Ali Bey bu ne biçim kampanya?
28 Mart 2019 02:00
Fenerbahçe, UEFA’nın malum kurallarına takılmamak için, en sonunda 60 milyon avroluk açığı kapatmak adına bağış kampanyası düzenlemeye karar verdi. Eeee gün ola harman ola derler... Beşiktaş aynı şeyi yaptığında neler neler yazılıp, söylenmişti. Neyse... Asıl önemli olan ne mi? Ali Koç başkan, kampanya bittiğinde toplanan miktarın açıklanmayacağını duyurdu. Acaba? Bence, o miktar toplanmayacak ve geri kalanı kendisi ve yönetimden birileri tamamlayacak. Bu hâlde UEFA da yemeyecek ya bunu... Bu yüzden “Biz böyle kulübüz işte. 60 milyonu nasıl topladık, gördünüz mü?” denecek... Ne demiştik geçenlerde; yiyemezsen gargara yap!
Beşiktaş’ın örnek kararı!
Fikret Başkan durup dururken gibi sanki ama belli ki geçmişi ve dibi de var. Atiba’nın topu bıraktıktan sonra kulüpte ciddi bir görevle kalacağını açıkladı. Bence bütün kulüplere örnek olmalı bu karar, şayet hayata da geçerse... Hem profesyonelin kralı, hem de bol yabancı dilli bir futbolcu eskisi neler yapmaz ki...
Ali Kemal’e kulak veriniz.
Trabzonspor, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi büyüklerde zirve oynayan kanat adamı Ali Kemal kardeşim demişler ki “Trabzonspor’u, şehir ve çevre özelliği ile takım olarak yarısından çoğunu bu yörenin çocukları temsil etmeli...” Eeee, kendinden menkul bu görüş... Doğru mu? Bendeniz yıllardır yazıp, söyleyip dururum. Ali Kemal pası verdi, siz yöneticiler de alıp gole gidiniz.
Şerefsizlere Müslüman dersi!
Hani şu şerefsiz Avustralyalı var ya... Yeni Zelanda’da camileri kan golüne çeviren... İşte ona, onun gibileri, hatta bu insanlık dışı davranışını perde arkasından gülerek yorumlayanlara ithaf olunur bu satırlar. Efendim, neredeyse Kadıköy halkını 60 seneden fazla zamandan beri beş kuruş ücret almadan tedavi eden 98 yaşındaki Ermeni vatandaşımız Dr. Jirayr Kaynar’ı kaybettik geçen hafta... Cenazesi Kadıköy Ermeni Kilisesi’nden kalktı. Ben de dâhil, törene katılanların yüzde 50’sinden fazlası Müslüman dostları idi... Ya işte böyle; terörist şerefsizler dünyası! Bu arada belki de hayattaki en yaşlı Fenerbahçe üyesi idi doktorumuz. Çiçek vardı da, tek bir yönetici ve temsilci yoktu...
Merakım budur Şenol Hoca’m!
Şenol Güneş Hoca’nın dünya üçüncüsü olurken arkasında duran tek spor gazetecisi sanırım bendim. Neyse... Şimdi Selçuk, Caner, Arda kadroda yer almazken malum olayların isimlerinden Burak var... Acaba Selçuk devamlı oynamaya başlarsa, Caner iyileşirse, Arda ise Arda gibi oynamaya başlarsa, onlar da Burak sınıfına girecekler mi? Bir de bir kere daha millî takım taç giyer mi? Hoş, yine atkına, montuna sataşanlar oldu. 2002 zaferinde de benzeri rezaleti yaşatmışlardı. Yahu dünyanın neresinde bir teknik adamın kıyafeti ile uğraşılır ki? Yoksa sen yeni bir 2002 madalyası mı aldıracaksın? Benim merakım bu da, o rezillerinki ne?
Bizim Galatasaraylılar ve acı sürpriz!
Kadıköy eskisi gibi Fenerbahçe ağırlıklı değil artık... Kozmopolit oldu zaten... Beyaz Fırın’dan Halit ve Hikmet, Sargın’dan Ümit, Emre ve Engin, Büfeci İlyas ve biraderi, telefoncu Tekin delisi ve kadim çaycısı Mehmet her rastladığımda ki, bu her gün olur, “Sen puan cetveline bakma... Onun en tepesinde 34. haftada G.Saray olacak” deyip duruyorlar... Bir bildiğiniz mi var diyecek oluyorum, “Fatih Baba varken, sen başka bir şey mi düşünüyorsun” diye de inceden içerliyorlar da... Sizin oralarda durum ne? Tam bu sırada ibra bombası patlamaz mı? Liseliler ve olmayanların düellosunda... Yazık! Şimdi bizim Kadıköy amigoları yanarsa kim başkabahatli olacak acaba? Başka mı? Başkan bir basın toplantısını düzenleyeceğini açıklamıştı. Ama ince tıraş yaptı o kadar...
Şahane bir hafta sonu...
Yok yok bizim futbol takımlarından biri Avrupa Kupası’nda iş becermedi... Süper Lig’imizde de yatak haftası idi. Orada da bir şeyler olmadı... Basketbol Ligi malum seyri ile devam etti. Fenerbahçe imparatorluğunda sıradan maçlar yani... Ama öyle bir cumartesi ve pazar yaşattı ki bize kadın voleybol sormayın gitsin... Tabii ki Kupa Voley’i kazanan Eczacıbaşı’nı kutluyorum şampiyonluğundan dolayı ama Galatasaray’ı, Vakıfbank’ı ve Fenerbahçe’yi de avuçlarımız patlarcasına alkışlıyoruz. Zaten bu dörtten ikisi belki de Avrupa’da final bile oynarsa şaşmayın... Ya da o büyük kupayı ülkemize getirirlerse...