45 yıla 20 bin yazı! Yazarımız Mustafa Necati Özfatura vefatının 5’inci yıl dönümünde anıldı

Gazetemizin kurulduğu ilk yıllardan itibaren yazarları arasında olan Mustafa Necati Özfatura, okurları ve sevenleri tarafından unutulmadı. Sevenlerinin bir araya geldiği anma programı canlı olarak da yayınlandı. “Asker, yazar, baba, vakıf insanı” yönleriyle Özfatura anlatıldı. 

Türkiye Gazetesi’nin kuruluşundan itibaren yazmayı hiç bırakmayan isimlerden biri olan Mustafa Necati Özfatura hayatı, hatıraları, eserleriyle anıldı.

2019 yılında vefat eden Özfatura’yı oğlu Mehmed Özfatura, mesai arkadaşları Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan, hukukçu yazar Rahim Er ve Yeşilay Derneği Başkanlığı döneminde birlikte uzun yıllar çalıştığı Ahmet Sırrı Arvas anlattı.

Fatih Kültür Sanat Merkezi’nde yapılan programda Prof. Dr. Ramazan Ayvallı da hatıralarını paylaşarak dua etti.

“DAVA ADAMIYDI, VAZİFESİNİ TAMAMLADI SIRA ÇIRAKLARDA”

İki oturum halinde yapılan program, Mustafa Necati Özfatura’nın hayat hikayesinin anlatıldığı dokümanter filmle başladı.

İlk konuşmayı yapan Rahim Er, Özfatura’nın dava adamlığı yönüne vurgu yaptı. İslam coğrafyasının tamamıyla dertlendiğini vurgulayan Er, "Dünyanın neresinde bir mazlum varsa hepsinin sesi olmaya gayret etti" dedi.

“M. Necati Özfatura adına yüksek lisans ve doktora tezi yapıldı mı? Yapılmadı. Bu bir noksanlıktır. Bu bizim ayıbımız” diyerek onun fikir planında eserlerinin ciddi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Rahim Er, şöyle konuştu:

“Demek ki üniversitelerde tanıdıklarımıza bunu söylememişiz. Bu eserler hakkında akademik, ilmi çalışmalar yapılması gerekiyor. Mustafa Necati Özfatura adının kültür merkezlerine, cadde ve sokaklara verilmesi gerekiyor.

Necip Fazıl “Ustada kalırsa bu öksüz yapı / Onu sürdürmeyen çırak utansın!” der. Bu davanın devam ettirilmesi çırakların vazifesidir.

M. Necati Özfatura vazifesini eda etti ve gitti. Ondan beslenen nesillerin bir araya gelmesi gerekiyor. Hatta M. Necati Özfatura gibi olanları aşacak isimlerin yetişmesi lazımdır. Bunu aşacak isimler yetişmiyorsa işte burada bizim kendimizi sorgulamamız gerekir.

45 YILA 20 BİN YAZI

Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dr. İsmail Kapan da Özfatura’nın babacanlığına temas etti. Kapan,“Çok babacan ve iyi huyluydu. Tanışmadan evvel asker olduğunu duyduğumuzda, o devirdeki anlayışımıza göre çok sert birini bekliyorduk. Ancak o tam tersi biri çıkmıştı.” dedi.
İsmail Kapan çalışkanlığına da vurgu yaparak şöyle konuştu:

Çok çalışkandı. Çeşitli makamlardaki pek çok kişiye bakarsınız bulunduğu makam ve rütbeye kıyasla çok sığ yorum yaparlar, şaşırırsınız. Türkiye sınırlarının ötesine uzanamayan nice insanlar gördük.

Merhum Necati Ağabey öyle değildi. Bütün İslam coğrafyasına -Kafkaslara, Afrika’nın derinliklerine, Kazakistan’a, Afganistan'a, Doğu Türkistan’a, Filistin’e, Etiyopya’ya, Sudan’a, Bosna’ya ve daha nice yerlere- dair derin ve kıymetli yazılar yazdı.

Bazen 2 bazen 3 yazı yazardı. 45 yıllık dönemde 20 binden fazla yazı yazdı. Bu bir rekordur. Bütün bu yazıları hazırlarken yerli ve yabancı kaynakları tarar, araştırır, önemli gördüklerini keser, arşivlerdi. Bu arşiv gazetemizde mahfuzdur.

"FÜTÜROLOJİ İLMİNE VAKIFTI"

Yeşilay Derneği’ndeki çalışmalarını ve Özfatura ile özel hatıralarını paylaşan Ahmet Sırrı Arvas, “Necati Ağabey gibi güzel insanlar dünyaya çok az geliyor. İnandığı gibi yaşayan, söz lisanıyla değil, hal lisanıyla numune olan bir şahsiyetti” dedi.

Arvas, “Biz Yeşilay’da ondan çok şey öğrendik. Vazifeye geldiğinde sigara, alkol ve uyuşturucuya savaş açtı. O dönemde Yeşilay’ın imkanları çok iyi değildi. Onun çalışması ve disiplini az insanla nice çok işlerin yapılabileceğini bize gösterdi.

Yeşilay Üsküdar şubesinin açılışı

Hem Yeşilay sebebiyle hem de köşe yazılarından dolayı misafirleri çok olurdu. Gelen herkese küçük şekerlerden ikram eder, bir tane değil, ‘avuç avuç alın’ der ceplerini doldururdu.

