Işık gözümüzü aldı

Hamza Hoca neler yaptı öyle? İki eski sol bekten Olcan'ı tercih edip, Hakanlı göbeği bozmamak... Denayer'i sağ bek yapıp, Sabri'yi öne kaydırmak... 

İlk yarının sonlarında -gerekçesi kendinde saklı- Sabri'yi sol açık yapmak...

Vs... vs...

İlk yarıda bütün planı tuttu hocanın. 

Her iki Benfica maçında da ilk dakikada sahneye çıkıp sonra kaybolan Gaitan da sarı kart görünce değme keyfine!

Her şey güzel gidiyor, Burak hariç!

O da maçın "pislik" kısmını üstlenmiş. Kart görse Atletico'ya karşı oynayamayacak. İşte o kartı zorla görüyor, orta sahadan bir atış için rakibe topu vermeyerek!

İnanılır gibi değil. Ben bu pozisyonu ve tarihin en lüzumsuz kartını şaşkınlık ve öfkeyle izlerken, bu defa yine orta sahada, yine gereksiz yere elle oynayıp ikinci sarıyı arıyor! Sırp hakem ona değil; kart itirazı yapan Gaitan'a gösteriyor. 

Neyse ki devre oluyor, beladan kurtulduğumuzu düşünüyoruz. Ama ikinci yarı kâbusla başlıyor. Ne güzel, generallerimiz Podolski, Selçuk, Sneijder savunma yapıyor derken... Sneijder'in faulü sonrasında Jonas Goncalves iki stoperimizin çabasına rağmen karambolde Muslera'yı avlıyor. 

Kart sınırındaki ikinci adamımız Selçuk cezalı duruma düşüyor. 

Galatasaray çözülüyor mu derken, Podolski ile eşitliği buluyor. 

Ama 34'lük tecrübe Luisao bir duran top için geldiği ceza sahamızdan defans görevine gitmemişken topu önünde buluyor ve golü yapması bizim talihsizliğimiz oluyor. 

Merhaba UEFA Avrupa Ligi...