çekmek yerine, ticaretten elde edilmiş daha fazla döviz kazandırmayı hedefleyen Türkiye Ekonomi Modeli’ni uygulamaya koydu.

 

Niyet doğruydu ama, piyasa doğru değildi.

 

Bu süreç, 20 yıllık AK Parti iktidarının, Osmanlı’yı yıkıma götüren en az 200 senelik sistemin piyasa gücüyle belki en çetin yüzleşmesi oldu.

 

Hatırlar mısınız, o dönem Cumhurbaşkanımız ‘ekonomik özgürlüğümüzü de kazanmaktan’ söz ediyordu.

 

Yaptırdılar mı?

 

Cevap belli.

 

     ***

 

En nihayetinde bu işler cebe dokununca, vatandaş senin özgürlük mücadeleni falan dinlemez, çıktığın yerden indirir geri.

 

İşte bu yüzden hükûmet, vatandaşı memnun edecek ne varsa yapmaya çalıştı.

 

2023 seçimleri hayati önemdeydi…

 

Vatandaşın 2 bin liranın altındaki borçları mı silinmedi, sıralı aflar mı çıkarılmadı, her kesime yüksek zamlar mı dağıtılmadı…

 

Hatta 2,5 milyon kişiyi emekli edecek EYT meselesi bile 24 sene sonra çözüldü -ki, maliyeti akıllara zarar.

 

Memleketin bekasını tehlikeye atmamak için -Fransa’da Macron'un yaptığı gibi yapmayıp- olmayacak çözüm yollarına gidilse de bunun bedelinin ağır olacağı biliniyordu.

 

Bilinmeyen bir şey vardı ki, aynı gün gerçekleşecek 7,7 ve 7,6’lık iki büyük depremdi.

 

Bundan ötesini anlatmam gerekmiyor zahir...

 

     ***

 

Yazının başına dönecek olursak…

 

Evet, daha fazla zenginlik istiyoruz.

 

Ama bunun yolu Batı’ya kölelikten yahut onların kuklalarını işbaşına getirmekten geçmiyor.

 

Tam aksine…

 

Onlara rağmen terörü bitiren…

 

Onlara rağmen petrol kuyuları açabilen…

 

Onlara rağmen Akdeniz’deki haklarımızdan geri adım atmayan…

 

Onlara rağmen teknolojimizi geliştiren…

 

Onlara rağmen ihracatımızı büyüten…

Onlara rağmen yeni ticaret yolları kuran…

Onlara rağmen uçaklar üreten…

 

Onlara rağmen nükleer santraller kuran…

 

Onlara rağmen Afrika’ya, Asya’ya genişleyen…

 

Onlara rağmen savaş tuzaklarına düşmeyen…

 

Onlara rağmen havada, karada, denizde haklarını muhafaza eden ve kendi gücüyle büyümeye odaklanan idarecilere sımsıkı sarılmaktan geçiyor.

 

Gücünü sadece sizden alanlardan korkmayın…

 

Onların, aşamadıkları duvara bir sonraki hamlede daha kolay tırmanmak için bazen geri adım atmalarını da anlayışla karşılayın.

 

Zenginlik istiyorsanız, dönün geçmiş tecrübelerinize, o da olmadı etrafınızdaki ülkelerin hâline bakın.

 

Yoksa birileri balya sayar, siz sadece bakakalırsınız!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
AHMET DURSUN23 Mart 2024 12:17

Kaleminize sağlık Yücel Bey.Ahhh milletin çoğunluğu bihaber anlattıklarından.Allah gafletten uyandırsın.saygılar,selamlar.

mu21 Mart 2024 15:49

gel DE BUNU BİRİLERİNE ANLAT