Roberto Carlos, Ljajic, Robinho ve diğerleri...

A -
A +

Bu satırların yazarı yukarıdaki başlıkta isimleri bulunan yıldızlar ve yıldız adayı için “Keşke alınmasalardı. Bunlar dünyanın en güzel şehri İstanbul’da futbol oynamazlar, oynayamazlar” diye yazmıştı. Bu görüşe sevgili kadim dostum Ömer Üründül de imza atmıştı. Hatırlarsanız Carlos, Ankara Asfaltı yolu üzerindeki bir otelde iki takım arkadaşı ile “Özel oda” açmıştı. Hem de bir yıllığına... Robinho zaten bir işte sabıkalı gibi idi. Sivas’ta idare etti ama Boğaz’a düşünce yürüdü... Şimdi ise geçtiğimiz çarşamba bir haber sitesinde çok özel fotoğrafları yer alan Ljajic gündemde. Hatırlarsanız geçtiğimiz haftalarda hem bu sütunlarda, hem de ekranda bu futbolcu için “Ayakta duramıyor” yorumunu yapmıştım. Merak edilmişti bu yorumun arkası... O zaman bakınız o sitedeki fotoğraflara... Az kalsın unutuyordum F.Bahçe’deki Adil Rami’nin teknik heyet tarafından sorguya çekilmesi yetmiyormuş gibi bir de yönetim kurulu tarafından kulağına asılınmış.
 

Benim üç yıldızım
Gençlerli Sessegnon, Rizeli Boldrin ve Malatyalı Guilherme... Bunlar benim, bizim futboldaki gerçek anlamda orta saha adamları... Adam geçme özellikleri var mı? Var... Boş adam gördüklerinde ayağa ve koşu yoluna topu atıyorlar mı? Evet... Ellerini kollarını sallayarak mı oynuyorlar, yoksa koşarak yardımlaşıp arayarak mı oynuyorlar? Evet... Acaba kulüplerine kaça mal olmuşlardır? Sanırım Seri, Belhanda, Gustavo, Muriç, Falcao, Ljajic, Lens, N’Koudou’nun maliyetlerinin onda biri etmemişlerdir. 
 
Beşiktaş’a bu kadar aday yeter mi?
Beşiktaş’ın olağanüstü seçimli kongresine bir kaç gün kaldı. Ve de dört isim Divan’a verdikleri dilekçelerle başkanlığa aday olduklarını açıkladılar. Güzel! Peki, bunların arasından kim seçilir? Onu bunu bilmem ama seçim günü kongre stada seyircileri toplasın onlara sorsun önce... Çünkü Beşiktaş’ta kötü bir âdet edinildi. Tribünler bağırıyor ve başkan gidip yerine yine tribünler tarafından kovulacak yenisi geliyor. Bu ülkenin en eski kulübüne, yani tarihinize ihanet etmiyor musunuz? 

Adnan Polat devrede mi? 
Uzun bir zamandır etliye sütlüye karışmayan eski başkanlardan Adnan Polat son günlerde Galatasaray’ı en çok konuşan kişi oldu. Galatasaray’ı kandırıp tüyen Ribéry için kendisine Fransızca belgeler sunmuştum. Ne yaptı bilmiyorum. Ancak bir zamanların Avrupa’daki en iyi ön liberolarından olan Linderoth’un transferinde sık sık konuşmuştuk. Adam, sağlığı yüzünden futbolu talihsizce erken bırakmak zorunda kalmıştı. Ne dersiniz; sağlıklı fotoğraflar da veren Adnan Polat koltuğa yakın zamanda oturur mu? Ben bilmem, liseliler bilir tabii ki... Pardon unutuyordum; Galatasaray Ali Sami Yen’de Kayseri ile oynarken Fenerbahçe’nin Denizli’de puan kaybını bekliyordu şampiyonluk için... Öyle de olmuştu, Polat da omuzlara alınmıştı. 

Ne diyorsun İbrahim Kardeş!
Cumartesi akşamı ekrandan, pazar sabahı gazetem Türkiye’den bilgi edindiğime göre Artistik Jimnastik Dünya Şampiyonası’nda halka hareketinde İbrahim Çolak adlı bir Türk altın madalya kazanmış... Nasıl olurdu da bir Türk bu branşta boynuna altını takardı? Önce bu değerli kardeşimi kutlar alnından öperim. Sonra günümüzün Spor Bakanı dostumu da, şimdiye kadar görülmedik şekilde spora yaklaşımı yüzünden kutlarım. Tabii ki en başta, kıran kırana mücadelenin yapıldığı İstanbul Amatör kümesinden gelen değerli dostum, kardeşim Başkan Erdoğan’a bir kere daha teşekkür ederim. Suriye’nin kuzeyinde mücadele eden Mehmetçiğime bundan güzel teşekkür mesajı olur mu? Bende yaş 75 oldu. Askerliğim 26 ay sürmüştü. Şimdi de bir o kadarına daha hazırım haaa... 

Doğru formülü bulmak şart!
Bizim millî takımın savunması, oynayanı, oynamayanı ile şimdilik her maçı rahatlıkla oynayabilecek, her türlü güçlü rakibe karşı durabilecek niteliktedir. Orta alanımızda doğru seçimler yapmamız da olmazsa olmazdır. Çift ön liberolu kurgunun önündeki adam şimdilik Hakan Çalhanoğlu’ndan başkası da değildir. Bakınız Fransa maçının ikinci yarısına... Ya ön taraf? Maalesef kanat oyuncu sıkıntımız vardır. Santrfor diye adlandırdığımız yer için şimdilik üçlü bir eleman avantajımız vardır. Genellersek bizim takımın gençliğine, mücadele hırsına, saha kapatmaya özen göstermesine diyecek pek yok ama oyun tekniği ve ferdi teknikte ortalama notumuz 6’yı zor geçer.  

Yıldırım Kaya devrim yapar mı?
Şu CHP’de öyle isimler var ki, onlar olmasa ne yaparız bilemem. Yıldırım Kaya isimli zat, Atatürk’ün büyük sporcu olduğunu, dolayısıyla da onun izinden gittikleri için iktidarı, gelmez ayın son çarşambasında alsalar dahi, sporda büyük hamleler yapacaklarını iddia etti ekranda... Atatürk’ün sadece bir defa, o da gömlek, süveter ve pantolonlu görüntüsü ile sandalda kürek çektiği görülmüştür. Sanırım Florya’da... İster misiniz bu zat yarın spor bakanı olunca ya da Lefter’i ünlü kaleci yapan Genel Başkan’ı ile tutup biri hentbolda, diğeri okçulukta rekorlara imza atsınlar... Futbol, basketbol mu? Onları zaten yutmuşlardır da, ben devrimden(!) söz ediyorum. 

Siz Türkiye’nin ekranı mısınız?
Kahraman Mehmetçiğimizin Suriye’nin kuzeyinde başlattığı ve HDP ile yandaşlarının hazmedemediği harekât bir de Tele1, Krt, Halk TV gibi Türkiye sevdalısı olmayan kanallarca “ayıplandı” desem yeridir. Yahu en azından ekmeğini yediğiniz ülkeye ihanet etmeyiniz. Böyle bile baksanız doğruyu bulursunuz ama bir kere yoldan çıkmışsınız. Hele hele geçtiğimiz cuma saat 17.00 sularında bu Tele 1’de bir profesör vardı ki sormayın... Hoca’m sen o zaman terk et bu ülkeyi! Bak ne ülkeler var sandalında kürek çekeceğin... 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.