Galatasaraylı yöneticiler, dikkat!..

A -
A +

Galatasaray Futbol Takımı, “resmî” sezona gene cezalarla başlıyor; Fatih Hoca ilk maçlarda, yardımcısı Hasan Şaş “çok maçta” takımın başında sahaya çıkamayacaklar!..
Sakın ola, daha sezonun başında, bu cezalara “üst üste tribün, hatta saha cezaları” da eklenmesin; hele ki, bu maçlarda “Galatasaray aleyhine birkaç hakem hatası” olursa!..
Bu bakımdan Galatasaray Yönetimi, daha ilk maçtan itibaren “tribünleri tam bir denetim altında tutmalıdır”; zira “en ufak bir provokasyon”, Galatasaray’a ve stadına büyük cezalar getirebilir!..
Zira, “Galatasaray seyircisi”, Merkez Hakem Kurulu’nun “sadece iki hakem için aldığı ‘tasfiye’ kararına karşı”, birkaç provokatörün tahriki ile, tribünlerde “sert tepki” gösterilerine sürüklenebilir!..
MHK’nın bu “çok yanlış” karar ile “Fenerbahçe / Beşiktaş / Başakşehir Başkanlar Triumvirasına verdiği ‘Merak etmeyin’ selamını” ve hakemlere gönderdiği “Bakın, Galatasaray lehine hata yaparsanız yandınız” mesajını sarı-kırmızılı taraftarının kolay kolay unutacağını sanmak safdillik olur!..
Ufak bir kıvılcım, Galatasaray Stadı tribünlerini “şiddete karşı yeni talimatın getirdiği ağır cezaların uygulandığı” ilk yer hâline getirebilir!..
Hele hele, “bir başka maç var ki”; o maçta, “Galatasaray taraftarları, bir tribünde “beraberce” oturtulmamalıdır!..
İşte sebebi; Futbol Federasyonu, A Millî Takımımızın 2020 UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri H Grubu’nda kendi sahasında oynayacağı Andorra, Arnavutluk ve İzlanda maçlarının hangi statlarda oynanacağını açıkladı. Türkiye / Andorra; 7 Eylül 2019 Cumartesi günü Beşiktaş Vodafone Park Stadı’nda, saat 21.45’te.
Türkiye / Arnavutluk; 11 Ekim 2019 Cuma günü Fenerbahçe Ülker Stadyumu’nda, saat 21.45.
Türkiye / İzlanda; 14 Kasım 2019 Perşembe günü, Galatasaray Türk Telekom Ali Sami Yen Spor Kompleksi’nde, saat 20.00’de.
İlk iki maç, “kolay” görünüyor, Galatasaray’ın Stadı’nda oynanacak karşılaşma, Türk Millî Takımı’nın gruptan çıkıp çıkmayacağını tayin edebilecek kadar önemli!..
İşte bu maç başlamadan, “aynı tribünde kümeleşecek” Galatasaray taraftarları, Federasyon ve özellikle Merkez Hakem Komitesi aleyhine “suç sayılacak” tezahüratlar yapabilir.
ultrAslan’a yapılacak uyarılarla, taraftarın düşürülebileceği “provokatif tuzak” önlenebilir; dikkat!...

İşin suyu çıktı!..
Eh Falcao yetmedi, şimdi de İbrahimoviç çıktı. Yooo, çıkmadı, Mustafa Cengiz başkanın hayali idi, şimdi İsveç Millî Takımı’ndan arkadaşı Jimmy Durmaz’ın aracılığı ile “hayaleti” Galatasaray’ın kapısına geldi; öyle yazıyor, gazeteler!..
İş bu hâle geldiyse, “ciddiyeti kalmadı” demektir ve galiba Galatasaray bu sezonu da Diagne ile geçirecektir!..
Galatasaraylılar dua etsinler de, takımın kanat adamları, “Trezeguet / Diagne işbirliğini” kasetlerken izleyip, ezberlesinler ve saha içinde ona “Trezeguet’lik” yapsınlar; görülecektir ki, “o para cambazı” 25 – 30 gol atacaktır!..
Bu skor, Galatasaray’ı şampiyonluğa ulaştırabilir, zira orta sahada ve forvette 8 – 14 gol atacak çok adamı var, Fatih Hoca’nın!..
Yeter ki defans, gelene gidene “hoş geldin, sefa getirdin” demesin!...

