Bu iş bitti mi yoksa?

A -
A +

Galiba, bu sezon Beşiktaş’ın Bayern maçları dışında en kötü oynamayı “başardığı” maç buydu… 8 maçtır yenilmeyen, son 3 maçını kazanmış bir takım için şaşırtıcıydı.
Ligde en fazla topa sahip olan, en az gol yiyen iki takımın randevusundan daha dengeli bir oyun bekleyenler, tahterevallinin Başakşehir tarafının bu kadar ağır basmasına gerçekten şaşırdı kaldı, benim gibi…
Elia  imzalı Başakşehir golü, tam da takımının klasiğine uygundu; ne yaptığını bilen adamların bol paslı ortak ürünü bir gol olarak…
Tosic’in çizgiden çıkardığı Başakşehir tehlikesi var ki, Beşiktaş maç boyunca böyle net bir pozisyon üretemedi. Keza, ikiye bir kaçırdığı bir gol fırsatını da kaydetmek gerekir Başakşehir’in…
Emmanuel Adebayor hemen her maçta olduğu gibi bu mücadelede de özel bir paragrafı hak ediyor. Hele bir 70 metre koşup, Başakşehir ceza sahasına girmekte olan  Lens’in önünden çaldığı bir top var ki, yarım gol değerindeydi…
Başakşehir’in hatırı sayılır bir süre (yarım saat) 10 kişi oynadığını da kaydedelim.
Beşiktaş’ta biraz  Tosic  biraz  Babel’in çabası vardı… 11’e 10 bölümde doğal olarak maçı rakip sahaya yığdı Beşiktaş ama şuursuz bir baskıdan öteye geçemedi bu…
Şimdi yeniden hesap yapma zamanı… Bu sonuç Galatasaray’ın Kadıköy’den çıkardığı 1 puanı 4’e yükseltirken, Başakşehir’in sessiz çığlığını da gürültülü bir hale getirdi. Emresiz, Ardasız bir “zaferin” sonrasında üstelik…
Ve tehlike çanları Beşiktaş için çalmaya başlar…

MAÇIN ADAMI: Adebayor

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.