“Bilmediğini” de bilmemek!..

A -
A +

Futbol medyamızda “garip bir tablo” ortaya çıktı ve yerleşti; yanlış yapanlara toz kondurmuyorlar… 

Eğer “Tahir Kum” gibi, “spor / futbol mevzuatını ‘neredeyse’ ezbere bilen bir spor yazarı varsa”, bilesiniz ki, Galatasaray Başkanı Sayın Burak Elmas başta, kulüp başkan ve yöneticileri “bu mevzuatın içine girecek sözler sarf ederken ve de açıklamalar yaparken” çok dikkatli olmalılar!..
Yoksa, işte Tahir Kum imzalı 8 Aralık Çarşamba günkü “Burak Elmas için mükemmel fırsat” yazısındaki duruma düşerler!..
Nedir “o” durum; “Bilmediğini de bilmemek!..” 
Hadi “o bilmiyor” peki “yardımcısı, “hukukçu” Rezan Epözemir ne yapıyor, o görevde?..
“Başkanının bu duruma düşmemesi için yardım etmesi” gerekmez mi, Yardımcının; yoksa “o” da mı bilmiyor?..
Ne diyeyim, Sevgili Tahir “öyle bir mevzuat dersi” vermiş ki yazısında, “Temsilci ile gözlemci farkından, Alt sınır - üst sınır ceza tayinin ne olduğuna kadar” ve “ olayları da kahramanları ile isimlendirip” örnekler vererek; Ben, Burak Başkan’ın yerinde olmak istemezdim. 
Dahası da var… Diyor ki, Tahir Kum, “Eğer Galatasaray Başkanı ‘Yapacağım’ diyorsa, yapmalı!.. Sözleri havada kalmamalı!..”
Ve de “havada kalan sözleri” bir bir yazıyor…
Neredeler, “Burak Elmas’ı yere göğe sığdıramayan” benim anlı ve de şanlı Galatasaray yazarlarım, Galatasaray yorumcularım; Tahir Kum’u okurken yüzleri kızarmıyor mu?..
Futbol medyamızda “garip bir tablo” ortaya çıktı ve yerleşti; mesela, Burak Elmas’a, Fatih Terim’e, Ali Koç’a, Sergen Yalçın’a toz kondurmamak için” yarışanlar var…
Ve de… Mesela “Pereira’yı yerin dibine sokmak ve ülke dışarı etmek için” yarışanlar da…
Pereira’nın takımı puan cetvelinde üçüncü, Avrupa kupalarına da devam ediyor; “O gitmeliii!..”
Sergen’in takımı puan cetvelinde “Liderin 18 puan gerisinde” dokuzuncu, Avrupa kupalarından da “futbol tarihimizde sadece bir örneği olan ‘sıfır çekip’ elenişi” yaşıyor. Ve de, “milyarlarca borç içinde olan” kulübüne onca maçta “bir avrocuk bile” kazandıramıyor; “O kalmalııı!..”
Takımı darmadağın etmiş, “itiraf ediyor “Toparlayamıyorum” diye… Ekrandaki arkadaş neredeyse ağlayacak, “Kalmalı… Kalmalı…” diye feryat ediyor…
Ben de ekrana doğru diyorum ki; “Koş kardeşim antrenmana, takımı sen toparla bari, Sergen ‘yapamayacağım’ diyor!..”
Ama, “arkadaşın formülü” daha net; “Bu futbolcularla olmaz, yeni bir takım kurulmalı!..”
Oooo!.. Milyarlarca borç var, “Sergen’in kalması için ara transferde yeni takım kurulacak” ve de… Kim bilir devre arasına kadar Beşiktaş “takımı toparlayamayan Sergen ile” kaçıncı sıraya düşecek?
Ya tribünler; bomboş kalacak; kalsın, ama Sergen de kalsın!..
Evet, bu arkadaşlara sorulacak soru açık; “Sergen’in gitmesi için Beşiktaş’ın kaçıncı sıraya düşmesi gerek?..”
Aslında bu soruyu “baş sorumlu” Ahmet Nur Çebi Başkan’a da sormak gerekmiyor mu?..

Not: Bu yazı Sergen Yalçın’ın istifasından önce yazılmıştır…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.