Futbolumuz çığ altında kalacak!..

A -
A +

Daha Süper Lig’in ilk yarısının yarısı bitmemişken, iş çığırından çıktı!..    
Bu durumun “Sorumluları” sırasıyla ve çok açık olarak ortadadır;
1 – Futbol Federasyonu
2 – Kulüp Başkanları ve Yöneticileri
3 – Futbol Medyası
4 – Hakemler
5 – Teknik Direktörler!..
Futbol Federasyonu, kendi heyeti, Hakem, Disiplin, Tahkim ve Hukuk Kurulları ile bugün “saha içlerinde ve saha dışlarında gelinen ‘sporun her ilkesine aykırı gelişmelerin cirit attığı’ gerilim ortamının” baş sorumlusudur! Çünkü, “İdare etmenin ‘İ’sinden bile’ nasibini almamış” uygulamalarla “günü kurtarma” peşinden koşmaktan başka bir şey yapmamaktadır!..
65 yıldır “sporun izleyerek, yazarak” fiilen içindeyim; gerçekten “Federasyon olarak ağır eleştirileri hak eden” heyetler gördüm ama “böylesi?..”
“Görünen köy kılavuz istemez”; ne yazık ki, bugünün Futbol Federasyonu, “görünen köyü görmemekte direndi” ve futbolumuzu “kör ve dibi karanlık” bir kuyunun kenarına getirdi.
Öyle ki, hemen hemen her maç, hakemin düdüğüne her “püf” deyişinde,  o “dibi karanlık kuyuya düşmeye başladı!..
“Her gece TV ekranlarında ve her sabah spor sayfalarında kurulan ‘engizisyon’ infaz kurullarının baskısı altında ‘adil düdük çalma’ yetilerini kaybeden” hakemlerin üzerine yıkılan “felaket tablosu”, çok daha kötü olayların ortaya çıkmasına sebep olabilirdi. Neyse ki, “Pandemi yüzünden tribünler boş”; ne büyük şans!.. “Böyle bunaltıcı baskı altında” çok açıktır ki, “hatasız düdük çalmak” mümkün değildir ve her maç “daha kötü… daha kötü… tablolara imza atılması” ile sonlanmaktadır!..
Eğer, Federasyon yönetimi “tez elden gerekenleri yapmak ve saha içi, saha dışı spor suçlarını işleyenlere, “gereken talimat değişikliklerini” de yaparak, ‘caydırıcı’ cezaları adil olarak verme” iradesini gösteremez, “nabza göre şerbet veren” görüntülerle işi yürütme yolunda yürümeye devam ederse, korkarım “bugünleri bile arayacak” duraklara gelebiliriz!..
Evet, bugünkü Federasyon’un “bunu yapacak gücü yoksa”, derhâl istifa etmeli ve “yapacak olan” yeni bir Federasyonun işbaşına gelmesinin yolunu açmalıdır!.. Dahası, Cumhuriyet Savcıları başta, “ülke güvenliğinden sorumlu” bütün kurum ve kuruluşlar, “6.222 sayılı ‘özel’ Spor Suçları Kanunu’nun her maddesinin harfiyen yürürlükte olduğunu ortaya koyacak” adımlar atmalıdırlar!..
Zira çok açıktır ki, ülkenin dört bir yanında “milyonlarca taraftar” her gece, her sabah spor medyasında “tahrik edilmekte” ve bunda futbolu, sporu yöneten kuruluşların başkanları, yöneticileri, teknik adamları başrolleri paylaşmaktadırlar!.. Ortada tam bir “çığ felaketi tehlikesi” oluşmuştur; çare bulunmalı, tedbir alınmalı ve düze çıkılmalıdır!..

Elbette, ortada üzücü bir tablo var; 5 maç ceza!..”
Aslında, “Galatasaray Futbol Takımı” açısından ve takımın penceresinden bakarsak “üzücü” ama “geçici!..”
Ligin ilk yarısı bitmeden ceza da bitecek… Tahkim Kurulunda “indirim olursa” o da cabası…
Önemli olan, Galatasaraylı futbolcuların, “Hocalarının bu fedakârlığının sebebini” iyi analiz etmeleri!..
“Bile bile ‘lades’ diyerek” neden “böyle bir ceza alacak” hareketleri yaptı, O? Çok açık ki, mesaj “doğrudan” futbolculara idi; “Aklınızı başınıza alın, uyanın!!!” Ve geçmiş yıllarda “örneklerini” gördük; uyanacaklar!..

