Asrın savaşı!

A -
A +
Türk ekonomisi son 19 yılda askerî vesayetin AK Parti hükûmetine verdiği muhtıralarla, gezi parkı olaylarıyla, ABD’nin sert yaptırımlarıyla, 15 Temmuz darbesiyle, terör tehdidiyle, pandemi baskısıyla ağır yara aldı, ama yıkılmadı. Rezervlerimiz eridi fakat hem devlet hem özel sektör, yurt dışından aldıkları borçları son kuruşuna kadar ödedi, itibarımız zedelenmedi. Ülkenin millî geliri 750 milyar dolar, 2020'de 36 milyar dolar olan cari açık 2021 sonunda 18 milyar dolara geriliyor, bütçe açığı son derece düşük, halkın borçlanma oranı %16, ihracat 220 milyar doları aşıyor. Fabrikalarımız siparişleri yetiştirmek için 3 vardiya çalışıyor. Alışveriş merkezleri tıklım tıklım dolu... Merkez Bankasının kasasında 128 milyar dolar var. Turizm gelirleri 22 milyar dolara ulaşıyor. Halkın bankalardaki serveti 143 milyar dolar. Ayrıca 200 milyar dolarlık altın varlığına sahip. Şirketlerimizin ödeyecekleri borçlara karşılık nakit 90 milyar doları bulunuyor. Vatandaşımız; en ucuz 200 bin en pahalı 3 milyon liralık otomobillerle dolaşıyor. Evlerin değeri ortalama 1 milyon liraya yükselmiş... Böyle bir ülkede faiz %15 olur mu? Kuru tavana çıkarırsan, maliyetleri ateşlersen buz gibi olur. Diğer gelişmekte olan ülkelere bakın farkı görün. Brezilya %7,75, Güney Afrika %3,75, Meksika %5,00, Rusya %7,50...
Türk lirası gerçek değerinde olmadığı için enflasyon kontrolden çıktı. Bakın kasım ayında reel efektif döviz kuru (yani yabancı paralar karşısında TL’nin değeri) 60,37 ile 1994’ten bu yana en düşük seviyede. Başka bir ifadeyle bugün 1 dolar=6,77 TL olması gerekirken 11,20 TL'de. Satın alma gücü zayıflayınca fiyatlar uçuyor...
Peki Türk lirası nasıl değer kaybediyor? 10 banka her sabah toplanıyor, aralarında anlaşıyor kur şu kadar olacak diye ilan ediyor. Sermaye hareketleri serbest olduğu için istedikleri gibi aralarında at oynatıyorlar. Merkez Bankası da bunlara bakarak döviz listesi ilan etmek zorunda kalıyor. Sistem şöyle işliyor: 
Her gün saat 10.00-15.00 arasında saat başı bankalararası döviz piyasasında 1 ABD doları karşılığında TL fiyatı verilir, buna göre alım satımlar gerçekleşir... Bir de Londra ayağı var. Bizim piyasalar kapandıktan sonra burada 1-5 milyon dolarlık alımlarla kurlar yükseltilir. Ertesi sabah piyasa açıldığında bu rakamlar esas alınır. Sonuçta TL mum gibi eritilir... Şuraya bakın! Cumhurbaşkanı faiz diyor, kurlar yukarı gidiyor... Böyle saçma bir gerekçe olur mu? Bankalar sanki sözleşip hükûmetin aleyhine çalışıyor. 
Merkez Bankası son 3 ayda faizi 400 baz puan indirdi. Özel bankalar hâlâ bu yarışa neden katılmıyor? Tavır mı koyuyorlar. Bu muhtariyete ipin ucu kaçmadan yeni bir kanuni düzenleme yapılarak mutlaka son verilmelidir. Yoksa TL ölecek. ABD Başkanı Biden muhalefete açık çek veriyor; Neden? ABD tarihi başarılara imza atarak ülkeye çağ atlatan muhafazakâr bir hükûmete tahammül edemiyor da ondan... Karşılarında kendileri gibi kadeh tokuşturan, salonda vals yapan, uşak göremedikleri için çıldırıyor!
Artık eski Türkiye yok. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dik durup, çanlarına ot tıkamasından hiç memnun değiller. Merkez Bankası faizleri aşağı çekince kur silahını ateşlediler. Amaç etiketleri şişirip vatandaşı isyan ettirmek. Dolar yükselince göbek atıyorlar. Adam çıkmış, "Kurtuluş IMF'de... Hükûmet gitsin dolar 2 lira düşer" diyor. Doğru, o zaman ABD ülkeye dolar yağdırır, ama sonra ciğerimizi söker!.. 
Türkiye asrın savaşını yapıyor!.. Vatandaş kendisine hizmet edenle kendisini yıkmak isteyeni net bir şekilde görüyor. Ülkeye eşi benzeri olmayan yatırımlar kazandıran hükûmet fakir vatandaşının yakacak, yiyecek, giyecek ihtiyacını görüyor, maddi destek sağlıyor. Memurunun işçisinin emeklisinin maaşını yükselterek onu enflasyona ezdirmiyor...
Anlayın artık düşmanların beğenmediği, istemediği, yıkmaya çalıştığı hükûmet başımızın tacıdır!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.