"Bir mektup yazar mısınız?"

A -
A +
Cemâleddîn-i Geylânî hazretleri Kazvin'de otururdu. Talebesi çoktu. Çoğu da yerliydi. Bir kısmı Kazvin dışındandı. Şîraz pâdişahı bunlardandı. Kazvin'in ileri gelenlerinden biri, Şîraz'a göç etmek istedi. O yerin pâdişahının, bu zâtın talebesi olduğunu biliyordu. Huzûruna girdi. Ve kendilerine; "Efendim, Şîraz'a gittiğimde bana kolaylık göstermesi için Şîraz pâdişahına bir mektup yazar mısınız" diye ricâ etti. Büyük velî; "Peki" dedi. Ve bir kâğıda, “Bal ve Râziyâne" yazıp verdi. O kimse bu mektubu aldı. Yola çıkıp, Şîraz'a vardı. Pâdişahla görüşmek istedi. Adamları; "Hastadır" dediler. Ve huzûruna çıkardılar. Sultân sordu: "Nereden geliyorsunuz?" "Kazvin'den" deyince; "Cemâleddîn hazretleri nasıldır?” diye sordu. Cevâben; "İyidir efendim" dedi. Ve mektubu arz etti. Pâdişah, mektuptaki “iki kelimeyi” okuyunca, hocasının kerâmet olarak hastalığına ilâç yazdığını anladı. Hemen balla o otu karıştırıp yedi. Ve ânında şifâ buldu. Derhâl ayağa kalktı. Hastalıktan eser kalmadı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.