Kimseyi bekletmezdi. Bir yere gideceği zaman da 15-20 dakika önceden orada olurdu. Gittiğimiz yerlerde insanlar en çok da onun köşesindeki tahminlerin doğru çıkmasına şaşırırlardı.

Enteresan, kimsenin bilmediği şeyleri bilirdi. Bir gün önemli birisi tahmin ve tespitlerinin nasıl doğru çıktığını sordu. ‘Fütüroloji diye bir ilim var. Tarihi, sosyal, kültürel hadiselerden yola çıkarak geleceği anlama ilmidir. Biz de o ilimle meşgulüz. Allahü teâlânın da şaşmaz kaideleri var. Bunları bilirseniz çok zor değil’ diyerek cevaplamıştı”

"EN ZAYIF DERSİ KOMPOZİSYONDU 20 BİN MAKALE YAZDI"

Oğlu Mehmed Özfatura babasının hayatını, çocukluğundan itibaren anlatarak özel hatıralar paylaştı. Bir baba olarak Mustafa Necati Özfatura’nın nasıl davrandığına temas etti. Oğul Özfatura babası hakkında özetle şunları söyledi:

“Askeri lise imtihanlarında öğrenciler onunla zayıf diye alay etmiş, ancak o bütün imtihanları geçerken, alay edenler de bir şekilde kalmıştı. Babam Işıklar Askeri Lisesi yıllarında dönüm noktasının kimya hocasıyla tanışması olduğunu, derslerine girmemesine rağmen ders programını cebinde taşıyıp boş vakitlerinde yanına koştuğunu anlatırdı.

Çok kitap okur ve sürekli bir şeyler yazardı. Hızlı okuma tekniklerine hakimdi. Hukuk okuduğu dönemde 1200 sayfalık bir kitaptan imtihana girecekti. Kitabı alacak parası olmadığı için 2 günlüğüne kimliğini rehin vererek kitabı alıp hem ayağında kardeşimi salladı hem de kitabı okudu. Önce 100 sayfalık sonra 10 sayfalık notlar çıkardı. Ardından kitabı teslim edip imtihandan da en yüksek notu almıştı.

Biz onu ya bir şey okurken ya yazarken ya da ibadet ederken görürdük. Okuma ve yazmaya aşıktı. Halbuki enteresandır okulda da en zayıf dersinin edebiyat ve kompozisyon olduğunu söylerdi. Hatta bir keresinde öğretmeni “en kötü kompozisyon örneği” diyerek sınıfta okutmuş, tuvalete giderek ağlamış. Ancak -disiplinli çalışma sayesinde- o gün en iyi kompozisyonları yazan sınıf arkadaşlarının tek yazısı yokken, o ömrüne 20 binden fazla, basın tarihinde rekor sayılacak bir yazar oldu."

"ANLAYIŞLI BİR BABAYDI"

Özfatura’nın evlatlarına karşı da çok anlayışlı ve toleranslı olduğunu söyleyen Mehmed Özfatura:

“Babam bir gün küçük bir daire çizdi. ‘Bu küfür dairesidir. Bir baba olarak buraya girmenizi istemem, mani olurum.’ Biraz daha büyük daire çizdi. ‘Bu da haram dairesidir. Buraya girmenizi de istemem ancak girerseniz çıkmanız için dua eder, nasihat ederim.’

Sonra kocaman bir daire çizdi. ‘Bakın bu da mübah ve helal dairesidir. Buranın içinde istediğiniz gibi hareket edebilirsiniz. İstediğiniz mesleği seçebilir, okula gidebilir, istediğinizi yapabilirsiniz. Bana sorarsanız fikir veririm ancak’ dedi.”

Saç uzatmasıyla alakalı anısını paylaşan M. Özfatura “O bize hiç karışmazdı ama usulünce de yaklaşarak ölçüler öğretirdi. Ben saçlarımı uzatmayı seviyordum. Uzatıyor ve bağlıyordum. Bir keresinde bana, kitaplardan hazırlayarak peygamberimiz de mübarek saçlarını uzattığını, fakat bunu nasıl yaptıklarını, ne kadar uzattıklarını anlatan, nakillerle bir metin hazırlayıp verdi. Hiç yorum da yapmadı. 'Saçlarını uzatabilirsin ama bu ölçülere dikkat et' demiş oldu.” dedi

"HAKKINDA FİLM YAPILMALI VE KİTAPLAR YAZILMALI"

Programda Mustafa Necati Özfatura’nın özel video röportajlarından oluşan klipler de gösterildi.

Prof. Dr. Ramazan Ayvallı “Çok kıymetli, mütevazı bir ağabeydi. Rahim Beyin tekliflerine ek olarak ben de şu teklifleri yapıyorum. Adı muhtelif mekanlara verileceği gibi evlatlarından bir biyografi kitabı hazırlamalarını/hazırlatmalarını istirham ederim. Ayrıca film yapılmalı ve bir armağan kitabı hazırlanmalı. Bu kitapta da sevenleri, okurları ona dair yazılar yazmalı ve yayınlanmalı” dedi. Konuşmasının ardından Ayvallı uzunca dua etti.

Duanın ardından program çıkışında herkese Mustafa Necati Özfatura’nın Divanyolu Yayınlarından çıkan “Filistin İsrail Ekseninde Orta Doğu” kitabı, Kelambaz dergisi ve hatırasına binaen avuç avuç şeker ikram edildi.