Zırhımızı kuşandık, bekliyoruz

Sesli Dinle
A -
A +

Kazakistan dönüşü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soruluyor;

 

-Siz burada Rusya-Ukrayna barışı için adımlar atıyorsunuz ancak bir süredir Ege’de Dedeağaç’tan başlayarak Yunanistan’ın ABD destekli silahlanması söz konusu. Buna yorumunuz nedir?

 

Erdoğan, Türk milletinin her bir ferdinin göğsünü kabartacak şu cevabı veriyor;

 

-Bu konuda uyarılarımızı yapıyoruz. Amerika’yla da bakanımız görüşüyor. Biz zırhımızı kuşandıktan sonra, tedbirlerimizi aldıktan sonra bize bunlar hiç ürküntü vermez. Tedbirimiz var, her şeyimiz hazır. Dolayısıyla adımlarımızı buna göre atıyoruz. O düşünsün!

 

             ***

 

Cumhurbaşkanının “O” diyerek nereye cevap verdiğini anlamışsınızdır.
Bu açıklama 14 Ekim’deydi.

 

Tam dört gün sonra, yani 18 Ekim’de Roketsan’ın geliştirdiği yerli füze Tayfun’un test görüntüleri yayınlandı.

 

Rize’den fırlatılan roketimiz, 458 saniyede 561 kilometre uzaklıktaki hedefi tam isabetle vurdu.

 

Menzili bu kadar mıdır?

 

Hiç sanmam.

 

Ama bu kadarı bile Yunan’ı panikletmeye yetti -ki, o gün bugündür Tayfun’u konuşuyorlar.

 

Haksız da sayılmazlar, çünkü 561 kilometre menzil bile Yunanistan’ın tamamını kapsama alanımıza alıyor!

 

Bu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Zırhımızı kuşandık, tedbirimizi aldık. Onlar düşünsün” mesajının altını doldurmaya fazlasıyla yetiyor.

 

​             ***

 

Haklı olmanın yolunun, güçlü olmaktan geçtiği bir dünyada yaşıyoruz maalesef.

 

Osmanlı’nın son döneminde Almanya’nın, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere’nin ve İkinci Cihan Harbi döneminde ABD’nin sömürgeci olarak üzerimize çöktüğü bir Türkiye yok artık!

 

Bunu da milletimizin ferasetine ve son 20 yıldır kendisine duyulan güveni boşa çıkarmayan Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu güçlü liderliğe, stratejiye, kararlılığa ve dirayete borçluyuz.

 

Erdoğan, etrafımızı üslerle kuşatan ABD gibi bir güce karşı artık “Zırhımızı kuşandık” diyorsa bu boşuna değildir; nitekim savunma sanayiimizin ortaya koyduğu gelişmiş silahları tanıtmaya biz bile yetişemiyoruz.

 

Şaka değil, önümüzdeki sene insansız jetimiz Kızılelma gökyüzünde uçacak.

 

Herkes F-35’e rakip olacak Millî Muharip Uçağı beklerken, Kızılelma dünyayı şaşırtan bir sürpriz oldu.

 

Baykar, yeni bir sürpriz daha yapacağının sinyalini verdi.

 

F-16 tek jet motorlu malum…

 

Bize tanıtılan Kızılelma da öyleydi, ancak çift jet motorlu Kızılelma da gelecek.

 

Bunun nasıl bir üstünlük sağlayacağını savunma sanayii uzmanları anlatır günü gelince.

 

Diyeceksiniz ki; motorları nereden?

 

Merak etmeyin, onun da yerlisi yolda.

 

​             ***

 

Bunlar şaka değil, gerçek.

 

Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin vücut bulmuş hâli her biri.

 

Tıpkı, şu an dünyanın elektrikli doğan en iyi, en ileri teknolojiye sahip aracı Togg gibi.

 

Geçtiğimiz cumartesi yapılan tanıtım toplantısında aracı (Togg buna araç değil, cihaz diyor) yakından inceledik, fabrikamızı görme imkânı bulduk.

 

Net olarak söyleyebilirim ki; buna sevinmeyen asla bu ülkenin evladı değildir.

 

Yeri gelmişken değineyim; yerli araç yapmıyor muyduk?

 

Yapıyorduk.

 

Fakat millî değildi, yani marka bizim değildi ve istediğimiz gibi geliştiremiyor, çizilen sınırlar içerisinde bir araç üretiyorduk.

 

Togg hem yerli, hem millî.

 

Marka bizim, kimse bizi sınırlamıyor, nasıl istiyorsak öyle yapıyoruz.

 

Hele bir yollarda görün, içine binin, zaman içerisinde nasıl geliştirildiğini tecrübe edin, asıl o zaman anlayacaksınız kıymetini.

 

​             ***

 

Sanayide, teknolojide geldiğimiz nokta ortada…

 

Savunmada katettiğimiz mesafe ortada…

 

Cumhurbaşkanımızın, ülkemize yönelik emperyalist bir tehdide karşı “Zırhımızı kuşandık” cümlesi başlı başına günlerce ülke gündemimizi meşgul etmesi gerekirken, maalesef muhalefetin ortaya attığı saçma sapan mevzuların arasında kaybolup gitti.

 

Bu cümleyi iyi anlamalı, iyi kavramalı, topluma hakkıyla anlatmalıyız.

 

Zaten zırhını kuşanmış bir ülkeyiz ki, bugün ortaya “Türkiye Yüzyılı” iddiasıyla çıkabiliyoruz.

 

Zırhımızı kuşanmamız nasıl altı boş bir iddia değilse, “Türkiye Yüzyılı” iddiamız da asla öylesine ortaya konulmuş bir vizyon değil...

 

Bunlar, artık gizli sömürge olmaktan kurtulduğumuzun müjdesidir.

 

2023’te kurulacak seçim sandığı da; o zırhı üzerimizden çıkarıp çıkarmamanın referandumu olacaktır.

 

Biz anlatalım da, takdir yine yüce milletimizin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.