Sinemada bu hafta | 15 Mart

Sinemada bu hafta | 15 Mart

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Yerli sinemada Türk tarihinden hikâyeleri işleyen yeni akım, ‘Türk İşi Dondurma’ filmiyle devam ediyor. Can Ulkay’ın yönettiği eser, harikulade görselliğine rağmen senaryosuyla bekleneni vermiyor.

MURAT ÖZTEKİN

'TÜRK İŞİ' AKIMINA YENİ ÜYE!
Türkiye’de yerli sinemada son yıllarda yeni bir damar gelişiyor. Yeşilçam sinemasının daha önce ihmal ettiği, Türk tarihinden yaşanmış hikâyelerin işlendiği popüler filmleri içine alıyor bu damar. Sinema değerleri farklı farklı olan bu filmlerin -tıpkı yerli romantik komediler gibi- toplulukları kendine çektiği bir hakikat. Yapımcı Mustafa Uslu’nun başını çektiği Dijital Sanatlar Yapımevi de sinemadaki yeni akımın lokomotifi durumunda. 2017 yılında ‘Ayla’yı beyazperdeye taşıyan şirket, peş peşe seyirciyle buluşturduğu ‘Müslüm’ ve ‘Çiçero’ filmleriyle ses getirmişlerdi. Benzer bir havası olan bu filmler, popüler ve ağdalı dramlar sunuyordu seyirciye... Şimdi akıma bir yenisi daha ilave olunuyor: ‘Türk İşi Dondurma’...
Yönetmen koltuğunda Can Ulkay’ın yer aldığı film, iki Osmanlının Birinci Cihan Harbi esnasında Avusturalya’da yaşadıkları macerayı merkezine alıyor. Filmin oyuncu kadrosunda ise daha ziyade TV dizilerinden aşina olduğumuz isimler var. ‘Leylâ ile Mecnun’la hafızlara kazınan Ali Atay ile ‘Ulan İstanbul’da rol alan Şebnem Bozoklu ve Erkan Kolçak Köstengil filmde başrollerde yer alıyor.

Sinemada bu hafta | 15 Mart

YÜZ SENE ÖNCEYE YOLCULUK
Yaşanmış bir hikâyeden sinemaya adapte edilen filmde, bundan yaklaşık 100 sene öncesine gidiyoruz. Mehmet ile Ali Osmanlı topraklarından binlerce kilometre ötedeki Avusturalya’nın Broken Hill kasabasında çalışmaktadır. Mehmet seyyar arabayla dondurma satar, evli olan Ali ise devecilik yapmaktadır. Ancak ikili bir gün Osmanlının savaşa girdiğini öğrenir. Üstelik Avusturalyalılar da Osmanlıya karşı cepheye gideceklerdir. Ülkede Türk aleyhtarlığı yükselip “Siz artık bizim düşmanımızsınız!” sözlerini duyan Mehmet ve Ali, bir yolunu bularak Çanakkale’ye gidip düşmana karşı harp etmek ister. Ancak Avusturalya hükûmeti, iki adamın ülkeden çıkışlarına izin vermez. Üzerlerindeki baskı günbegün artar. Hâl böyle olunca iki Türk, cereyan eden savaşı bulundukları yere taşımaya karar verir…

‘DONDURMANIN KIVAMI NASIL?'
Yapımcı Mustafa Uslu ve Can Ulkay, Türk tarihinden eksantrik hikâyeler çıkarma hususunda mahir iki isim. Doğrusu, bu hikâyeler popüler kitlede karşılık görüyor. ‘Türk İşi Dondurma’ da bu temelleri taşıyan ciddi emekler harcanmış bir film. Eserin en çok dikkat çeken kısmı, sinematografisi… Görüntü yönetmenliğini Peter Steuger’ın üstlendiği filmde “Hollywoodvari” bir tasvir var. Büyük bir set kurularak çekildiğini bildiğimiz film, iyi bir dönem filmi olmayı başarıyor. Arka planlardan, kostümlere, bir asır öncesinin havası görsel olarak ustaca yansıtılıyor. (Türklerin kostümleri için aynı hassasiyet gösterilebilirdi)
İşin senaryo kısmı için aynı şeyleri söylemek biraz zor. Ağır diyalogların üzerine kurulu olan film, bir türlü beklenen tempoyu yakalayamıyor. Her ne kadar gerçek bir hikâyeden yola çıkılmış olsa da bazı sahnelerde inandırıcılık kayboluyor. Film savaşın dramı ile mizah arasında bir denge yakalamaya çalışıyor. Ancak Ali Atay’dan beklenen mizah da tam olarak gelmiyor. Her ne kadar “Türk İşi Dondurma” beklenen tadı vermese de zaman zaman görselliği de arkasına alarak seyirciyi eğlendirmeyi başarıyor…

