Okuyun Liseciler ve utanın!..

A -
A +

Bir spor insanı, spor da yazan bir gazeteci, “gönlü Galatasaray’dan yana olan” bir TC vatandaşı olarak Attila Gökçe kardeşime teşekkür ediyorum. Çarşamba günkü Milliyet gazetesindeki yazısıyla, “Başkan Mustafa Cengiz’in arkadaşlarıyla beraber Galatasaray’da neler yaptığını, ciddi olan hastalığını ve bugünkü durumunu” bütün gerçekliğiyle ve ayrıntılarıyla yazığı için. Tam bir “gazeteci yazar” örneği; kutlarım!..
Bu yazıyı, bütün Galatasaraylılar okumalı; özellikle de içlerinde hem de çokça kendini “kana kan, intikam” sendromuna kaptıranların olduğu “Liseci” takımı iyi okumalı!..
“Galatasaraylı olmayan ‘duayen’ bir spor yazarının ‘Cim-Bom’un derdiyle hoşem’ başlığıyla yazdığı” yazının tamamını “bir ara başlık” ilavesi ile Uluçmarket’e alıyorum. İşte o yazı…
* * *
“Cim-Bom’un
derdiyle hoşem”
Mustafa Cengiz, “baskın seçim” hesaplarını aşarak 2018 Ocak ayında Galatasaray Başkanlığı’na seçildiğinde durum çok kötüydü. Igor Tudor gönderilmiş, Fatih Terim göreve başlamıştı. Şampiyonluk hesapları karışıktı. Takım da camia da anormal bir gerginliğe sürüklenmişti Acil 30 milyon avroya ihtiyaç vardı. UEFA’nın 5 milyonluk zarar limiti yerine 147 milyonluk korkutucu bir zarar söz konusuydu. Avrupa kupalarından ihraç edilebilirlerdi.
Mustafa Cengiz, UEFA’yla sıcak temas kurdu. “Bizi Avrupa kupalarından dışlarsanız, en az 30 milyon lira zarara uğrarız. Ama Şampiyonlar Ligi’nde oynarsak elde edeceğimiz gelirle kâra geçme şansımız bile olur” dedi. Tezini kabul ettirdi. Galatasaray Sportif AŞ’deki sermaye artırımıyla 150 milyon TL kazandı. Store’larda satışlar yüzde 50 yükseldi. Ortalama seyirci sayısı 18 binden 37 bine yüzde yüzlük sıçrama yaptı. Şampiyonluklar üst üste gelince ilk kez 1 milyar TL kâr ettiler. Sezonun ilk dokuz ayında da kâr rakamı 4 milyon lira oldu.
Başkan bu başarıların karşılığında ne kazandı? Sadece gam ve keder! Divan Başkanı Eşref Hamamcıoğlu’nun geçen yıl bu aylarda yapılan toplantıda yakışıksız bir üslupla Galatasaray yönetimini “başarısız” bulması, Metin Oktay’ın kabri başındaki anmada en ön sıraya gelip Mustafa Cengiz’e omuz atması, kongrede pusuya düşürülüp ibrasızlıkla karşı karşıya kalması hiç de hak etmediği bir durum oluşturdu. Geceleri uyuyamıyor, sabahlara kadar hemen her soruna çare arıyordu. Galatasaray gibi bir kulübün başkanlığı da zaten hayatınızın mengeneyle sıkıştırılmasından başka bir şey değildi.

