Harlem futbolu

A -
A +

Bernd Schuster’in, Tayfur Havutçu’nun, Carlos Carvalhal’in, Samet Aybaba’nın, Slaven Biliç’in yapamadığını Şenol Güneş yapacak gibi…

Şu sıralar Paris’te yaşamayacaksın.   İstanbul’da yaşıyorsan lodosta dışarı çıkmayacaksın.    Bir de Beşiktaş’a rakip olmayacaksın.

Maça öyle bir girdiler ki, takip etmekte zorlandık. 
İlk 10 dakikada 3-0 olabilirdi maç; Gomez, Olcay ve Sosa son vuruşları becerebilseydi…
Seyircinin de dahil olduğu “13 kişilik” bu futbolu en son 2008-09 sezonunda görmüştük.
Müthiş keyif veren bir Kartal… 
Ama ilk çeyrek sonrasında Gomez sahada kaybolunca ve Atiba ile Oğuzhan vites düşürünce Beşiktaş yavaşladı. 
Bu kez en iyi kanat oyuncularına sahip Sivas sağdan Cicinho ve Burhan, soldan Mehdi ve Aatıf’la yüklenmeye başladı. 
-Bu cümle kaç bin kez tekrarlanmıştır bilmiyorum ama- futbol garip bir oyun... Beşiktaş coşkulu ve baskılı oynadığı bölümde golü bulamadı, tartışmalı bir penaltıyla amacına ulaştı.
İlk yarı böyle bitti.

İkinci yarıya da “deliler gibi” başladı Beşiktaş.
“Harlem basketbolu” gibi futbol tribünleri mest ediyordu.
Tuhaf şey, ceza sahasında net pozisyonlarda ayakları kayıyordu futbolcuların…
Bu futbola Vodafone Arena lazımdı! 

Doksan dakikanın yıldızı Oğuzhan Özyakup'a yakıştı ikinci gol...

Not 1: İnsanın gözleri Gökhan Töre’yi arıyor.
Not 2: Ersan Gülüm tıpkı Felipe Melo gibi, Bruno Alves gibi rakiplerini “dövüyor” ama hakemler görmüyor. İlginç.
Not 3: Bernd Schuster’in, Tayfur Havutçu’nun, Carlos Carvalhal’in, Samet Aybaba’nın, Slaven Biliç’in yapamadığını Şenol Güneş yapacak gibi… 

MAÇIN ADAMI

Herkes oynuyor ama Oğuzhan bir başka oynuyor.

KIRILMA ANI

Hüseyin Göçek’in penaltı noktasını işaret etmesi…

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.