TAM ORTASINDAYIM KAOSUN...
İskandinav filmleri, Hollywood’un klişelerinden uzaklaşmak isteyenlere oldukça orijinal gerilimler sunuyor...  Yönetmen Victor Danell’in yeni filmi ‘Kıyamet’ de böylesi bir eser. Christoffer Nordenrot, Jesper Barkselius ve Lisa Henni gibi isimlerin rol aldığı filmde, İsveç’te yaşanan bir kaos merkeze alınıyor; uzun zaman sırrını koruyan bir hikâye anlatılıyor. Aslında bir aile gerilimiyle başlayan eserde, bu gerilim bütün ülke sathına yayılıyor. Sebebi tespit edilemeyen bir saldırı bütün İsveç’i sarmaya başlıyor. Bu karmaşanın içerisinde müzisyen Alex, annesini kaybediyor. Cenaze dolayısıyla uzunca bir zaman önce terk ettiği memleketine döndüğünde ise çocukluk aşkı Anna’yı buluyor. Ama kendisinin evlenip çocuk sahibi olduğunu öğreniyor. Bu hayal kırıklığı ile yola düştüğünde kendisini -babası dışında kimsenin- beklemediği bir karmaşanın içinde buluyor. Elektrik santralleri ve yayın organları devre dışı kalıp arabalar birbirlerine çarpmaya başlıyor... Hayatta kalmak için tek çare ise ‘eski bağlara’ tutunmaktan geçiyor.

Sinemada bu hafta | 15 Mart

SADEDE GEÇ GELİYOR
Yönetmenin, sadede gelmek için epeyce bir vakit beklediği filmde, katmanlı bir anlatım var. Tabii bu, kafa karışıklıklarını beraberinde getiriyor. Şehirli insanların korkularını kamçılayan eser, tesirli bir gerilim meydana getirmeyi başarıyor. Bunda sahici oyunculukların payı yüksek... Ancak birtakım ‘komploların’ üzerinden ilerleyen filmde Batı’da yükselen Rusya muhalifliğinin akislerini görmek mümkün.

ŞEHİR İKİYE BÖLÜNÜYOR
“Maymunlar Cehennemi: Başlangıç”  filminden tanıdığımız yönetmen Rupert Wyatt, yine bir global felaket hikâyesini seyirciyle buluşturuyor. Vera Farmiga, John Goodman ve Madeline Brewer gibi oyuncuları kadrosunda barındıran “İstila Altında”, bir Chicago mahallesinin dünya dışı bir güç tarafından işgal edilişini mevzu ediyor. Ancak film istila esnasında değil, hadisenin on sene sonrasında geçiyor. Yeni dönemde fakirlik ve suç tarihe karışmıştır. Ancak bir kısım insanlar, gezegenlerini geri almak için mücadele verirken, sırtını uzaylılara yaslayarak bu istiladan memnun olan bir grup da vardır. Derken muhalifler ve iş birlikçiler arasındaki derin çizgide, Chicago parçalanır. Geriye yalnızca korku ve gerilim dolu bir mücadele kalır.

Sinemada bu hafta | 15 Mart

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
¥ Kadavra
¥ Güven
¥ Marid
¥ Güzel Oğlum
¥ Sokağın Çocukları

EN ÇOK SEYREDİLENLER
¥ Captain Marvel 402 bin 845
¥ Öldür Beni Sevgilim 89 bin 604
¥ Organize İşler: Sazan Sarmalı 39 bin 655
¥ Kar Topu Savaşları-2   31 bin 299
¥ Bir Aşk İki Hayat 23 bin 167

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...