İnsan hedefi olandır

 

 

“İki günü eşit olan ziyandadır...”

Bu söz çok kimse tarafından, daha çok çalışmak, her gün biraz daha çalışmak gibi algılanmaktadır.

En büyük yanılgı da burada başlamaktadır. Burada sunulan mükemmel şifre: Hedeftir...

Aksi takdirde her gün biraz daha fazla çalışma veya gayret gösterme mantığı insanda hayal kırıklığı ve tıkanmaya sebep olur. Eşitliği bozup ziyanda olmamak için her gün birer dakikalık fazla gayret göstermeye kalkışılsa bile bir zaman sonra dakikalara yetişilmez olunur.

Hani meşhur bir fıkradır.

Asfalta beyaz çizgi çizmek üzere işe alınan işçi, ilk gün elli metre boyamıştır. İkinci gün yirmi, üçüncü gün beş metre…

Ama her gün daha nefes nefese kalmaktadır. Ustabaşı çağırır yeni işçiyi ve sorar:

-Ne yapıyorsun sen?

-Ustam, hiç nefes almadan çalışıyorum. Ama mesafe uzadıkça artık takatim kalmadı.

-Sen bu boyama işini nasıl yapıyorsun?

-Nasıl yapacağım. Boya kutusu burada duruyor. Ben fırçayı boya kutusuna batırıp çizgi çizeceğim yere kadar koşuyorum. Mesafe uzadıkça çizgi çizme işim de azalıyor.

Ustabaşı der ki:

-Öyle olursa tabii ki iş yapamazsın.

-Ya ne yapacağım?

-Boya kutusunu yanında götüreceksin. Hem koşmayacaksın. Hem rahat rahat gittiğin yeri boyamış olacaksın.

Bu mükemmel şifre de insana hedef almayı ve hedefine ilerlemeyi öğütlemektedir.

Bir insanın, bir gün aşka gelip kendine bir fırsat oluşturup on beş yirmi sayfa kitap okuması bir arzu bir hevestir. Ama aynı insanın her gün mutlaka bir zaman ayırıp iki sayfa da olsa okumaya karar vermesi bir hedeftir. Bu insanın her gün iki sayfa da olsa okumaya devam edebilmesi ise hedefine ulaşmaktır. Birinci insan bir hevesle yirmi otuz sayfa bile okusa, ikinci bir heves ya gelecek ya gelmeyecek olduğu için o kitabın bitirilmesi mümkün olmayacaktır. İkinci insan her gün iki sayfa okumaya devam ettiği için o kitap belki iki ayda bile olsa üç ayda bile olsa bitecektir. Sonuçta kitabın okunması ve bitirilmesi gerektiği için o kitabı kendine hedef koyabilen, hedefi olabilen bitirmiştir.

Her sabah işe gidip akşam evine dönen insanların sayısı çoktur. Ama kişi, çalıştığı kurumun hedeflerine yönelik görevini yerine getirirken, kendisine de kurum içinde veya hayatta bir hedef belirleyebiliyorsa o kimsenin çalıştığı işindeki verimliliği de artacaktır. Ondan iş yeri de müşteri de memnun kalacaktır...

 

 

 

 

 

 

Ülkeyi zora sokmayalım

Kurallara daim uyalım

Şu virüsten kurtulalım

Ne olur millet evde kalın

 

Hizmet geliyor ayağına

Yaşlıysan çıkma dışarıya

Virüs bulaştırma canına

Ne olur millet evde kalın

 

Virüs sarmış dört bir yanını

Otur evde kurtar canını

Sen düşün dost ahbabını

Ne olur millet evde kalın

 

Devlet bizim için çalışıyor

Gece gündüz çare arıyor

Gün güne ölü vaka artıyor

Ne olur millet evde kalın

 

Bir olup kurtulalım illetten

Evde kal virüs gitsin bizden

Hasta olup ayrı kalma ailenden

Ne olur millet evde kalın

 

Kendine acımıyorsan acı ailene

Virüsü bulaştırma çevrene

Kulak ver seni düşünene

Ne olur millet evde kalın

 

 

 

 

 

BUKALEMUN: Bukalemunu ilginç kılan tek özellik, bulunduğu çevrenin rengine dönmesi değildir. Bukalemun, onu yırtıcı bir hayvan kılan pek çok yeteneğe de sahiptir. Hareketli gözleriyle avını çok iyi gözleyebilir. Tek başına diğerinden bağımsız hareket edebilen gözleri konik bir kas yapısının içindedir ve böylece 180 derecelik bir açıyla öne, arkaya yahut tam aşağıya bakacak şekilde dönebilir. Bukalemun böylece çevredeki böceklerden bir gözünü ayırmazken, diğeriyle de sürekli olarak gelebilecek tehlikeleri kollayarak kendini korur.