Alışırlar be İmamoğlu!

A -
A +

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Bey, tıpkı partisinin babalarına nazire yaparcasına deprem mağduru Elâzığ’daki kısa turdan sonra, Malatya yerine kayağa bağlamış kendini... “Ailece tatildeyiz” dedikten sonra da, “Herkes buna alışacak” gibi geleceğe tüyo bırakmış... Ben buna aldırmadım bile... Çünkü yaşım itibarıyla rahmetli babam ve dostlarından duyduğum kadarı ile Başkan’ın partisi bir çok şeye alıştırmış Türk insanını... Hatta benim bildiğim, yaşadığım kadarı ile margarin, yakıt yokluğu da çekmiştik. Yani asıl alışması gerekenler tonla oy yağdıranlardır. Gözünüz aydın! Yazı geç oldu ama iyi de oldu galiba...  Pardon unutmadan; Kemal Dayı da bir hafta sonra Elâzığ’a indi. 15 Temmuz akşamı bir eve girer gibi... Neme lazım! Bir de Kızılay çadırı görmedim dedi ama Kızılay yazılı çadıra girerken de suçüstü oldu. 

Kafa voleybol golü ne? 
Trabzonspor-Fenerbahçe maçının hakemi malum zat, yine bence 7’yi geçemedi. Meseleye hakemden bakarsanız yanarsınız. Nereden mi bakalım? Efendim; Fenerbahçe’nin yediği ikinci gol resmen ve alenen bir kafa voleybolu ürünü değil mi? Yenik durumda iken hâlâ mı Tolga oyunda kalır? Yine yenikken Rodrigues çıkar mı? Hoca dediğin geniş bakacak... 

Rıza Hoca ve arşiv! 
Hem ekrandan çok söyledim hem de bu sütunlarda çok yazdım. Neyi mi? Rıza Çalımbay Hoca hangi takıma gittiyse ortalama 15 ila 20 hafta iyi gider. Sonra mı? Nedendir bilinmez fren yapar ve inişe geçer. Son iki haftaya bakalım... Keşke bilmeseydim yine... Ama beş gol biraz fazla da oldu. 

Sergen’in ayağı! 
Beşiktaş, Rize’de baskılı idi. Top ağırlıklı olarak Beşiktaş takımının ayaklarında idi. Ancak ne var ki, bu Rizespor’un oyun kurgusundan kaynaklanıyordu. “Topu ver, çekil, alanı daralt, ikramla veya kazandığınla kontraya çık” taktiğidir Rize’nin Beşiktaş’a sunduğu ağırlık... Ama şu Gökhan Gönül’ün golüne de “Şapkaaa” demek gerekir. Hele hele o riskli durumda ayağını uzatmak varsa... 

Trabzonspor orta alanını tamir etmeli! 
Obi Mikel emekli olmuş. Ndiaye dikine gider, Sosa biter tükenir bu durumda... Fenerbahçe karşısında geri dörtlü ve kaleci Uğurcan, önde de Sörloth olmasaydı... Hüseyin Hoca bu orta alana bir etkili karşılayıcı bulamazsa hiç ummadığı maçlarda yanabilir. Benden söylemesi... 

Geçmiş olsun Nedim Kardeş’im! 
Fenerbahçe’nin unutulmaz kaptanlarından Nedim Doğan vücudunda oluşan bazı kırıklar nedeniyle ameliyat olmuş. Yanaklarından öper geçmiş olsun derim. Hey gidi Nedim hey! Türk futbol tarihinde transferi nedeniyle altı ay men cezası almış tek futbolcudur. Kaçırılıp da Kurbağlıdere’deki otelde saklandığında her gün yanında idim. 

Donk ve Ömer! 
Yazmaktan usanmadım. Donk kızağa çekildiğinde bu sütunlarda, “Yapma Fatih Hoca’m... Böyle bir jokeri nasıl yanında oturtuyorsun” diye yazmıştım. Hazırlık maçlarının en iyisi Ömer Bayram da kenarda kalınca, yanlış oluyor diye ısrar etmiştim. Şimdi mi? Kayserispor’u kim temizledi acaba? Hele hele Donk’un o golü uzun zamandır bizim futbolda rastlamadığım cinsten, âdeta Metin Oktay golüydü. 

Aaa Moses on birde! 
Bizim Mert Üründül bildirdi... Fenerbahçe’nin kasık arızalı ünlü oyuncusu Moses, Inter’de ilk on birde çıkmış. Ve 83. dakikaya kadar da sahada kalmış. Al geri, doktor ve masörün yanından ayrılamaz.  

Başakşehir’e boş meydan!
Okan Buruk hocanın Başakşehir’i, zorlandı gibi görünse de maçı aldı. Klasmanın üstündekiler yenilip de durunca bu seyircisiz takımın havası geri geldi gibi... Bekleyelim görelim demek en doğrusu... 

Selahattin Pınar’ı anarken... 
Bugün 6 Şubat... Yani rahmetli büyük alaturka bestekârı ve tamburi Selâhattin Pınar’ın ölüm yıl dönümü... 1960 yılında Kalamış Todori’de yemek sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti. Hastaneye ilk koşan Sadun Aksüt üstat olmuştu. Hemen ertesi yıl üstadın ölüm yıl dönümü yemeğinin organizasyonunda bendeniz yüzlerce telefon ederek başrolü oynamıştım. Kardeşi şimdi rahmetli Melâhat İçli bile gelmişti. Sonra mı? Bir daha topa girmedim. Çünkü aynı mekân geceyi fiks mönüye bağlamaya kalkmıştı da ondan... Nurlar içinde yat büyük usta! Belki bir Bahar Akşamı rastlaşırız seninle... 

Brüksel’i örnek al Kadıköy Belediyesi! 
Bizim gazetenin pazar günkü sayısında en arka sayfada beni yerimden zıplatan bir haber vardı. Belçika’nın Brüksel şehri belediyesi bazı cadde ve sokaklarda gece yarısından sabaha kadar içki içilmesini yasaklamış. Uymayana da 350 avro ceza... Yasak, lokantaları ve kafeleri kapsamıyor. Ey Kadıköy Belediyesi, bak sana harika bir örnek. Gel, sen de böyle bir karar al... Al ki, çoluk çocuk, yaşlı, hasta rahat uyuyabilsin. Yani medeniyete uğra be! 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.