Nefes nefese

Hollywood senaristlerinin bile yazmakta zorlanacağı bir aksiyon filmi Galatasaray adına mutlu sonla bitti

Galatasaray’ın alametifarikası coşkusu. Bu eksik olunca sarı-kırmızılıların maç kazanma ihtimali neredeyse sıfıra düşüyor.
Nihayetinde takımın başında taktik bir deha yok. Olsaydı savunmasını kalabalık tutan Akhisar’a karşı Garry Rodrigues kulübede oturmazdı. 2-0 geriye düştükten sonra Eren Derdiyok’u sahaya sürmek için 69. dakika beklenmezdi.
Yine o iştahlı coşkulu futbol anlayışı ikinci yarıda devreye girmese, Galatasaray’ın dün geceki maçı çevirmesi imkânsızdı.
Tabii burada hakem Ümit Öztürk’ün hatalı kırmızı kartını da es geçmek olmaz. Yasin Öztekin’in Miguel Lopes’le girdiği mücadele pozisyon itibarıyla bariz gol şansı olsa da, sarı-kırmızılı futbolcu kendini yere attı.
Skorun bir anda 2-0’a gelmesinde bir diğer önemli pay da Fernando Muslera’ya ait. Beşiktaş maçında Galatasaray’ın gardını düşüren tecrübeli kaleci dün yediği 2 golde de bariz hatalı. Her ne kadar ilk golde Maicon kalesini vursa da, Uruguaylı eldivenin çıkıp çıkmamakta yaşadığı tereddüt, Brezilyalı stoperin şaşırmasına sebep oldu.
Devreyle birlikte Fernando’nun Galatasaray’ı ateşleyen füzesi ve hemen peşinden Bafetimbi Gomis’in golü galibiyeti müjdeler gibiydi.
Ancak önce Bafetimbi Gomis, sonra da Ümit Öztürk, Mustafa Yumlu’nun tuzağına düştü.
2 kırmızı kartın çıktığı, 2 teknik adamın tribüne yollandığı, hataların damga vurduğu, Hollywood senaristlerinin bile yazmakta zorlanacağı bir aksiyon filmi, sahanın en vasat iki ismi Belhanda ve Feghouli’nin golleriyle mutlu sonla bitti.

Galatasaray’da yönetim, teknik direktör, futbolcular ve taraftar konsantrasyonunu kaybetmiş durumda. Bunlardan biri eksik olduğunda şampiyonluk uzak olur.
2-0 geriye düşmüşken gelen 4-2’lik galibiyet Tudor’a 1 haftalık daha kredi kazandırmış olsa da, tribünlerin her maçta “İmparator Fatih Terim” sloganları altında sezon geçer mi orası muamma.

MAÇIN ADAMI: Fernando