Sussam gönül razı değil söylesem etkisi yok

A -
A +
Ne kadar anlatılırsa anlatılsın ya konuşulanlar etki etmiyor, ya anlatılanlardan haberi yok insanların ya da bu kimselerde; gelenek görenek inanç gibi kültürel birikimlerin esamesi yok… İstanbul’un mutena semtlerinden birinde akşam evime giderken gördüm. Cep telefonumla çekip size gönderdim. Bu poşetlerdeki ekmek dilimlerinin her biri yedi-sekiz lira. Çok özel buğday unundan yapılmış poşetlenmiş ekmekler. 75 kuruşa halk ekmekten ekmek almak için sıraya giren insanların bulunduğu bir şehirde tanesi 7-8 lira olan ekmekler alınıp sonra da hiç açılmadan çöpe atılabiliyor? Bu kültürel ve ekonomik uçurum nereden kaynaklanıyor. Her ramazan sabah akşam televizyonlarda konuşan anlı şanlı isimler kendi konuşup kendisi mi dinliyor! Sussam gönül razı değil söylesem etkisi yok… Allah’ım sen acı bu saf millete...
Sussam gönül razı değil söylesem etkisi yok
           Süleyman Alibeyoğlu-İstanbul     Bence kendimizi kandırıyoruz   Feridun Ağabey, ramazan-ı şerif münasebetiyle akşam iftar öncesi, gece de sahur vakti elimden geldiğince ramazan programlarına bakıyorum. Anlatılanlara göre Müslüman kimdir? Elinden dilinden emin olunan kimsedir değil mi? Diyorum ki böyle ise gerçek anlamda ülkede pek az kimsenin bu tarife uyduğunu görüyorum. Yalan söylemeye gerek yok. Aramızda sorduğumuzda herkes dürüst herkes iyi herkes doğru sözlü ama o zaman bu kadar rant, bu kadar talan bu kadar rüşvet gibi dinin kabul etmediği tüyü bitmedik yetimin hakkı diye vicdanlara seslenilen konuları kimler yapıyor? Herkes kendi çapında bu işleri yapıyor ama sorduğunuzda kendisi ona binbir haklı bahane üretiyor. Diyorum ki kimi kandırıyoruz biz, bence kendimizi kandırıyoruz.            Ahmet Sakarya-Ankara     Çağdaş belediyecilik nasıl olsun?   Köhne tabelası olan, içinde sararmış bıyıklı, göbekli, ter kokulu, uyuklayan bakışlı, bodur, asabi insanların bulunduğu belediyecilik dönemini artık kapatalım. Şehirlerimiz, ilçelerimiz pırlanta gibi olsun. Her yere ağaç dikilsin. Parklar yemyeşil ağaçların çiçeklerin güllerin bulunduğu alanlara dönsün. Çeşmeden akan su içilsin. Dışı sıvasız, içi demirsiz, topraklama tesisatı kusurlu, estetikten nasipsiz binalara izin verilmesin. Sokaklarda yağmur sonrası 1 gram çamur olmasın. Sel suları evlere dolmasın. Çöp sepetleri koku saçmasın. Otobüsler, taksiler elektrikli olsun. Balkonlar çiçekle dolsun. Sokak hayvanları aç susuz kalmasın. Belediye yöneticileri para savurmak, adam kayırmak için sürekli kaldırım yapmasın. Engelliler şehirde mahvolmasın. Modern şehirler kuralım ama 350 bin kişi müteahhit olamasın. Almanya'da neden 3500 diye düşünelim.              Ali Özdemir
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.