Burak Başkan’a mesajım var!..

A -
A +

Kusura bakma Burak Başkan, kusura bakma…
1955’te “spor yazarak” başladığım meslek hayatımda, “Galatasaray başkanları içinde” inanmalısın ki, senden başka “ne yaptığını, neden yaptığını ve de ne yapacağını bilmeyen” bir başkana rastlamadım; rahmetli Refik Selimoğlu’ndan beri…
Yazıklar olsun sana, “başkan olduğun” seçime “seninle beraber giren” ve “sonra seninle beraber olan” herkesi “ortada bırakarak” ve de göz göre göre “mücadele etmeden” bırakıp kaçıyorsun…
Tıpkı 2000’li yıllarda “bırakıp kaçan” ‘Kayınpeder’in gibi kaçıyorsun… Ama o “ne yaptığını ve ne yapması gerektiğini bilen” bir başkandı. Nitekim “UEFA şampiyonluğu dahil, onca kazanılan kupaya rağmen” bırakıp gitmesi de “ne yaptığını bildiğini” gösteriyordu…
Rahmetli Mustafa Cengiz’in “canıyla mücadele ederken, teslim olmadığı, gece darbecilerine mücadele etmeden teslim olmak”; hem de “sahneyi onlara bırakırken, onların ağır hakaretlerine maruz kalmak” ancak “böyle bir kaçış senaryosunun son perdesi olabilirdi” ve sen bunu başardın!..
Bilmiyorum, bundan böyle “Galatasaray damgalı toplantılarda” ve de “eski başkanlara ayrılan koltuklardan birinde” nasıl oturacaksın?..
“11 Haziran’da seçim” kararı aldın; bu kaçıncı seçim kararı, senin “seçim kararlarının ne olduğu” ortada değil mi?..
Şimdi “11 Haziran’da seçimin yapılacağına” emin misin?..
“Kimsenin tanımadığı ‘Kim bu’ dediği ‘Fırat’ isimli bir Galatasaray üyesi ile” baş edemedin; mahkemelerde “seni yendi”; peki…
Ya “Fırat’ın yanında ‘umman olan’ devleti” ne yapacaksın; “O devlet, ‘genel kurul usulsüzdür’ gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu”; ne olacak?..
Devlet, “suç duyurusunun peşini bırakacak” mı?..
Devletin… “Gece darbecilerinin, Yargıtay’ın ‘yok saydığı’ İdari İbrasızlık ile başlayan ve bugünlere kadar gelen kaosu görmezden gelmesi” ve… Galatasaray Kulübü’nün başına “o usulsüzlük gördükleri gece darbesi ile başlayan süreçte, ‘başkan seçildiğin genel kurulda açık ara yendiklerinden birinin Galatasaray’ın başına gelmesine göz yumması” nasıl mümkün olacak?..
11 Haziran’a kadar başkan olduğun için, o koltuktan “resmen gideceğin güne kadar” soracağım: “Işıtan Gün Raporu’nu ne zaman açıklayacaksın?… Basında çıkan şeklindeki ‘isim boşluklarını’ ne zaman dolduracaksın?..”
Bitmedi; “Gereğini ne zaman yapacaksın?..”
Yoksa, dönelim ve biz mi, devlete, devletin savcılarına ve kuruluşlarına “Galatasaray Başkan ve Yönetimi gereğini yapmıyor, devlet yapmalı, sizler yapmalısınız” diye yazmaya mı, başlayalım?..
Alkışladığımız “Menajerler Raporu’nu” sen hazırlatıp, açıklamadın” mı?..
Işıtan Gün de, “Menajerler Raporu üzerine kendi raporunu hazırlayıp” sana vermedi mi?..
Neden “attığın adımı” geri çekiyorsun?..
Yoksa, “zülfüyâre mi dokunuyor?..”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.