Ayrımcılık; işte daniskası!..

A -
A +

Yardımcı doçent doktor!.. Üniversitelerde rektör danışmanlıkları ve Spor Bilimleri Bölüm Başkanlıkları!.. Ülkemizde "Dünyada ve Türkiye'de futbol organizasyonları üzerine analitik bir yaklaşım tezi" ile doktora yapan ve "doktor" unvanı alan ilk ve tek kadın!.. Türkiye'nin ve Avrupa'nın "FIFA kokartlı" ilk kadın hakemi!.. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından verilen "Kadın ve Spor 2002 Avrupa Kıtası Büyük Ödülü" sahibi!.. Türkiye ve Avrupa'da 1.Liglerde maç yöneten "ilk kadın hakem!.." Hakemlik yaptığı 20 yıl süresinde 150'si yurt dışında ve 60'ı "uluslararası resmi karşılaşma" olmak üzere 1500'den fazla profesyonel / amatör maç yöneten bir kadın!.. Hakemliğinin dışında Türkiye'de kurulan ilk kadın takımı Dostlukspor'un kalecisi ve kaptanı; bitmedi, "antrenörlük ve teknik direktörlük diploması" var, yani "sahada oynanan" futbolun da hocası!.. Ve 53 yaşında!.. Dahası da "çok var ama", ben burada durayım ve Lale Orta'ya reva görülen "ayrımcılık" darbesini ve de "bu darbeye karşı", Meireles ve Melo gibileri "savunma, koruma, kollama yarışına çıkan" bizlerin neden sesimizin sedamızın çıkmadığını sorayım!.. Bakınız, "seyrettiğimiz ve susup kaldığımız" olaya: "Böyle bir kariyere sahip" Lale Orta'nın "Futbol Federasyonu Genel Kurul Delegesi olabilmek için yaptığı başvuru" Futbol Federasyonu tarafından reddedilmiş; o da Tahkim Kurulu'na gitmiş; Tahkim Kurulu da itirazını reddetmiş; gerekçe, "mevzuat böyle imiş!.." Önümde Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun duruyor, Futbol Federasyonu Statüsü duruyor, Futbol Federasyonu Genel Kurul İç Tüzüğü duruyor!.. Lale Orta ile "doğrudan ilgili olabilecek" bu üç yazılı metinde, "Genel Kurul Delegesi olup olamayacağını ortaya koyacak" tek hüküm var, o da Futbol Federasyonu Statüsü'nün "delegeleri belirleyen" 22'nci maddesinde: "h) Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği başkanı ile beş delege, (Bu beş delege, ön eleme müsabakaları hariç UEFA Şampiyonlar Ligi ya da bu lig öncesinde bu statüye denk organizasyonlarda müsabaka yönetmiş faal olmayan hakemler arasından en fazla müsabaka yönetmiş olanlar sıralamasına göre belirlenir. Başkan ve diğer beş delegenin de faal olmaması şarttır.)" İşte burada "bir daha duralım" ve yapılan "ayrımcılığın", hem de bizzat "ayrımcılığa karşı çıkması ve yapanları cezalandırması gereken" Federasyon ve onun Tahkim Kurulu tarafından "nasıl yapıldığını" anlatalım: Efendim, Lale Orta "kadınlar" evet altını çiziyorum "Kadınlar UEFA Şampiyonlar Ligi maçları yönetmiş" ama, "Erkekler" evet, altını çiziyorum "Erkekler UEFA Şampiyonlar Ligi maçı yönetmediği için delege olarak Genel Kurula çağrılamazmış!.." "Seyircisiz maç cezası verip" de, "tribünlere kadınları doldurarak", kadını "seyirci / adam yerine koymadığını göstererek ayrımcılığın dikâlâsını yapan" Federasyonumuzdan ve onun kurullarından zaten "başka türlü bir karar" beklemek hayaldi. "Kimlerin Genel Kurul delegesi olarak çağrıldığını ve baştacı edildiğini" çok iyi bildiğimiz bir sistemin yazılı metinlerini, Lale Orta gibi bir "anıt kadını çağırmamak için", hiç sıkılmadan "tam bir erkeksel dar görüşle yorumlayıp", bahane uydurmalarına da şaşmamak gerek!.. Merak ediyorum; Lale Orta, FIFA'ya, UEFA'ya başvursa, mevzuat müsaitse CAS'a veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitse acaba sonuç ne olur?.. "Futbol erkek oyunudur, kadınların ne haddine" düşüncesinin vardığı bu "ayrımcılık zirvesi" için, benim mangalda kül bırakmayan anlı ve de şanlı "feminist" yazar çizerlerim ve de kadın derneklerim neden sus pus hâlâ ?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.