Bu nasıl prensip Ağabey!..

Feridun Ağabey, çevremdeki komşuların ailemi yönlendirmesiyle evlendim. Evlendiğim eşim "kendine göre" prensipleri(!) olan ama benim hayatımı zora sokan, altüst eden prensipleri bana dayatan birisi… O kadar ki birlikte sokağa çıkmak istemiyor. Beni eve hapsetmek istiyor. Bir sene sokağa çıkmasam ses etmiyor. Rica minnet birlikte çıkmak gerektiğinde de örnek olarak bir dükkândan alışveriş yapacak isek, dükkândaki erkek beni görmesin diye “sen burada bekle, ben hemen alıp çıkacağım” diyor. Ama ben dışarıda beklerken dükkândaki insandan çok daha fazla erkeğin gördüğünü düşünemiyor! Ve ben bunu kendisine anlatamıyorum. Birlikte caddede yürürken karşıdan bir adam gelse beni adamın gelişine göre “sağıma geç” veya “soluma geç” gibi daha önceden sürekli fısıldayarak ikaz ediyor. Yolda yürürken kocamın sağına soluna geçmekten gına geldi. Bu insan hasta değil de nedir? Kendisi kendisine göre bunu öyle kabul ediyorsa kendisi sağıma veya soluma geçse ya… Bana talimat vermek için mi yapıyor bilmiyorum? Kendisi kadın erkek fark etmiyor herkesle görüşüp konuşuyor ama beni işim gereği de olsa hiçbir kimseyle konuşturmuyor. Doktora gittiğimizde eğer bayan doktor olmayıp erkek doktora muayene olmak zorunda kalırsam, zaten içeriye beraber giriyoruz da doktorun sorularına da kocam cevap veriyor. Bir keresinde doktorun bir tanesi “beyefendi eşiniz dilsiz veya sağır mı?” dedi. “Hayır!” diye cevap verince doktor sinirlendi “hastamla konuşurken araya girmeyin” dedi. O zaman sustu kenarda bekledi. Ben ne yapacağımı bilemiyorum. Kimse değil bu "hasta" adamın sıkıntısını ben çekiyorum... 

 

 

 

Feridun Ağabey merhaba, sizin aracılığınızla semtimizde bulunan Gönen Otel yetkililerinden sebep olunan trafik sorununun çözümüne yardımcı olmalarını rica ediyorum. Otele müşteri getiren, organizasyon otobüsleri, otelin konumu gereği içeriye park edemediği için Değirmenbahçe Caddesine park etmektedir. Bu otobüsler caddenin bir şeridini kapattığı için alt geçit çalışması sebebiyle zaten iki şeride düşmüş olan yol tek şeride düşmektedir. Bu da trafik akışını çok ciddi şekilde olumsuz etkilemekte ve durma noktasına getirmektedir. Oysa otel yetkililerinin müşterilerine olan ilgisi kadar çevrede yaşayanlara ve o caddeyi kullananlara da saygı göstererek organizasyon otobüslerini otelin hemen önü yerine 29 Ekim Caddesine bakan yönüne yan kısma park ettirseler hiçbir mesele kalmayacak. Ziyanı yok müşterilerini yine kapıda indirsinler ama otobüsler akabinde on metre ileriden sağa dönüp 29 Ekim Caddesine park etsinler. Bir otobüs yüzünden yüzlerce araç yokuş yukarı dur kalk yaparak eziyet çekmemiş olur. Selamlar...

 

 

 

“Feridun Ağabey, ben Kırklareli E Tipi Kapalı C.İ.K kurumunda hükümlü okurlarınızdan Hüseyin Atkan. Ağabey sizin aracılığınızla yardımsever okuyucularımızdan tarafıma M beden tişört, penye gömlek pantolon gibi yardım talep etmekteyim. Şimdiden herkese selam ve dua ediyorum.”

 

 

 

“Çaresizlik sebebiyle değildi benimki… Evlilik sebebiyle gittim yurt dışına… Orada bizlere 'ithal damat' deniliyor… Doğrusu iyiydik rahattık bir süre… Çocuklarımız büyüyünce anladım sıkıntıyı… Şimdi evlatlarım büyüdü. Onlara ne bizim kültürümüzü verebildim, ne bizim dilimizi öğretebildim. İnanç olarak henüz din değiştirmeseler de çocuklarım yaşayış olarak dinimizle uzaktan yakından alakasız oldu. İşin garibi buranın insanı onları kendilerinden kabul etmiyor. Ülkemizde kalıp kendi dinimizden inancımızdan kültürümüzden mi beslenseydik, yoksa evlenmek için geldiğim bu ülkede bu korkunç akıbete mi düçar olsaydım? Şimdi altmış yaşıma geldim. Geri dönüp baktığımda kaybettiğim ömrüme ve yanımda olmalarına rağmen kültür ve inanç açısından benimle alakasız çocuklarıma bakarak kahroluyorum. Oysa ben ne idealist biriydim. Bütün hayallerim yok oldu...”