Düzen tutacak hayatımız

A -
A +
Kurulu hayat üzerine kurulmuş tüm dünyamız. Meslek desen öyle hayatımız desen en başta bir yol seçiyoruz, çok da istiyoruz hâlbuki o yolun devamı olmadığını biliyoruz. Ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Üniversite okuyoruz ve bunun için çaba sarf ediyoruz ama olmayacak kadar karalar bağlayıp hep alçakçasına mutluluk dağıtıyoruz. Bölüm açılıyor ve bizler o bölüme gidiyoruz. Sonuç mu? Hüsran aslında ama bunu kimseye belirtemiyoruz. Tepki almaktan korkuyoruz belki de ama bu yolun devamı yok sanıyoruz. Kendimizce bahane buluyoruz. Aslında olmayacak evet bunun biz de farkındayız ama şu insanoğlu illa yüzümüze çarpacak hain gerçekleri… “Neden, niçin sonucunda üzülür mü?” sorularına cevap vermeden kırıyorlar.
Bizleri bir fidan olarak görmektense kök tutmuş ve artık kırılmaya hazır bir ağaç gibi görünüyorlar. Oysaki biraz düşüncelerini yıkasalar hatta o ağaca huzur verseler o da çok güzel olacak ama onu ölmüş kabul ediyorlar. Neden niçin bizler de bilmiyoruz. Belki de dedikleri gibi bir süre eve mahkûm kalacağız ama “bizim çabamız bizim emeğimiz” diyoruz. Sadece destek çıkıp morallerimizi yüksek tutmalarını bekliyoruz onlar için çok şey istiyoruz ama bu bizim geleceğimiz. Sonucundaki tüm zorluğa razıyız her şeyiyle istiyoruz gerekirse kendimizden taviz verip eve hapsoluyoruz. Gençliğimizin en güzel günlerini bir şeyleri düşünmekle geçiriyoruz. Kimine göre kötü yapıyoruz ama biz geleceğimizi düşünüyoruz. Çevremizdekilerin faydası olmasını beklemiyoruz. Zaten sadece olan inançlarımızı kaybettirsinler istiyoruz. Anlatamıyoruz derdimizi. Anlatsak anlamıyorlar ne yapacağımızı… Şaşırıyorlar… En önemlisi gideceğimiz rotayı kafada bitiriyorlar ama biz bitmesini istemiyoruz… Ya bırakın yolumuzdan gidip bildiğimiz rotada ilerleyelim ya da rotamızı belirlememize yardımcı olun, birlikte gidelim.
            Ş. Birecik-Gamze Yavuz/Karabük
 
 
ŞİİR
 
          Hasır seccade
 
Ne kasa dolusu para isterim.
Ne yağcı ellerden çılgınca alkış,
Ne ipek, ne şala sarılsın derim.
Kaplasın bir aba, üşütmesin kış.
 
Dostum olmasın dar günde kaçacak,
Gözüm yok dünyada, mevkii, makamda,
Benim son dileğim yalnız ve ancak.
Dua eden diller olsun arkamda.
 
Rüzgâr eser, bir arı yere çarpar.
Kalkamaz bir daha, kanat kırılır.
Bilmez ki her şeye bir “ol'' diyen var.
Sebep arar ve rüzgâra darılır.
 
Çivili tahtadır kuş tüyü yatak.
Yaşamak ne güzel, sessiz ve sade,
Dualı geceler gündüzden parlak.
Öpsün şu alnımı hasır seccade.
            Niyazi Kaynak-Tokat
 
 
UNUTULMAZ ESERLER
 
GARİB-NÂME: 13. ve 14. yy. Moğol istilası sebebiyle Anadolu topraklarında kargaşanın hâkim olduğu, toplumsal birlikteliğin zorda kaldığı dönemlerde halkı bir arada tutma çabalarına Mevlânâ, Yunus Emre hazretleri Âşık Paşa da gayret etmiştir. Âşık Paşa’nın Garib-nâme isimli eseri 12.000 beyitten oluşan mesnevidir. Türk tasavvuf edebiyatının bu mükemmel eserini Prof. Dr. Kemal Yavuz Türkçeye aktarmıştır. TDK dört cilt hâlinde yayınlamıştır. Âşık Paşa, Mevlana’nın ölümünden sonra dünyaya gelmiştir. Ama yaşadığı devirde Fars dili, ilim ve şairler arasında çok yaygın olarak kullanılmakta iken, Âşık Paşa, “Garib-nâme” isimli eserini özbeöz Türkçe olarak yazmıştır. Garib-nâme, öyle düz anlamda bakıldığı gibi, gariban bir kimsenin yazdığı mektuplar falan değildir. Garib-nâme, enteresan örneklerin sunulduğu ve günümüz Türkçesi ile söylersek gariplikleri enteresanlıkları anlatan bir manzumeler dizisidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.