"Şu sayfayı oku bakalım!.."

A -
A +
Abdülhakîm Arvâsî hazretlerini seven Hâlid Turan Bey, genç iken ziyârete gitmişti bu zâtı.
Bir miktar sohbet ettiler.
Sonra büyük velî, Arapça bir kitaptan rastgele bir sayfa açıp;
“Oku şu sayfayı!” dedi ona.
O da çat pat okumaya çalıştı.
Büyük velî, yanlışlarını düzeltip tekrar okuttu aynı yeri.
Sonra bir daha, sonra bir daha.
Tâ ki yanlışsız okuyana kadar.
Bu iş tamam olunca;
“Şimdi de tercüme et” dedi.
O başladı tercümeye.
Büyük velî yanlışlarını düzeltip, tekrar tekrar okuttu.
Tâ ki yanlışı kalmayana kadar.
Öyle ki, ezberlemişti o sayfayı.
Aradan nice yıllar geçti.
Büyük velî göçtü dünyadan.
Bir gün, kütüphâne müdürlüğü için imtihan açıldı.
Bu da gidip girdi imtihana.
Çünkü iş arıyordu.
Hocalar, Arabî bir kitaptan rastgele bir yer açıp;
“Şu sayfayı oku” dediler.
O, bu sayfayı görünce şaşırdı.
Zîra yıllar önce Efendi’nin tekrar tekrar okutup ezberlettiği sayfaydı bu.
Bir çırpıda okudu tabii.
Hocalar, kendisini takdir edip;
“Şimdi de tercüme et” dediler.
Takır takır yaptı tercümeyi de.
Birincilikle kazandı imtihanı.
Evine gelince hüngür hüngür ağladı!
Fâtihalar gönderdi mübârek rûhuna...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.