Deve-tencere meselesi!..

A -
A +

Güven hâlesi içinde" iş başı yapan Mehmet Aydınlar Federasyonu, daha bir ayı dolmadan, "kendi" kalesine öyle bir gol attı ki, artık görev süresi boyunca bu gol unutulmayacak!.. Sayın Aydınlar, "Şike soruşturması kapsamında", önce İstanbul Emniyet Müdürü ile bir görüşme yaptı; tabloyu "Vahim" olarak niteleyerek, "ne yapacaklarına dair" bir şey söyledi!.. Sonra "operasyonu yürüten özel yetkili savcı" ile görüştü, tabloyu gene "Vahim" olarak niteleyerek, "ne yapacaklarına dair" "bir başka şey" söyledi; iki görüşmeden sonra "ne yapacaklarına dair" söylerinde "önemli farklar" vardı!.. Daha sonra, "Kulüpler Birliği Vakfı'nın başkan ve yöneticileri ile yaptığı ortak toplantının sonrasında yapılan Federasyon toplantısının bitiminde", bu defa "ne yapacaklarına dair" çok ama çok başka "bir karar açıkladı" ve de "vahim tablodan tek söz dahi etmedi!.." Karar, "ortada sanki hiçbir şey yokmuş" havası veriyordu ve kamuoyunda "Bu ne perhiz, bu ne lâhana turşusu" havası oluşuverdi!.. Hemen sonrasında kulislerde "yalanlanmayan" gazete haberlerine dayanılarak "şu" rivayet kulaklara fısıldanmaya başladı; "Gazete haberlerine göre, Aydınlar, izin alması gerekirken, savcıdan izin de almayarak sorgulama sırasında hastaneye kaldırılan bir kulüp başkanını ziyarete gitti, gene gazete haberlerine göre yarım saat görüştü. Gazeteler bu ziyarette kulüp başkanının Aydınlar'a 'Bizi düşürmeyin' dediğini yazdı. İşte bu ziyaretten sonra Federasyonda hava değişiverdi!.." Şimdi Federasyona soruyorum; "Böyle bir görüşme oldu mu", oldu ise, "Aydınlar, o başkanla bu görüşme sırasında neler konuştu"; bunları bilmek Türk spor kamuoyunun en doğal hakkı değil mi?.. Dahası, "Federasyonun, gelecekte daha büyük sorunlar ortaya çıkaracak karar erteleme ve geciktirme pozisyonu için", Galatasaray Başkanı'nın "çok titiz yazılmış, her kelime ve cümlesi tartılıp ölçülmüş, her satırı haklı" açıklamasına verdiği "hiddet", hatta "Susmazsan cezalandırırım" tehdidi taşıyan cevabı, saklanmaya çalışırken "sobe olan" kişilerin öfkesine benzemiyor muydu?.. Kulüpler Birliği'nin "Borç içindeyiz, ligler hemen başlamalı" görüşünün ağır basacağı, "İlhan Cavcav zihniyetinin hakim olduğu", dahası "Şike dosyasına adı giren 7 - 8 kulübün yöneticilerinin de bulunduğu" bir toplantıdan "başka türlü bir tavsiye kararının alınmayacağı biline biline" Federasyonun "ara kararını o toplantıya bağlayan senaryosu" nasıl inandırıcı olabilirdi?.. O toplantıdan sonra "ara karar biraz geciktirilip", mesela "şu" adımlar atılsaydı, daha iyi olmaz mıydı: "Bundan sonra ne yapılacağına dair" yol haritası, Hukuk Kurulu'ndaki, Disiplin Kurulu'ndaki, Tahkim Kurulu'daki değerli hukukçulara , spor hukuku uzmanı birkaç "başka" hukukçu da katılarak, "onlara" çizdirilemez miydi?.. Hiç olmazsa "Federasyonun bu işi ciddiye aldığını" göstermek için ligler bir-iki hafta ertelenerek, "operasyonların bittiği anda", İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ile görüşerek, "Anayasa'nın değiştirilmesiyle özerk federasyonların kazandığı haklar içine girdiği" önemli hukuk merkezleri ve hukuk uzmanları tarafından dile getirilen şekli ile, "Dosya ve delillerin iddianameden önce savcılıktan alınması için" gayret sarf edilemez miydi? "Dosyayı, delilleri istedim, bana cevap hâlâ verilmedi" gibi "İş olsun torba dolsun" gösterisinden öteye gitmeyen bir açıklama yerine, "ciddi, gayretli ve olayı bir an önce çözmek istenildiğini gösteren" böyle adımların atılması gerekmiyor muydu?.. Sayın Aydınlar, bilesiniz ki, İzmirli bir iş adamı dostumun bana öğrettiği bir "Anadolu" sözünü sizin de her zaman çok iyi hatırlamanız gerek; "Ne kadar uğraşırsan uğraş, deve tencereye sığmaz!.." Hadi Galatasaray Başkanı'nın "haklı" açıklamasına öfke kustunuz, bari, Spor Hukuku Enstitüsü'nün , Beşiktaşlı Çarşı Grubu'nun ve de Tahkim Kurulu Başkanınız Hasan Gerçeker'in açıklamalarını iyi okuyun; okuyun da hiç olmazsa bundan sonra "güven bunalımını daha da arttıracak" adımlar atmayın; "Bize kimse akıl vermesin, bizim aklımız bize yeter" gibi "sizlere yakışmayan" açıklamalar da yapmayın!.. İşte futbolcuların itirafları gündeme bomba gibi düştü; hâlâ "Süper Kupa'yı oynatmakta kararlı mısınız?.." Ne olacak şimdi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.