Washington’da komedi, yüzyılın barış planı!..

A -
A +
ABD Başkanı şahsına karşı yürütülen azil sürecinin hararetli safhasında, güya Filistin – İsrail barışı için mahut planı açıkladı. Defalarca ertelenen içi boş, palavra üzerine kurulu sözde plan!..
 
Donald Trump ile Bibi Netanyahu’nun, önceki gün Beyaz Saray’da sergilediği tiyatroyu canlı seyredenleriniz kim bilir neler düşündü… Ben daha ilk dakikada “sitcom” kalıbına oturttum. Ancak Filistin’in İngiltere Büyükelçisi Husam Zomlot, “İKİNCİ SINIF KOMEDİ” tanımını yapınca, çok beğendim ve ondan ödünç aldım. Gerçekten ikinci sınıf komedi. Bibi için fark etmez, ama “Süper Güç” Amerika’nın başkanlığını yürüten bir kişinin böyle gülünç durumlara düşmesi, dünyanın selameti bakımından fazlasıyla düşündürücü… Donald Trump, kendi ülkesinin yasama organı olan Kongre’de kurulan ‘yüce divan’ mahkemesinde, yürüyen azil sürecinin en sıcak safhasında iken, “YÜZYILIN BARIŞ PLANI” diye, bir uyduruk- yutturmaca metinle dünyanın karşısına çıkıyor… Sözde Filistin – İsrail arasındaki yetmiş yıllık savaşı sona erdirecek barış planı. Ama daha ilk cümlesinde yüzyılın yalanını söyledi: “İSRAİL BUGÜN BARIŞ İÇİN BÜYÜK BİR ADIM ATIYOR..” Evet, tek kelime ile yüzyılın yalanı. Çünkü İsrail bugüne kadar asla, ciddi bir barış istemedi ve bunun için gayret göstermedi. Tam tersine her seferinde barışın temeline dinamit koydu. Bununla da kalmadı, Filistin devletinin kurulmasını temelli imkânsızlaştırmak için, Amerika’nın desteğiyle her türlü zalimliği, caniliği, ahlaksızlığı sergiledi. Filistin’in bütün altyapısını tahrip etti ve milyonlarca Filistinliyi açlık ve yokluğa, sefalete mahkûm etti. Bütün bu melaneti hep ABD’nin kayıtsız şartsız desteğiyle gerçekleştirdi…
Bunun ispatı da özetle Trump’ın garip jest ve mimiklerle, tuhaf yüz ifadeleriyle yaptığı konuşmasının başlangıcında söyledikleri değil mi? Sanki babasının malından dağıtıyormuş gibi “Kudüs’ü İsrail’e başkent yaptım, Golan tepelerinin (Suriye’ye ait) işgalini tanıdım, şunu yaptım bunu yaptım...” diyerek, İsrail’in konforu için her şeyi feda edeceklerini bir kere daha tekrarladı. Trump’ın bunları söylerken Bibi ile karşılıklı bakışları çok küstah ve bir o kadar da tiksinti vericiydi… Trump, Filistin’in varlıklarını bu şekilde İsrail’e peşkeş çektiği içindir ki, Netanyahu da ona “Şimdiye kadar Beyaz Saray’a gelen en büyük İsrail dostu” payesini hemen verdi. Bu tablo, dünya barışı; insani değerler, hak – hukuk ve medeniyet kavramları hesabına gerçekten utanç vericiydi!.. Dünyanın gözü önünde bu kadar pişkinlik, bu kadar küstahlık, bu kadar kibir ancak “felaket” olarak nitelenebilir. Ve maalesef bu felaket katmerli şekilde işliyor. Elbette bu, plandan başka her şeye benzeyen yalan ve palavra bileşkesi metin, en başından Filistin halkı tarafından buruşturulup çöp tenekesine atıldı bile… Filistin tarafından hiç kimse o tiyatronun sergilendiği Beyaz Saray’da yoktu. Kendileri çalıp kendileri oynadı. Bir saatlik komedi sırasında, dinleyenler kaç defa ayağa kalkıp alkış tuttu, inanın hesaplayamadım! Ama bu tezgâha dayanarak, rüşvet, dolandırıcılık ve görevini kötüye kullanmaktan ötürü, Trump gibi yargılanmakta olan Netanyahu, Batı Şeria’nın üçte birini teşkil eden Ürdün Vadisi’ni de ilhak etmek için bir fırsat yakaladığını ifşa etti. Yani Filistin diye bir devletin olmaması için her şey yapılıyor. Ama Trump sıkılmadan bunun barış için son bir şans olduğunu söylüyor.
Hayır, Bay Trump! Durum hiç de söylediğin gibi değil. Senin yutturmaya çalıştığın bu megaloman laf kalabalığı, asla plan falan değil ve olamaz. Bahreyn ve Umman gibi devletçikleri, İsrail’e kuyruk olmaya teşne BAE gibi yönetimleri, zor ve baskıyla ayağınıza getirtip gösteri yapabilirsiniz. Ama şunu unutmayınız, Filistin halkına asla boyun eğdiremeyeceksiniz. Plan dediğiniz bu paçavra, suratınıza yüzyılın tokadı olarak çarpıp tarihin tozlu raflarına girecektir. Belki bir yetmiş yıl daha, Filistin halkı çile doldurur. Şimdilerde olduğu gibi, yedi sekiz milyon Filistinli daha sürgünlerde hayat mücadelesi verebilir. Amma velakin, asla ve kat’a kendi toprağından vazgeçmez! Yani teklif ettiğin elli milyar dolarlık rüşvet karşılığında, Filistin toprakları satılık değil. Ne ABD’nin sürekli tehditleri ne de İsrail’in misket bombaları, Filistin halkının iradesini alt eder. Şunu kesinlikle kafanıza koyunuz. Bu devran mutlaka değişecek. Neticede Amerika’nın hegemonyası sona erecek ve İsrail’in buradan beslenen zorbalığı da bitecek. Sonunda ne olacak biliyor musunuz, kayıtsız şartsız destek verdiğiniz İsrail ne kadar cürüm işlerse, ileride bedelini de o derece ağır biçimde ödeyecektir. “Ben küçük işler için seçilmedim…” diye böbürleniyorsun. Bu tam bir megaloman ruh hâli. Büyük işleri beceremeyeceğin ortada. Yahudi lobisine verdiğin siyasi rüşvetlerle güç devşirmeye çalışıyorsun. Belki şimdiye kadar işine de yaradı. Fakat bu rüşvet ticaretinin sonu hiç iyi olmayacak!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.