Bir an olsun düşünmedik -2-

A -
A +
Dün demiştik ki yazımızın başında “Bugün ülkemizde çarklar hâlâ dönüyorsa, devlet ayakta dimdik duruyorsa, çocuklar anasız, babasız kalmıyorsa, bunda hiç şüphe yok ki sağlık çalışanlarının büyük bir payı var.” Ardından “Bir an olsun” diye sıralamıştık duygularımızı… O duygularımıza devam ediyoruz: 
Bir an olsun duraksamadık, şehit olan arkadaşımızdan bayrağı alırken.
Bir an olsun sormadık “kim taşıyacak bu ağır yükü?” diye.
Bir an olsun gözyaşımızı akıtmadık, düşman sevinmesin, milletim yeise düşmesin diye.
Bir an olsun durmadık, akşam çocuklarına kavuşamayan bir anne, bir baba olmasın diye.
Bir an olsun düşünmedik, “sonumuz ne olur?” diye.
Bir an olsun sevdamızın ne olduğunu aklımızdan çıkarmadık.
Bir an olsun yeminimizi unutmadık.
Bir an olsun bize verilen emekleri boşa çıkarmadık...
Bir an, işte öyle bir an olsun ki tüm bu “an”lar anlam kazansın.
Bir an öyle bir an olsun ki, artık hiç kimsenin aklına, bu kutsal mesleği, alnının akıyla yapan, kahraman sağlık çalışanlarına el kaldırmak, kötü söz söylemek gelmesin. 
Bir an olsun ki, barışta bile, bir an durmadan savaşan, bu sağlık neferlerinin, hiç değilse savaşta verdikleri şehitleri unutulmasın.
Bir an olsun, işte öyle bir an olsun ki vatan borcu, namus borcu diyerek en önde, kendini bu zalim düşmana siper eden, sağlık çalışanı kardeşlerimiz, şehit sayılsın.
Bir an işte öyle bir an olsun ki, bu bayrağı düşürmemek için toprağa düşenlerin isimleri şanlı tarihimize altın harflerle yazılsın…
Bu salgında, her türlü övgünün üzerinde gayret gösteren, cansiparane çalışmalarıyla bu millete kalkan olan, tüm meslektaşlarımı ve sağlık çalışanlarını, Sayın Bakanımız Fahrettin Koca’yı, neredeyse 24 saat aralıksız çalışan filyasyon ekiplerini yürekten kutluyorum.
Bu savaşta hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allahü teâlâdan rahmet, hasta olanlara acil şifalar diliyorum.
Sizler sayesinde rahat uyuyoruz.
İyi ki varsınız.
Bir an değil her zaman!
            Ümit İpeksoy
 
 
ŞİİR
 
      Su hayattır
 
Bu sene yağmur yağmadı,
Suyu fazla akıtmayın.
Barajlarda su kalmadı
Gereksiz su kullanmayın
Dağlar taşlar kurumasın,
Türkiye susuz kalmasın
Çeşmeler ıslık çalmasın
Gereksiz su kullanmayın.
 
Kuraklık kapıyı çaldı,
Uzmanlardan haber geldi,
Kırk günlük suyumuz kaldı
Gereksiz su kullanmayın.
 
Suyla temizlenir yüzler
Unutulmasın bu sözler,
Mithat İnci yağmur gözler,
Gereksiz su kullanmayın.
      Bayburtlu Mithat İnci
 
 
 
UNUTULMAZ COĞRAFLAYAR
 
KAZAKİSTAN: Orta Asya’da yer alan Türk devletlerindendir. Kuzeyinde Rusya Federasyonu, Ural Dağları ve Güney Sibirya, doğusunda Moğolistan ve Doğu Türkistan, güneyinde Kırgızistan, Özbekistan, Aladağ, Tanrı Dağları ve Aral Gölü, batısında ise Hazar Denizi yer alır. Doğu ve batı sınırları arası 3000 km, kuzey ve güney sınırları arası ise 1500 km’dir...
Kazakistan’ın vadi ve ovalarında çok sert bir kara iklimi hâkimdir. Kazakistan yer altı kaynakları bakımından zengindir. Tarih sahnesine çıkışları 15. asra rastladığı belirtilen Kazakistan en son 1936’da yapılan yeni bir düzenleme ile Kazak Özerk bölgesi, Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti hâline getirilmişti. Rusya’daki "Glasnost" hareketlerinden sonra ve 1991 Ağustos'unda eski Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla Kazakistan Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti. Bugün Kazakistan’ın bağımsızlık yıl dönümüdür.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.