İskoçya ve Türkiye!..

A -
A +

Bir sorum var; "İskoçya ile Türkiye arasında ne fark vardır?.." Ooo, biliyorum hemen "Böyle soru olur mu; kim bilir belki bin fark, belki milyon fark vardır; nereye baksan, neye el atsan elbette ortaya İskoçya ile Türkiye arasındaki karşılaştırmadan bir yığın fark çıkar" diyeceksiniz!.. Ama ben "gene" de soruyorum; zira benim "bu satırlardaki işim" ne coğrafya, ne siyaset, ne sosyoloji, ne ekoloji, ne hava, ne su, ne din, ne milliyet; ben bu satırlarda "spor" yazarım, işte bu soruyu da "spor" anlamında soruyorum; "İskoçya ile Türkiye arasında ne fark vardır?.." Siz sevgili okuyucularımı daha fazla yormadan, bıktırmadan bu sorunun cevabını "taze iki örnek ile" ben vereyim: İskoçya'nın "en büyük" iki kulübünden birinin, 140 yıllık onca iç ve dış büyük başarılar kazanmış, 54 lig, 33 kez İskoçya ve 27 İskoçya Lig kupalarını müzesine götürmüş Glasgow Rangers'in Başkanı, "kulübü boğazına kadar borç içine düşürdüğü ve Kayyum'a devrine sebep olduğu için" İskoçya Futbol Federasyonu tarafından "ömür boyu spor yöneticiliği yapmaktan" men edildi!.. Türkiye'nin "en büyük" üç kulübünden biri ve 110 yıllık "en eskisi olan" Beşiktaş'ın Başkanı ise, tıpkı "Glasgow Başkanı gibi", kulübünü "borç batağı içine soktu ve UEFA Mahkemesi'ne kadar düşürdü"; ama bizler "o başkanı" Futbol Federasyonu Başkanı yaptık!.. İşte, İskoçya ile Türkiye arasındaki fark!.. Acıyorum "yeni" Beşiktaş Başkanı Fikret Orman'a; 1 Mayıs'ta UEFA Mahkemesi'ne ne diyecek?.. UEFA'ya yazılı olarak "Borcumuz yoktur" gibi "gerçek olmayan beyanlarda bulunarak" Beşiktaş Futbol Takımı'nın "Avrupa Kupaları'na katılmasını sağladığı" iddia edilen ve bugüne kadar "bu çok ciddi iddia ile ilgili bir cümlelik bir açıklama bile yapmayan" o günkü Beşiktaş, bugünkü Türk Futbol Federasyonu Başkanı'nın, hem Beşiktaş'ı, hem Türk Futbolu'nu "nasıl bir uçurumun başına getirdiğini" bilmem ki anlayabiliyor, kavrayabiliyor muyuz?.. İnşallah "UEFA'nın iddiaları doğru değildir"; Beşiktaş ceza almaz ve de Türk Futbolu "Şike olayından önce", bu olaydan "temiz çıkar!.." Yoksa futbolumuzun FIFA ve UEFA başta dünya önünde durumu "nasıl" olacaktır? "Kulübünün borcu konusunda gerçeklerin tam tersini beyan eden" bir yazıyı "Beşiktaş Başkanı" olarak imza edip UEFA'ya gönderen sayın Yıldırım Demirören'in, bu defa altını imzalayıp "Türkiye'de şike yapılmamıştır, suç da yoktur, suçlu da" denilerek göndereceği yazıya UEFA "nasıl" inanacaktır; UEFA'dan öte, FIFA, dünya nasıl inanacaktır, bizler nasıl inanacağız?.. Dua edelim; UEFA sorgulamasında "iddianın gerçek olmadığını" Fikret Orman ve yönetimi ispat edilebilsin ve Beşiktaş da, o günkü Beşiktaş yönetimi de aklansın!.. Aksini düşünmek bile istemiyorum; tam bir felâket olur, sadece Beşiktaş için değil, Türk Futbolu ve Türk Futbolunun saygınlığı için de!.. "Öyle" bir kararın çıktığı gün, durumu kurtarmaya sayın Yıldırım Demirören'in "istifası" bile yetmez; aslında bir başka soru da çıkıyor ortaya; "Acaba istifa eder mi?.." Pardon, saygıdeğer okurlarım, iyi duyamıyorum; "Bu iddia resmen UEFA tarafından ortaya atıldığı gün istifa etmeliydi" mi diyorsunuz?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.