Eşitlik; ikna odaları kurulmalı!..

A -
A +

Merkez Hakem Kurulu Başkanı Zekeriya Alp “pişkinleri” oynuyor; Zorlu Center’da yapılan ve “gizlenen” toplantıyı Erman Toroğlu Hoca’m “açığa çıkarınca” kopan ‘kıyameti’, “Ali Koç’u ikna ettim” diyerek dindireceğini ve sonlandıracağını sanacak kadar da saf!..
“Haklı” olarak soruluyor; “İstifanızı isteyen” Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’i, “kimin binasında” ve “gizlenen” hangi toplantı ile ikna edeceksiniz?..
Ya Beşiktaş Başkanı’nı, ya Sivasspor Başkanı’nı, ya “Hakemlerden VAR’dan her hafta canı yanan ve puan üstüne puan kaybeden” onca kulübün başkanlarını ne zaman ve nerede ikna edeceksiniz?..
Acaba, zatıalinizi “Zorlu” toplantıya çağıran Federasyon Başkanı Nihat Özdemir ile beraber, “Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un ikna edilişi ile ‘uğurlu olduğu’ ortaya çıkan” Zorlu Center’da, bir kat kiralayıp, orada “Süper Lig / 1. Lig / 2. Lig / 3. Lig kulüp başkanlarını ikna odaları” yapılandırsanız ve de o odalarda “canı yanan başkanları ikna ederek”, anayasada yazılı olan “eşitlik” ilkesini yerine getirseniz, nasıl olur?..
Bak Zekeriya Kardeş’im, “iyi insansın, dürüst insansın” ama “ne olursan ol” artık o koltukta “rahat” oturamazsın!..
Orta hakemden, yardımcı hakemden, VAR hakeminden “canı yanan” kulüp başkanlarına “derdini, niyetini anlatma imkânın kalmadı”; madem “ikna” metodunu kullanacaktın, “bunun ilk örneği, iş yaptığın bir holdingin sahiplerinden ve yöneticilerinden biri olan” bir başkan ile mi olmalıydı?..
Hadi, “bunu”, yıllarca Fenerbahçe yöneticiliği, başkan vekilliği yapan, Federasyon Başkanı düşünemedi, ama sizin “Olmaz sayın Başkan, hem de federasyon dışında, kimselere duyurulmayan bir toplantıya MHK Başkanı olarak ben gelemem” demeniz gerekmez miydi?..
“İki Fenerbahçeli Başkan arasında”, böyle bir “esrarengiz” toplantıya katılmakla ve de “duyulduğunda (ki, duyulmamasının mümkün olacağını bilecek kadar tecrübeliydiniz) çıra gibi yanacağınızı” nasıl düşünmezsiniz?..
Bakınız, “teferruata girip”, basın toplantısında söylediğiniz “hatalı ve haksız olmadığınızı iddia eden” her cümleniz tek tek analiz edilebilir…
Ve o cümlelerde bile “hatalarınızı ve haklı olmadığınızı ortaya koyan” sözlerin olduğu, o sözlere ‘zahirî / bâtıni, yani göründüğü anlamlar ile gizli anlamları’ zaviyesinden bakarak rahatça ortaya konulabilir.
Sadece bir örnek vereceğim; mesela, “Ben bile VAR konuşmaları ile ilgilenmiyorum, bir tanesini bile dinlemedim” cümleniz, “zahiri” kurtarıyor ama “bâtıni” anlamıyla tam bir felaket. Neden “böyle” yaptığınız ayrı bir mesele ama çok açık bir soruyu da beraberinde getiriyor; bunu yapıyorsanız, ne işiniz var, MHK Başkanlığı koltuğunda?..
“Çalınarak ya da çalınmayarak küme düşecek takımları ya da şampiyonluk yarışını etkileyecek” bir “gri pozisyon” için kulüplerde, camialarda ve spor basınında kıyametler koparken, mesela, sizi “Kulüp başkanını ikna etmeye mecbur edecek” kararların, “VAR konuşmalarını dinlememek” ne demektir; sayın MHK Başkanı?..
“VAR konuşmalarını dinlemeden”, nasıl bir “ikna masasına oturur” ve de sonra “İkna ettim” diye kendinizi savunursunuz?..
Peki, “o ikna ettiğiniz” başkanın takımına mağlup olan bir takımın başkanının, hem de “haklı” olarak “Hakem ve VAR kararları için” isyan etmesi karşısında nasıl susarsınız?..
Onurlu bir insansınız, tertemiz bir maziniz var. Çok merak ediyorum; “Bu tabloda, bu hakemlerle, bu VAR ile, bu kulüp başkanları ile ve bu spor basını ile bu sezonu ‘başarı ile’ sonlandıracağınıza” inanıyor musunuz?..
Beni ikna etmeniz için “İnanıyorum” demeniz yeter!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.