Yine aynı sıkıntılar...

A -
A +

Türkiye'nin gündemi, bayram da olsa, seyran da olsa pek fazla değişmiyor! Yokluklar, kuyruklar, sıkıntılar, eza ve cefalar ve de baskılar... Bayram öncesinde emekli vatandaşların üç kuruşluk maaşlarını almak için ne çileler çektiklerini, kuyruklarda nasıl heder olduklarını, bazılarının hayatını dahi kaybettiklerini, hep birlikte çaresizlik içinde televizyonlardan seyrettik. Yetkililer de yine sadece bahane bulmakla yetindiler. Bu sene başka bir yokluk daha yaşandı. Başta İstanbul olmak üzere bazı büyük şehirlerde kurbanlık hayvan bulmak mesele oldu. Kurban kesmek isteyen pek çok vatandaş arefeden başlamak üzere dört gününü kurbanlık aramakla geçirdi. Bazıları birkaç depo benzin de harcamak zorunda kaldı. Fiyatlar da hemen yokluk piyasasına ayak uydurarak ikiye katlandı... Geçen sene Şubat krizinin sıcaklığında büyük zarar eden celepler bu sene ya maddi imkansızlıktan hayvan getiremedi veya dikkatli hareket ederek geçen senenin zararını kısmen telafi etme yoluna gitti. Medyanın bütün gürültüsüne ve yetkililerin bütün beyanlarına rağmen, yine beklenen oldu (aksi zaten mümkün değildi) ve belediyeler kurban kesim yeri ve düzeni konusunda sınıfta kaldı. Hayvan başına celeplerden peşin harç aldıkları halde, temizlik, tertip-düzen vs. konularda çok yetersiz kaldılar. Bu sebeple de o rahatsız edici manzaralar yine yaşandı. Acaba, derilerin takibinde olduğu gibi, vatandaşa kolaylık sağlamada ve parasıyla da olsa yardımcı olmada aynı hassasiyet ve dikkat gösterilse laiklik tehlikeye mi girer?!. Zekat ve fitrelerle Çocuk Esirgeme Kurumu'nu, Kurban derileriyle Türk Hava Kurumu'nu ayakta tutmaya çalışmak ne kadar mümkün ve laik ve sosyal devlet ilkeleriyle ne kadar bağdaşır bir tutum? Daha da ötesi, din ve vicdan özgürlüğü ile, insan haklarıyla, mülkiyet hukukuyla ne kadar uyumlu? Bu konulara kimse pek girmek istemiyor. Devlet sadece esip gürlüyor, bunun ötesini de zabıta kuvvetleri marifetiyle halletmeye çalışıyor... Ve tabii ki, Türkiye'nin gündemi de hep aynı kalıyor! Yıllardan beri "hayvancılık ölüyor" feryatlarına kulak tıkamanın getirdiği sonuç şimdilik, vatandaşın kurbanlık bulamaması oldu. Bundan sonrası da kasaplık hayvan kıtlığı olacak! Bütün bunların yanında bir nebze sevindirici olan tek gelişme, trafik kazalarında önemli nisbette azalma kaydedilmesi ve can kaybının geçen senelere nazaran daha az olması... Bu da bayram sonrası için sevinme vesilemiz. Ama bunun yanında mevcut sıkıntılar bayram öncesi bıraktığımız yerde duruyor. Piyasalardaki durgunluk, işsizlik, parasızlık ve geleceğe dair korkular bütün sevimsizliği ile karşımızda duruyor. Yine IMF denetlemeye (pardon gözden geçirmeye) gelecek. Avrupa Birliği "ev ödevinizi yapın" diye üsteliyor. 19 Mart'a kadar yapılması gereken çok şey var... Hükümet ortakları önemli konularda uyumsuz ve kararsız! Bazıları ise huzursuz. Evet değişen bir şey yok. Gündem hep aynı... Ama yine de ümitsiz değiliz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.