> HASTALIK / AMELİYAT VE SONRASI…
Mart ayında Başkan, Başkan Yardımcıları Yusuf Günay, Abdurrahim Albayrak ve Teknik Direktör Fatih Terim, bir toplantı yaptılar. O toplantıya katılanlardan üçü -Albayrak, Terim ve Günay - hastanede korona tedavisi görüp işbaşı yaptılar. Mustafa Cengiz, virüs kapmamıştı. Ne var ki hâlsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı ile sağlıksız bir döneme girmişti.
Sonunda anlaşıldı ki 15 yıl önce sigarayı bırakan Başkan’da ciddi sorunlar oluşmuş. Akciğerlerdeki sıkıntılı durum çok tehlikeli bir hâl almış.
Önce Onkolog Prof. Dr. Süalp Tansan’la yola çıktılar. Tansan Hoca, tüm vücudu taradıktan sonra sıkıntının beyne kadar ulaşıp tümörler oluşturduğunu saptadı. Kaçınılmaz biçimde acilen ameliyat gerekiyordu.
Ülkemizin en başarılı beyin cerrahlarından Prof. Dr. Uğur Türe 10 saat süren başarılı bir ameliyatla beyindeki üç uru temizledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ameliyattan bir gün önce geçen hafta salı, Başkan’ı arayıp şifa dilemişti. Spor dünyasının liderleri, yöneticiler ve Teknik Direktör Fatih Terim, ziyaretine geldiler. Ameliyat sonrası uyandığında ilk sözleri “Neler oluyor Galatasaray’da? İşler nasıl gidiyor? Bir aksaklık var mı?” oldu. Başkan, fısıldayan yorgun sesiyle konuşurken, oğlu Sarper Cengiz, yardımcısı Yusuf Günay ve doktorlar gözyaşı döküyorlardı. Yusuf Günay, “Ben devlet hizmetinde 9 başbakan, 13 hükümetle çalıştım. Böylesine çalışkan bir lidere çok az rastladım” dedi; “Onun bütün dünyası Galatasaray!”
Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nde, kendisinden önce benzer ameliyatı geçiren eski başbakan Mesut Yılmaz’la birlikte, aynı katta dinleniyor Mustafa Cengiz. Onkolog hocamız Süalp Tansan da hiç zaman kaybetmeden yoğun bir ilaçlı tedavi (kemoterapi) süreci başlatacak. Öğrendiğime göre son aylarda kullanılmaya başlanan bir “akıllı” ilaç, tüm vücudu dolaşarak kötü, habis hücreleri yok ediyor ve hastayı sağlığına kavuşturuyormuş.
Başkan’a acil şifalar ve geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Yeniden Galatasaray’ın dertleriyle hemhâl olduğuna bakılırsa, Fuzuli’nin beytiyle yola devam edecek sanırım: “Aşk derdiyle hoşem, el çek ilacımdan tabib!”

Galatasaray “iki başlı” olamaz!..
Kulübü ele geçirme planı tutmayınca, “Galatasaray Kulübü’nü ‘iki başlı’ hâle getirme” senaryosu gündeme kondu ve bunun için de mekân bulundu; (Sevgili Attila Gökçe de yazısında işaret ediyor) Eşref Hamamcıoğlu başkanlığındaki Divan Kurulu!..
Hamamcıoğlu’nun son açıklaması bardağı tam anlamıyla taşırdı. Yok, “Federasyon’un 12 Haziran’da ligleri başlatması kararını garipsemişmiş”, yok “Oynansa bile şampiyonluk şansı olan ilk 4 takım arsasında ‘daha ileri bir tarihte’ 4’lü play-off olarak oynanmalıymış”, yok “Dostlarıyla, arkadaşlarıyla konuşmuşmuş…”
Galatasaray Yönetim Kurulunun da “çok haklı olarak” yaptığı “Başkan ve yetkili yöneticilerden başka kişilerin görüşlerine itibar edilmemeli” açıklamasına da üzülmüşmüş. Başkan ve yönetim özür dilemeliymiş…
Böylesine de “pes” doğrusu; pişkinliğin dik âlâsı; cevabını da Ultraslan verdi, zaten!..

Şaka!..
“Bomboş, yok yok ‘borç hesapları ile dolu’ kasalara rağmen”, spor medyamız Galatasaray ile Fenerbahçe’yi “transferde patlatılacak bombalar için” kapıştırıyor!..
Bence Türkiye Spor Yazarları Derneği, bu seneki yarışmasında ayrı bir ödül koymalı; “En isabetsiz atmasyon ödülü!..”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.