“Öncelik” görünüyor!..
Galatasaraylılar, geçen sezonun başındaki gibi, “Golcü…Santrfor … Falcao…” peşinde ama, “7 gol yenilen” ilk iki hazırlık maçı gösterdi ki, “acil ve öncelikli” ihtiyaç, orta sahada “hatta 2 oyuncu / biri Deniz Türüç” ve “sakatlık / ceza / formsuzluk durumlarında rotasyona girecek” tecrübeli ve sağlam bir stoperde. Fatih Terim de, onların peşinde.
Diagne satılırsa, Mitroglou satılırsa, elbette Falcao ve de hatta Samatta; neden olmasın?..

Sayın Spor Genel Müdürü’ne bir mesaj!..
Bir okuyucumdan mesaj aldım, bir millî sporcunun annesinden. “Aynen” Spor Genel Müdürümüz Mehmet Baykan’a sunuyorum. Soruşturacağına ve “olay doğru ise” gereğini yapacağına eminim. İşte mesaj:
“Sevgili Öcal Bey, ben bir millî sporcu annesiyim. Oğlum Galatasaray Spor Kulübü’nün A Takımı, U19 ve U17 sutopu kalecisi. Balkanlarda 3’üncülük, Ukrayna’da 1’incilik, yurt içinde ve dışında birçok birincilik ve madalya almış, efendiliği ve yeteneğiyle camiada örnek gösterilen bir çocuk. Fakat bu sene oğluşum, Federasyon Başkanı Vedat Akgün beyefendi ve antrenör Sinan Turunç tarafından linç edildi. Hiç ettiler, evladımın önünü kestiler.  Bunu, sadece başka bir çocuğu (camiada tanınmayan) millî yapabilmek adına yaptılar. Bunları daha önce de yaptılar, şimdi de yapıyorlar, daha sonrada yapacaklar. Gerçek sporcular Türkiye’de kalıyor. Sonra kötü sonuçlar alıyoruz Arkadaş çocuklarıyla gidiyorlar yurtdışında bizi temsile. Adaletsizlikler hat safhada. Yaşanan çok şey var. Ne olur bana yardımcı olun sesimi duyuramıyorum.”.

Şaka!..
Hemen hemen bütün gazetelerde haber, “başlık” da aynı; anlaşılıyor ki, ajans haberi; “Galatasaray’ı Falcao ateşi sardı!..”
… Ve de yakıyor; baksanıza “Futbol Takımı, sıradan iki Alman takımından 7 gol yedi!..”

Mesut / Arda ve mentor!..
Mesut Özil, Arda’ya özendi galiba… “Spordan çok” magazin, günlük haber sayfalarında görünmeye başladı. Polis / Karakol ve de “magazin” sayfalarına manşet olmak, onun gibi “çok kabiliyetli” bir futbolcuya yakışıyor mu?..
İşte burada duralım ve “mentor” denilen kişinin, özellikle “sporcular için” ne kadar önemli olduğunu bir defa daha yazalım!..
Mentor; “Yaşam hocası” demektir; öğreten, yetiştiren, yol gösteren, işbirliği, arkadaşlık yapan, kişinin yeteneklerini “en doğru şekilde” kullanmasını sağlayan, “iyi ile kötüyü, faydalı ve zararlıyı ayırt etmesine yardım eden” demektir!..
Arda da, Mesut da “böyle” birer “gerçek” mentora sahip olabilselerdi”, kendi kendilerini tüketmek için bunca gayret sarf etmezlerdi; yazık!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.