Galatasaray batmaz!...
Galatasaray’ın “lisecilerin hâkim olduğu (Bakınız; ‘liseliler’ demiyorum)” sosyal iletişim gruplarında, “Galatasaray battı, batıyor” çığırtkanlığı yapılıyor!..
Ve “koca koca”, anlı şanlı adamlar, “ciddi ciddi” bu tahriklere kapılarak fikir beyan ediyorlar!..
Rahmetli Süleyman Demirel’in “batış iddiaları” konusunda bir cevabı vardır, gazeteciler sormuşlar; “Sayın Başbakan Türkiye batıyormuş, öyle söyleyenler, yazanlar var, ne diyorsunuz?..”
Demirel cevaplamış; “Türkiye kayık mı ki, batsın?..”
“Galatasaray batıyor / Kulübün anahtarları teslim edilecek” diyenlere söylenecek çok söz yok; “Galatasaray kayık mı ki, batsın? / Galatasaray kasa mı ki, anahtarları teslim edilsin?..”
“Efendim, bankalarla yapılan ‘yeniden yapılanma’ şartları çok kötüymüş, kulübü batırırmış, ya da anahtarlar bankaya teslim edilirmiş!..”
Bir an düşünelim ve diyelim ki, “Galatasaray batmış”;  batmış bir kulübün anahtarlarını hangi banka teslim alır? O anahtarları ne yapacaktır?..”
Bankalar, “Galatasaray gibi ülkenin en büyük kuruluşlarından birini ve dünyaca ünlü markasını yok edecek bir sona imza atarlar mı?..”
“Yeniden yapılandırma süreci, gereken iyileşmeyi getirmemişse”, tekrar ve yeniden bir “yeniden yapılandırma” gelmeyecek midir?..
“Pandemi süreci” bitecek, “normale dönülecek” ve “yeniden yapılandırmanın gerekleri” aksamadan yerine getirilecektir. Galatasaray’ın “bu geleceği gerçekleştirme gücü” vardır; kimse merak etmesin!..
Dahası, şu anda “tribünler boş, naklen yayın gelirleri düşmüş” bir rotada yürünüyor; Yönetim “para mı basacak” onca sportif şubeyi ve kulübü yaşatmak için?..
Galatasaray “markası, gayrimenkulleri, borç durumu itibarıyla” Türk kulüpleri içinde “en iyi” durumdadır!.. Galatasaray batmaz, “batma” ancak fitnededir; Galatasaraylılar inanmasın!..

Hodri meydan mı?..
Ya ortada gene “palavra haberlerle okuyucu avı” var; ya da haberler doğru, yani, “UEFA ve Futbol Federasyonu’nun “harcama kriter ve limitleri” paspas edilerek çöpe atılacak!..
Eğer “Ocak transferinde kulüplerin yapacağı transferlerin haberlerinin üçte biri bile doğru ise” nerede kaldı “Bankalar Birliği ile kulüp borçlarının yeniden yapılandırılması” protokolleri?..
Evet, ortada hâlâ “Benden sonra tufan” diyen bazı başkanlar olabilir, ama… Acaba UEFA da, Futbol Federasyonu da, Spor Bakanlığı ve Bankalar Birliği de “Benden sonra tufan” diyen başkanların “kulüpleri getirdiği borç bataklığının kurutulması için el birliği ile alınacak zorunlu tedbirleri” âdeta meydan okurcasına çöpe atanları seyredecekler mi?..
Çoğu gitti, azı kaldı 10-15 gün sonra “neyin ne olduğunu” görmeye başlayacağız!..

Şaka!..
Fenerbahçe-Başakşehir maçının bitiminde daha “futbolcular soyunma odasında iken”, Galatasaray’dan bir Tweet atıldı; “Futbolda kapkara gece…”
Bu Tweet’e Fenerbahçe cevap verdi. Sonra taraftarlar da tweet savaşına katıldı. Ve…
Tweet savaşı “Yılın hakem hatası ödülü” verilecek maçın yankılarının üzerini örtüverdi!..
Böylece, Galatasaray’da bir “aklıevvelin attığı” Tweet, “maç gecesinin Fenerbahçe tarafını” ışıl ışıl aydınlattı, “karanlık” da “o Tweet’i atanlara” kaldı; bravoooo!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.